Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki sorunu suhuletle çözmek için elbette her yolu denedik, deniyoruz. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz, şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala. Aksi takdirde hazırlıklarımızı zaten büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nce düzenlenen 'Türkiye Ekonomi Şurası'nda konuştu. Erdoğan, Türkiye'yi 16 yılda 3,5 kat büyüttüklerini söyleyerek, "Geçtiğimiz Ağustos ayında döviz kurunda başlayan faiz ve enflasyona da sirayet ederek ekonomimizi tehdit etmeye yeltenen sıkıntıların aşılması için gereken tedbirleri yine sizlerin taleplerine göre uygulamaya aldık. İnşallah 2023 hedeflerimize de yine sizlerle birlikte ulaşacağız. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sizlerle birlikte yükselteceğiz. Türkiye'yi orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna sizlerle birlikte taşıyacağız. Yeni nesillere, 2023 ve 2071 vizyonlarımızı sizlerle birlikte emanet edeceğiz. Hiç şüpheniz olmasın ki, biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerden gelecek, şehirlerimizin ve ülkemizin menfaatine olan her talebi dinleyecek ve gereğini yapacağız. Çünkü biz hep birlikte Türkiye'yiz, hep birlikte Türk ekonomisiyiz" dedi.
'BAZI KESİMLER İYİ BİR İMTİHAN VEREMEDİ'
"Ülkemizin geçtiğimiz yıl yaşadığı kur, faiz, enflasyon üçgenindeki dalgalanmada maalesef bazı kesimler iyi bir imtihan veremedi" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kur ve enflasyondaki dalgalanmayla asla orantılı olmayan, akıl ve mantıkla izah edilemeyecek fiyat artışlarıyla ilgili örnekler her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarındaki bu akıl ve ahlak dışı artışların sebebi üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Devlet, teşviklerle, indirimlerle, muafiyetlerle, yapılandırmalarla, bu süreçte reel sektörümüzün ve milletin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden geleni fazlasıyla yapmıştır. Buna karşılık birilerinin 'piyasanın şartları' kılıfıyla fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü vericidir. Şüphesiz kimseye 'zararına iş yap' demiyoruz. Elbette kimseye 'kendini sıkıntıya sokma pahasına hareket et' demiyoruz. Ancak faiz oranları düşmüş, enflasyon belli oranda düşmüş, buna rağmen bakıyorsunuz marketlerde hala bütün sebze, meyvede fiyatlar düşmüyor, onlar hala yükseliyor. Bunu neyle izah edeceğiz? Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Şüphesiz olamaz. Öyleyse bize düşen nedir? Bu marketlerde eğer kalkıp benim halkımı sömürge mücadelesini devam ettirenler varsa, bunun hesabını sorma görevi bizimdir ve hesabını sorarız. Her şey ortada, rakamlar ortada, üreticiden çıkışı ortada. Ama bakıyorsunuz bunlarda en ufak bir oynama, düşüş söz konusu değil. Hala vatandaşımı nasıl sömürürüm, bunun gayreti içerisindeler. Herkesi ben bu konuda insafa, vicdana ve hepsinden önemlisi ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım."
'KİMSE BİZİ RAHATSIZ ETMEYE KALKMASIN'
Güçlü olmadan, güvenli olamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin güvenliğinin sınırlarından değil ötesinden başladığına inandıklarını söyledi. Erdoğan, "Artık biz Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te teröristlerle mücadele etmiyoruz. O bizim artık ikinci plan. Birinci planda sınır ötesinde terörle ve teröristlerle mücadele ediyoruz. Tabi bu mücadele kolay bir mücadele değil. Bundan sonrada kolay olmayacak. Buralardaki bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Kim olursa olsun, ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. DEAŞ başta olmak üzere YPG/PYD hepsi bunun bedelini ağır öderler. Onun için kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın. Sayın Trump ile görüştüğümüz gibi 20 mil sınırlarımızın ötesinde bu bizim için bir koridordur. Yaklaşık 30-32 kilometre. Rusya seyahatimiz var. Sayın Putin'le bölgedeki gelişmeleri ele alacağız, değerlendirmeleri yapacağız. Zira terörden arındırılmış bu bölgelerde Suriye halkını, oradaki kardeşlerimizin huzurunu sağlama ahdimiz var. İdlib'te eğer biz olmasaydık 100 binlerce insanın ölüm haberlerini alacaktık. Şimdi Afrin'de, Cerablus'ta gelinen durum ortada. Bu süreci aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz" dedi.
'SURİYE SURİYELİLERİNDİR'
Gereken çalışmaların yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, "Münbiç'in güvenliğini alacak ve orayı sahiplerine teslim edeceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü üzerinde hesabımız yok. Suriye Suriyelilerindir ve bir an önce onu sahiplerine teslim etmenin gayreti içerisindeyiz. Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasi ile Türkiye'yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için çalışıyorlar. Halbuki artık o günler geride kaldı. Bir başka ifade ile 'cin şişeden çıktı" diye konuştu.
'ASLA İZİN VERMEYİZ'
Erdoğan, aynı gerçekle Fırat'ın doğusunda karşı karşıya olduklarını söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bizi ısrarla bu bölgelerden uzak tutmak isteyenler terör örgütlerini iyice palazlandırmak, iyice güçlendirmek, iyice bilemek peşindeler. Suriye'yi paramparça eden güçlere ve terör örgütlerine seslerini çıkarmayıp, ağızlarını her açtıklarında Türkiye'nin bölgedeki varlığından duydukları rahatsızlığı dile getirenler de bu oyunun bir parçasıdır. Türkiye Suriye politikasındaki kararlılığını Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı ile İdlib'te aldığı inisiyatifle tüm dünyaya gösterdi. Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki sorunu suhuletle çözmek için elbette her yolu denedik, deniyoruz. ABD, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerimizin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Ama bu demek değildir ki, ilanihaye bekleyecek, gözümüzün önünde yürütülen hazırlıkların neticelenmesini seyredeceğiz. İşte sınırlardayız, bütün gücümüzle oralardayız. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz, şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala. Aksi takdirde hazırlıklarımızı zaten büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız."
Güvenli bölge teklifinin terör örgütlerini Türkiye sınırından uzak tutma amacı taşıdığını vurgulayan Erdoğan, "Bir başka ifade ile, biz Türkiye'ye karşı bir güvenli bölgeden değil, teröristlere karşı güvenli bölgeden bahsediyoruz. Kuzey Irak'ta hale sıkıntılarını yaşadığımız türden ülkemize karşı yeni bataklık haline dönüşecek bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyiz" dedi.
'LOJİSTİK DESTEK VERECEK HERKESLE ÇALIŞMAYA HAZIRIZ'
Suriye sınırını güvenli hale bizzat kendilerinin getireceğini kaydeden Erdoğan, "Bu çabamıza lojistik destek verecek herkesle birlikte çalışmaya hazırız. Bunu Sayın Trump'a ifade ettim: 'Siz bize lojistik destek verin, DEAŞ'ı biz buradan temizleriz. Diğer terör örgütlerini buradan biz temizleriz'. Bunları kendisine bizzat söyledim. 'Yeter ki siz bize lojistik desteği verin. Yine buradan açıkça belirtmek mecburiyetindeyim ki, Türkiye özellikle Suriye'de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok sıkıntılar yaşamış, bedeller ödemiştir. Eğer Sayın Obama döneminde verilen sözler yerine gelseydi, Zeytin Dalı Harekatı ile zaten bütün işleri bitirmiş olacaktık. Ama verilen sözleri tutmadı. Şu anda Sayın Trump da onu tespit ediyor, teyit ediyor. Artık ülkemize ve milletimize yeni bedeller ödetilmesine rıza göstermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.