Uludağ'da geçtiğimiz yıl iki gencin donarak ölmesinin ardından dağcılara yasak uygulaması hayata geçirildi. Bursa'da dağcılık sporu ile uğraşan profesyoneller, Uludağ'a tırmanmanın izin alınarak mümkün olmadığını, bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
Bursa'da dağcılıkla uğraşan lisanslı sporcular, Uludağ başta olmak üzere her dağa çıkmadan evvel kolluk kuvvetlerinden bir ay önce izin alınmasının bu sporu zora soktuğunu söyledi. Bursa'da 4 bine yakın, Türkiye'de 60 bine yakın lisanslı dağcı olduğunu savunan sporcular, dağcıların antrenmanlarını ancak dağlarda yapılabileceğini dile getirdi. Birçok ülkede tırmanışlar gerçekleştirdiklerini ve izne tabi olmadıklarını anlatan dağcılar, Türkiye'deki uygulamanın kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Uludağ Dağcılık Kulübü kurucu üyesi ve önceki dönem başkanı İsmet Şentürk, Türkiye'de dağcılık sporunun yeni olduğunu kaydederek, “Henüz oturmamış bir düzen var. 1999 yılında 900 olan lisanslı dağcılar, bugün 59 bine çıkmıştır.Bu Türkiye'de dağcılığın geliştiğini gösteren önemli bir grafiktir” dedi.
“İzne göre faaliyet planı yapamazsınız”
Milli parkların başka bir uygulama yaptığını iddia eden Şentürk, “Milli Parklar ve jandarma farklı uygulamalar yapıyor. Bizler de şu an yaşadığımız dağa çıkma yasağından ve izin alma zorunluluğundan ciddi şekilde etkileniyoruz. Bu dağcılık sporunun gelişimini etkileyen önemli bir faktördür. Geçen yıl aralık ayında meydana gelen Uludağ'da 2 kişinin ölmesi ile ilgili olay Bursa'da Uludağ'ın dağcılara kapatılması sonucunu getirdi. Uludağ bizim antrenman alanımızdır. Uludağ bizim eğitim alanımızdır. Yüksek dağlara hazırlandığımız, bizim her an gitmek istediğimiz bir yerdir. Bize ‘1 ay önceden izin alacaksınız' deniyor. Onun da önemi yok. İsterseniz 10-15 gün önceden izin alınsın denilsin. Bunun uygulanabilir yanı yok. Dağa çıkmak için birçok koşulun uygun olması gerekiyor. İzne göre bir faaliyet planı yapamazsınız” diye konuştu.
“Benzer uygulamalar Türkiye'de de olmalıdır”
Birçok çevre ülkeye tırmanışa gittiklerini vurgulayan Şentürk, “Komşularımızın hiç birinde izin alma, bilgi verme uygulaması yoktur. Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ'da, İran, Gürcistan gibi ülkelerde yok. İran'da dağcılık ata sporudur. Dağcılara saygı gösterip, destek olurlar. Ama bize bakınca engelleniyor. Avrupa'da hiçbir ülkede dağa çıkmak için izin almanız gerekmiyor. Böyle bir uygulama Türkiye'de de olmamalıdır. Bunun kabul edilir bir yanı yoktur. Biz yetkililerden rica ediyoruz. Bu konunun çözülmesi gerekiyor. Dağcılık Federasyonu ile işbirliği yapılarak bu konunun başka ülkelerdeki uygulamaları araştırılsın. Türkiye'de de bir sistem oturtulsun. Anayasanın 10. Maddesine göre eşitlik ilkesine bile bu durum aykırıdır. Spor dalları arasında ayrım yapılmaktadır. Bu bizleri mağdur etmektedir” ifadelerini kullandı.
“En az 15 ülkede dağcılık yaptık, hiçbirinden izin almadık”
Uludağ Dağcılık Kulübü Başkanı Ömer Faruk Kaya da, “En az 15 ülkede dağcılık yaptık, hiçbir ülkede izin almadık. Bizde şöyledir, herhangi bir belge gerekmiyor. Yani dağcılık ilgili bir belge de gerekmiyor. Dünyada çok büyük dağcılar var, hiçbir eğitim almamış, ama çok iyi dağcılar ve izin almadan dağlara çıkmışlar. 8 bin metre üzerindeki dağları bu meseleye katmıyoruz” dedi.
“Uludağ'da klasik rotanın yasaklanması tehlikeyi artırdı”
Bursa Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü Başkanı Halit Çelik, “Uludağ'da klasik rotanın yasaklanması bir güvenlik sorunu da ortaya çıkartıyor. Klasik rota nedir? Oteller bölgesinden maden bölgesine ve oradan zirveye gitmektir. Bu yasaklandığı zaman arka taraftan ya da değişik rotalardan Uludağ'a çıkışlar oluyor. Bu daha büyük tehlike arz ediyor. Bu yasaklarda bunun da dikkate alınmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.