Gazeteci- yazar Uğur Mumcu, Adalet ve Demokrasi Haftası’nda Mudanya’da “Türkiye’de Yeni Rejim, Yeni Medya” konulu söyleşiyle anıldı. Gazeteci-Yazar Fatih Yaşlı ve Mustafa Hoş, yeni rejimle birlikte dönüşen medyayı anlattı.
Mudanya Belediyesi, 24 Ocak 1993 yılında, Ankara’da uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazeteci- yazar Uğur Mumcu’yu katledilişinin 26. yılında düzenlediği etkinlikle andı.
Mudanya, Adalet ve Demokrasi Haftası etkinlikleri kapsamında Gazeteci- Yazar Uğur Mumcu başta olmak üzere katledilen aydınların anısına “Türkiye’de Yeni Rejim Yeni Medya” konulu söyleşiye ev sahipliği yaptı. Gazeteci-Yazar Fatih Yaşlı ve Mustafa Hoş, “Türkiye’de Yeni Rejim Yeni Medya” konulu söyleşi ile Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde Mudanyalılarla buluştu.
İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Birgün Gazetesi Yazarı Doç. Dr. Fatih Yaşlı iktidar partisinin en başından beri rejim değişikliği hedefiyle hareket ettiğine dikkati çekti. Gelinen süreçte neo-liberal-dinsel-otoriter bir rejimin ortaya çıktığını vurgulayan Yaşlı, “Türkiye ne zaman emperyalizmle derin bağlantılar kurmaya başlamışsa o dönemlerde gericilik artmıştır. Osmanlı, yönetirken meşruluğunu halktan almadı egemenliğin kaynağı gökyüzündeydi. Mustafa Kemal Atatürk’ün daha 1920 yılında ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur’ demesi, egemenliğin kaynağının gökyüzünden, dinden, tanrıdan alınıp seküler bir kolektif kimliğe, yani ulusa verilmesiyle ilgili bir sözdür. Peki bugün yapılan şey nedir? Bugün yapılan şey tam tersidir. Bugün yapılan rejim değişikliğinde egemenliğin kaynağı ulus değildir. Egemenlik tekrar gökyüzüne iade edilmiştir. Bugünkü rejim, meşruluğunun kaynağını dinden aldığını iddia etmektedir. TBMM’nin yetkisi bugün sadece bir dekordan ibarettir” dedi.
Tüccar gazetecilik dönemi başladı
Gazeteci –Yazar Mustafa Hoş ise rejimle birlikte değişen medyayı anlattı. Uğur Mumcu ile birlikte araştırmacı gazeteciliğin de öldürüldüğünü belirten Hoş, “Medyadaki bu dönüşümü üç cinayetle özetlemek gerekirse, Uğur Mumcu cinayetiyle birlikte medya tamamen bir metamorfoz yaşayıp, başka bir şeye dönüştürüldü. Haberle, gazeteyle, televizyonla, radyoyla ilgisi olmayan başka bir mecraya dönüştürüldü. Abdi İpekçi’nin öldürülmesiyle birlikte Milliyet el değiştirdi. Çetin Emeç’in öldürülmesiyle de Hürriyet el değiştirdi. Bu iki el değiştirmenin ardından şöyle bir şey oluştu. Karacanlar da Simaviler de gazeteci kökenli patronlardı. Yani gazetecilerdi. Gazeteci olduğunuz zaman tabi ki güç dengelerini gözetirsiniz ama her ne kadar bu işbirliği devam etse de gazeteci gazetecilik yapar. Bundan kendini alamaz. Daha sonrasında ise tüccar gazetecilik dönemi başlamıştır. Bunun ilk aşaması da Aydın Doğan ile birlikte ortaya çıkmıştır. Merkez medya Aydın Doğan’ın girişiyle birlikte bitmeye başlamıştır çünkü tüccar gazetecilik dönemi başlamıştır. Tüccarın da ilk düşüneceği şey haber değil, kardır.” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.