Bursa'da, Nilüfer Kent Bostanları’nda yürütülen çalışmalar ile Türkiye’ye özgü olan ve unutulmaya yüz tutmuş birçok bitki yeniden çoğaltılıp, köylülere dağıtılıyor. Yerli tohumların küresel firmalar aracılığıyla gittikçe daha az üretildiğini kaydeden Atay, "Tohum işi dünya üzerinde 4-5 firma tarafından organize ediliyor. Bunlar hem konvansiyonel tohumları yapıyorlar, hem GDO'lu tohumları üretiyorlar. Hibrit tohumlar dünyanın her tarafında verimliliği yüksek olduğu için ciddi miktarlarda kullanılıyor. Maalesef Türkiye'ye de yurt dışından giren tohumlar istila etmiş vaziyette. Hibrit tohumlardan başka bir şey göremez olduk. Bizim de tohuma verdiğimiz önem bu atalık tohumları tekrar üretime koymak" diye konuştu.
Bursa haber...
'70-80 YIL ÖNCEKİ TOHUMLARI BULAMIYORUZ'
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden toplanan yerli tohumları test ettikten sonra üretim aşamasına sokan merkez, tohum değişim etkinlikleri düzenleyerek çiftçilere yerli tohumları ücretsiz dağıtıyor. Amaçlarının biyolojik çeşitliliği artırmak ve atalık tohumları canlandrımak olduğunu belirten Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı ve Ziraat Yüksek mühendisi Arca Atay, "6 dönümlük arazi üzerinde, ekolojik tarım koşullarında çeşitli bitkilerin deneme üretimlerini ve tohum üretimini yapıyoruz. Günümüzde maalesef atalık tohumları, yerel tohumları bulmak çok zor. 70-80 sene önce ekilip dikilmekte olan, gıda maddesi olarak tükettiğimiz bir takım bitkilerin tohumlarını bugün bulamıyoruz. Çünkü biyolojik çeşitlilikte gittikçe azalan bir durum söz konusu, biz bundan çok rahatsızız. Hem belediye olarak, hem dernek olarak tohumları tekrar elde etmek amaçlı, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde dolaşarak tohum takaslarıyla, tanıdıklarımızdan ve köylülerimizden topladığımız tohumları bostanımızda deniyoruz, üretiyoruz. Coğrafya, ilklim ve toprağa elverişli olanları seçerek onları çoğaltıyoruz, o tohumları da isteyenlere ücretsiz dağıtıyoruz’’ diye konuştu.
Bursa haber...
'İTHAL TOHUMLAR TÜRKİYE’Yİ İSTİLA ETMİŞ DURUMDA'
Yerli tohumların küresel firmalar aracılığıyla gittikçe daha az üretildiğine değinen Ziraat Yüksek Mühendisi Atay, "Tohum işi dünya üzerinde 4-5 firma tarafından organize ediliyor. Bunlar hem konvansiyonel tohumları yapıyorlar hem GDO'lu tohumları üretiyorlar. Hibrit tohumlar dünyanın her tarafında verimliliği yüksek olduğu için ciddi miktarlarda kullanılıyor. Maalesef Türkiye'ye de yurt dışından giren tohumlar istila etmiş vaziyette. Hibrit tohumlardan başka bir şey göremez olduk. Bizim de tohuma verdiğimiz önem bu atalık tohumları tekrar üretime koymak" ifadelerini kullandı.
MİLLİ TARIM İÇİN YERLİ TOHUM
Anadolu topraklarında yetişen çok sayıda ürünün günümüzde gittikçe azalan oranda üretildiğini ifade eden Atay, "Mercimeğin, nohutun ana vatanı olan Türkiye bugün mercimeği, nohutu ithal ediyor. Mısır, buğday gibi ürünler de yurt dışından getiriliyor. Bunun bir an evvel düzeltilmesi, gerçekçi sürdürülebilir tarım politikalarının yapılması gerekmektedir. Tohumda ve gıda ürünlerinde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmamız lazım. Eğer milli tarım diyorsak, kendi tohumunu üreteceksin, bu tohumla kendi gıdanı üreteceksin. Yurt dışındaki adamın eline baktığın zaman, adam yarın sana 'Vermiyorum' derse ne üreteceksin veya sana bu gıda maddesini satmıyorum dediği zaman ne yiyeceğiz. Gerçek bir milli tarım politikasından bahsedilecek olursa tohumunun da milli olması lazım, bitkilerin de milli olması lazım" değerlendirmelerinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.