Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 51 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verdiği Vehbi Koç Ödülü’nün bu yıl “kültür” alanındaki sahibi, Koç Ailesi üyelerinin ve konukların katıldığı törende açıklandı.
Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın başkanlığını yaptığı Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından, “sosyal bilimler ve şehircilik” alanlarına önemli katkıda bulunmuş, gençlere örnek olan çalışmaları ile 19. Vehbi Koç Ödülü’ne Prof. Dr. İlhan Tekeli’yi lâyık gördü.
Prof. Dr. İlhan Tekeli, 19. Vehbi Koç Ödülü’nü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı.
Türkçe'de, şehircilik ve sosyal bilimleri kapsayan geniş bir alanda en fazla referans alan akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin şehir planlama, bölge planlama, sosyal sistemler, makro-coğrafya, yerel yönetimler, iktisadi politikalar, iktisat tarihi, şehir tarihi, belediye tarihi, eğitim planlaması, bilim felsefesi ve tarih yazıcılığı konularında 660’ı aşkın bilimsel yazı ve bildirisi bulunuyor.
Bilimsel yazıları Tarih Vakfı Tarafından 26 cilt halinde yayınlanan Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin adını taşıyan vakıf da farklı dönemlerden öğrencilerinin de katkılarıyla Şubat 2018’de kuruldu.
Yerleşmelerin gelişim ve dönüşümünü anlamak, kent yaşamının ayrılmaz parçaları olan insan hakları, demokrasi ve yaşam kalitesinin gelişmesi konularında önemli çalışmalar yürüten İlhan Tekeli Vakfı, aynı zamanda Ankara’da İlhan Tekeli Şehircilik Bienali’ni düzenliyor.
Ömer M. Koç: “Vakfımızın kendine vazife edindiği üç temel faaliyet alanından birisi ‘kültür’.”
İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, ‘’Kurucumuz Vehbi Koç hayır faaliyetleri ile ilgili kendi felsefesini, bizlere miras olarak bıraktığı ‘vedia’ metninde çok sarih bir şekilde anlatmış.
Arapça ‘emanet etmek’ demek olan ‘ved’ fiilinden gelen ‘vedia’, bizim dilimizde ‘emanet edilen şey’ anlamında kullanılıyor. ‘Vedia’yı okuduğunuzda kurucumuzun da bu yola ‘üstüme vazife’ diyerek çıktığını görüyoruz.
Vakfımızın kendine vazife edindiği üç temel faaliyet alanından birisi de ‘kültür’. 1980 yılında ülkemizin ilk özel müzesi Sadberk Hanım Müzesi ile başlayan kültür yatırımlarımız sırasıyla VEKAM, AKMED, ANAMED, Arter ve Meşher’in de hayata geçirilmesiyle bugün gayet geniş bir alana yayılmış durumda.
Ailemizin bu alandaki hizmetleri Vehbi Koç Vakfı ile sınırlı değil: Rahmi M. Koç Müzeleri ve Pera Müzesi her yıl çok önemli sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor; çocuğu, genci ve yaşlısıyla halkımıza fevkalade geniş bir kültür hizmeti sunuyor. Üç yılda bir kültür alanında verdiğimiz Vehbi Koç Ödülü’nü de bu alana yapılan önemli bir katkı olarak düşünebiliriz.”
Ömer M. Koç: “Kendi alanlarında tüm dünyada tanınan, saygı duyulan bu değerli bilim insanlarını ülkemizde daha geniş bir kesime tanıtabilmek ve gençlere örnek gösterebilmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.“
“Bugüne kadar kültür alanında verdiğimiz altı ödülün dördünün konusu ‘kültürel ve tarihi miras’ idi. Bu başlık altında, 2002 yılından bu yana, Topkapı Sarayı Müzesi dışında, çok kıymetli üç akademisyen ödülümüzün sahibi oldu. Kendi alanlarında tüm dünyada tanınan, saygı duyulan bu değerli bilim insanlarını daha geniş bir kesime tanıtabilmek ve gençlere örnek gösterebilmekten çok büyük bir gurur memnuniyet duyuyoruz“ diyen Ömer M. Koç şöyle devam etti: “Tam burada ‘gençlere örnek olmak’ konusunun altını çizmek istiyorum: Maalesef gerek ülkemiz, gerek dünyamız fevkalade zor bir dönemden geçiyor.
Bir yanda bölgesel sorunlar, mülteci krizi, iklim değişikliği; diğer yanda demokrasi ve insan haklarını tehdit eden rejimler, zaman zaman geleceğe dair ümitlerimizi azaltıyor, bizleri karamsarlığa ve endişeye sevk ediyor. Ülkemizde de gençlerimiz tarihi seviyede bir işsizlik sorunu ile mücadele ederken çok iyi yetişmiş, vasıflı birçok genç de maalesef hayatlarını başka ülkelerde kurmanın ve kazanmanın yolunu arıyor.
Tüm bu olumsuz şartlara rağmen, Atatürk’ün koyduğu ’muasır medeniyet’ hedefinden gözünü hiç ayırmadan, büyük bir şevk ve inançla çalışmalarına devam eden, üreten, araştıran, gençlere ışık tutan hocalarımız da var. İşte bugün Vehbi Koç Ödülü’nü böyle bir akademisyene takdim edeceğiz.”
Prof. Dr. İlhan Tekeli: “Vehbi Koç’un yaşamı ve ortaya koyduğu eserin Cumhuriyet’in bir başarı öyküsü olduğunu düşünüyorum.”
Prof. Dr. İlhan Tekeli törende yaptığı konuşmada, “Bu ödülün Vehbi Koç adını taşımasına özel bir önem veriyorum. Vehbi Koç’un kendisinin ve projesinin öyküsünü yaptığım çalışmalardan çok yakından biliyorum.
Vehbi Koç’un yaşamı ve ortaya koyduğu eserin cumhuriyetin bir başarı öyküsü olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle Cumhuriyet’in okullarında yetişmiş, onun değerlerini benimsemiş bir kişi olarak bu ödül bana çok sıcak geliyor, içimi ısıtıyor. Kendisini saygıyla anıyorum” dedi.
Konuşmasını yaşadığı düşünce macerasının kendisini nasıl bir yaşama bakış noktasına taşıdığını özetleyerek tamamlayan Prof. Dr. İlhan Tekeli, “Geldiğim bu noktada yaşamın üreterek, gerektiği yerde direnerek, toplumda kendisine bir yer açmak ve bu yolla bir anlam üretebilmek çabası olduğunu düşünüyorum. Bu yaşam, özgür olarak gerçekleştirildiğinde onurlu yaşam haline geliyor.
Bu nedenle iç dünyamda ne kadar özgür kaldığımı, hafızamın kapılarını başka görüşlere ne kadar açık tuttuğumu, dıştan gelen telkinlere ne kadar katıldığımı yahut katılmadığımı sürekli olarak sorguluyorum. Önümde geçmişten başka bir şey kalmadı düşüncesine düşmemek için de sürekli yeni projeler üretmeye çalışıyorum.
İnsanların yaşamdaki anlamlılık arayışı içinde geldiği noktalar farklı oluyor ve olacak demokratik toplum böyle bir şey. Herkese anlamlı ve mutlu yaşamlar dileğiyle konuşmamı bitiriyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.