En belirgin yeme bozuklukları olan Anoreksiya Nervoza ve Bulimia Nervoza nedir? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Atalay, yeme bozukluklarını ve psikolojik sebeplerini açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Beden Kitle İndeksi (BKİ) 17 kg/m2'nin altı anlamlı ölçüde "düşük ağırlıklı" kabul edilir.
Kendinize Beden Ağırlığınıza Göre Değer Vermeyin!
Anoreksiya Nervoza'nın esas özelliği, kişinin enerji alımını yaşına, cinsiyetine, gelişim dönemindeki ihtiyaçlarına uymayacak şekilde kısıtlaması ve sonuçta kilo kaybetmesi ve beden ağırlığının normalin altına düşmesidir. Ayrıca, kişinin beden ağırlığını ve biçimini algılaması da bozuktur. Bazıları tüm bedenini şişman olarak görürken bazıları da zayıf olduğunun farkında olmakla birlikte bedeninin (kalça, karın, gibi bazı kısımlarını) "şişman/yağlı" görebilir. Kendisine yanlış beden algısına göre değer verir ya da vermez ve zayıf olduğunu kabul etmez.
Kişi Ayna Karşısından Ayrılmaz
Kişi sık sık tartılır, bedeninin bazı kısımlarını ölçer durur ya da ayna karşısından ayrılmaz. Doktora genellikle aile üyeleri tarafından getirilir, çünkü kendisi durumundan şikayet etmez, doktora gelirse bile yememenin ortaya çıkardığı psikolojik ve bedensel sorunlar yüzünden gelir. Beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bu sorunlar diş çürümelerinden (adetlerin kesilmesi gibi) hormonal düzensizliklere, sindirim güçlükleri ve bağırsak hastalıklarına, kansızlığa, böbrek hasarına, hatta beyin küçülmesine kadar uzanabilir. Bu yüzden, psikiyatriden önce kadın doğumculara, gastroenterologlara, endokrinologlara ya da diş hekimlerine gidebilirler. Olguların bir kısmı örneğin, kalp kası erimesine bağlı kalp yetmezliğinden ya da sodyum, potasyum gibi elektrolitlerin dengesizliklerinden dolayı hayatını kaybedebilir. Dolayısıyla, kimi durumlarda yatırılarak tedavi edilmesi gerekir.
Bulimia "Tıkınırcasına Yeme" Ataklarıyla Kendini Gösterir
Bulimia Nervoza, sonuçları açısından Anoreksiya ile benzerdir. Sadece davranış biçimleri değişir. Bulimia "tıkınırcasına yeme" ataklarıyla kendini gösterir. Genellikle abur cuburdan oluşan gıdalar hızla ve çoğu kez gizlice tüketilir ve bunun sonucunda kişi pişmanlıkla bu "yükten" kurtulmak için kusar; boşaltım sistemlerini hızlandırmak için ilaçlar kullanır ya da çok fazla egzersiz yapar.
Tedaviye Geç Kalmayın!
Tedavide öncelikli olarak bedenin fizyolojik dengesinin kurulması, beslenmenin düzenlenmesi esastır. Aynı zamanda psikofarmakolojik ve psikoterapötik müdahalelere de başlanır. Yatırılması gerekmeyen ve uygun zamanda başlanmış ilaç ve psikoterapiyle izlenen hastalarda hastalığın seyri tedavi görmeyen olgulardan çok daha olumludur ve ölüm nadir görülür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.