Kişinin istemsiz şekilde titremesi şeklinde ortaya çıkan tremor hastalığının, kişinin yaşam kalitesini önemli oranda düşürdüğüne dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “esansiyel tremor” denilen titremenin genetik geçişli olduğunu söyledi. Esansiyel tremorun genellikle çocukluk çağlarında kişi tarafından fark edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Esansiyel tremor, yazarken çizerken ya da heyecanlanınca artar. Fakat yıllar geçtikçe on yılda bir 10’lu yaşlar alınınca titremenin şiddeti artar ve 50-60 yaşlarında gerçekten günlük yaşamı zorlaştırıcı bir hale gelebilir.” dedi. İlaç tedavisinin yan etkileri bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, titremeyi önleyici bilekliklerin de etkili olduğunu söyledi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, halk arasında “titreme hastalığı” olarak bilinen tremor hastalığına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Tremor, kişinin hayatını zorlaştırıyor
“Tremor” denilen titremenin amacı dışına taşan istemsiz fazla bir hareket olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Dolayısıyla bu titreme hareketi, kaşık tutma, kaşığı ağzına götürürken dökme, bardaktan su içerken dökme, yazarken yazının bozulması, çizerken bozulma, düğmeyi iliklemeden tutun da günlük yaşamdaki bütün ince işlerde zorlanmaya yol açar ve gerçekten günlük yaşamı sınırlayıcı hale gelebilir.” dedi.
İki önemli titreme şekli bulunuyor
Nörolojide iki tane en önemli titreme şekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Biz bunlara tremor diyoruz. Tremorların en önemlilerinden bir tanesi, esansiyel tremor dediğimiz genellikle soydan gelen ve kuşaklar arası genlerle aktarılan titreme şekli, diğeri de Parkinson hastalığı dediğimiz herkesin çok korktuğu hastalık olan tremordur. Parkinson hastalığının titremesi ya da tremor denilen hastalık durumunun kendine ait özel tedavileri vardır.” dedi.
Esansiyel tremor, çocukluk döneminde ortaya çıkıyor
Esansiyel tremorun soydan gelmesi nedeniyle genellikle çocukluk çağlarında ortaokul-lisede hafif hafif kişi tarafından fark edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Esansiyel tremor, yazarken, çizerken ya da heyecanlanınca artar. Fakat yıllar geçtikçe on yılda bir 10’lu yaşlar alınınca titremenin şiddeti artar ve 50-60 yaşlarında gerçekten günlük yaşamı zorlaştırıcı bir hale gelebilir.” dedi.
İlaç tedavilerinin yan etkisi olabiliyor
Titreme hastalığının tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Farmakoterapi denilen bazı ilaç seçenekleri var. Fakat ilaç seçeneklerinin hem yan etkileri fazla hem de aynı zamanda etkinlik oranları çok düşük.” dedi.
Titreme önleyici bileklik de kullanılıyor
Esansiyel titreme hastalığı tedavisinde etkili olan diğer bir seçeneğin de beyin ameliyatı ve beyin pilleri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Fakat nihayetinde bir ameliyat ve yüzde 4 oranında bazı ameliyat komplikasyonu dediğimiz sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bir de tedavide kullandığımız ve bizim geliştirdiğimiz titreme önleyici veya sönümleyici bileklik bulunuyor. Bu bileklik, sıvı sönümleyici ağırlıklı bileklik dediğimiz bir cihazdır.” dedi.
Bileklik titreme üzerinde nasıl etkili oluyor?
Titreme denilen durumun, yer çekimine karşı olan, kasılan ve gevşeyen kaslar arası uyumsuz ardışık kasılmanın bir sonucu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, tedavide kullanılan bileklik yöntemine ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Birçok titreme, genelde bu şekilde oluşur ve nesne kullanırken artar. Bilek kısmına ağırlık takıldığı zaman, kasların kasılması artarak ön ve arka kaslar arası tonus dediğimiz, sabit kas kasılmasının yoğunluğunun da artmasına neden olur, titreme yaratan farklı kasların ardışık uyumsuz kasılmasının yoğunluğu sönümlenir. Fakat titreme engelelyici bileklik aslında yeni bir fikir değil, Amerika’da ve Avrupa’da 1970’lerde de bu tür çalışmalar yapılmış. Bu tür titremeyi azaltan 10’a yakın sofistike teknolojik cihazlar, kol bileklikleri geliştirilmiş. Fakat bunların hiçbiri bugüne kadar laboratuvarın dışına çıkıp, esansiyel titremesi olan kişilerde sahada aktif kullanıma geçememiş. Laboratuvarda çok az sayıda kişi üzerinde denenmiş. Bizim tarafımızdan geliştirilen ve patanti de alınan bileklik tamamen yerli ve milli. Ülkemizde ilk olduğu gibi dünyada da benzer bir örneği yok. Kullanan kişilerin olumlu geri dönüş oranı %70-80 üzerinde.”
Bilekliğin herhangi bir yan etkisi bulunmuyor
Kendilerinin geliştirdiği bilekliğin sıvı sönümleyici etkisinin olduğunu ve içinde titremeye karşı kuvvet olşturan akışkanlarla ilgili bir matematiğin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu bilekliğe bugün artık rahatlıkla ulaşılabilir. Günlük yaşamlarında titremeden muzdarip olan kişiler için bu bilekliklerin belli oranda, %60-75 gibi yüksek oranda, ilaçlar kadar titremeyi azaltma özelliği var. Hatta bazı durumlarda ilaçların önüne geçen etkinliği söz konusudur. Özellikle titremenin çok şiddetli, kaba ve ilaçlara yanıt vermeyen ağır tiplerinde daha iyi etki görüyoruz. Diğer bir durum ise bu konuda kullanılan ilaçların genelde çok fazla yan etkisi olmasıdır. Ağız kuruluğu, nabız düşmesi, tansiyon düşmesi ve sersemlik hali gibi etkiler ortaya çıkabilir. Bileklik ile herhangi bir şekilde vücuda bir şey girmediği ve dahil olmadığı için beklediğimiz bir yan etki de söz konusu değildir.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.