ULUDAĞ Üniversitesi, 9'uncu Uluslararası İlişkiler Kongresi’ne ev sahipliği yaparken, kongreye katılan yerli ve yabancı onlarca akademisyen, dünyadaki ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirecek.
Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde başlayan ve 2 gün sürecek kongrenin açılışına Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı ile akademisyenler, bilim adamları ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ulcay, küreselleşmenin farklı boyutlar kazanmasıyla birlikte güç mücadelesinin ekonomik alana kaydığına işaret etti. Bu anlayışla yapılan ülkelerarası yeni ittifaklarla birlikte global ve bölgesel siyaset ve ekonomilerinin yeniden kurgulandığını söyleyen Prof. Dr. Ulcay, şöyle konuştu:
“Zenginliğin paylaşımı noktasında birbirine zıt bildiğimiz ülkeler müttefik, yakın ilişki içerisinde olduğunu düşündüğümüz devletler de hasım konumuna gelebiliyor. Bu manzara bizlere bir kez daha göstermektedir ki devletlerarası ilişkilerde dostluklar değil menfaatler belirleyici olmaktadır. Çıkar hesapları ile karışıklık çıkartılarak yangın yerine döndürülen ülkelerde adını bile yeni duyduğumuz terör örgütleri üzerinden bir mücadele yürütülüyor.
Birleşmiş Milletler ve NATO gibi küresel barışın ve istikrarın teminatı olarak görmek istediğimiz yapılar ise ne yazık ki bu yangına müdahale edemiyor.”
Türkiye’nin, coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaşadığını vurgulayan Rektör Ulcay, “Güney sınırımızda terör koridoru oluşturma girişimleri var. Milli güvenliğimizi temin için kahraman askerimiz sınır ötesi operasyon yürütüyor. Sivil halkın korunması ve bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi amacıyla uluslararası koalisyonun 3 yıldır yapmadığını ya da yapamadığını Türkiye başarmıştır” diye konuştu.
İİBF Dekanı Prof. Dr. Arı, ise kongrede ‘Türkiye-ABD İlişkilerinde Kırılma Noktaları ve Bölgeye Yansımaları’ konulu bir konuşma yaptı. İki ülke arasında yaşanan krizlerin, tarihsel panoraması hakkında kısa bir özet yapan Prof. Dr. Arı, iki ülkenin krizli bir geçmişe sahip olduğunu ve bundan sonra da yeni krizlerin doğmasının mümkün olduğunu söyledi. Arı, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sürecinin, ABD’nin bilgisi dışında yapılamayacağını da ileri sürdü. Türkiye’nin, bölgede ABD’ye rağmen yeni politikalar ürettiğini ve başarılı adımlar attığını belirten Prof. Dr. Arı, şunları söyledi:
“Türkiye’nin, bölgede ABD’yi dışarıda bırakan politikalar üretmesi, ABD’yi rahatsız etti. İran ve Rusya ile yakınlaşılması da yine ABD’de rahatsızlık yarattı. ABD’nin bölgedeki ayrıştırıcı ve istikrarsızlaştırıcı politikasını ısrarla sürdürmek istemesi, Türkiye’yi farklı çözümlere yöneltti. Örneğin İblid operasyonunu eğer ABD yapsaydı oradaki muhalif unsurlar ve çok sayıda sivil halk tarafından Türkiye’ye ciddi bir göç dalgası başlayacaktı. Bölgedeki ABD politikalarına karşı Türkiye sürekli alternatif üretti. Artık Türk-ABD ilişkilerinde stratejik ortaklık boyutu birbiriyle rekabet eden bir ilişki boyutuna evrildi. ABD, Türkiye’nin kurduğu her türlü ikili ilişkiden rahatsız oluyor. Çünkü Türkiye bu ilişkilerden ciddi askeri, siyasi ve iktisadi kazanımlar elde ediyor. Türkiye, ABD ile ilişkilerine öyle ya da böyle devam edecek. Ancak yeni krizlerle beraber devam edecek. Vize krizi büyük bir sorun değildir.
En azından yolun sonu değil. Asıl sorun bana göre taraflar arasındaki çıkar farklılaşmasından kaynaklanıyor. Bu birçok yerde tezahür edecek. İkili ilişkileri zehirleyen temel sorunlar FETÖ ve PYD desteği. ABD, bu iki konuda adım atarsa ikili ilişkilerde bir normalleşme bekleyebiliriz aksi halde ilişkilerin yumuşaması oldukça zor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.