“Sokaktaki çiçekler ölmesin” çağrısı:
Sokaklarda solmuş, boynu bükük çiçeklerimiz var. Bu çiçekleri sulamaz ve onlara itina göstermezsek ölüp gidecekler ve bundan hepimiz sorumlu olacağız.
Bu çiçekler; sokaklarda yaşayan, uyuşturucu, fuhuş, mafya gibi her türlü tehlikeye açık bir durumda bulunan, ‘sokak çocukları’ diye tabir edilen çocuklar, gençler ve kötü yollara düşürülen, kurtulmak için çırpınan, tutunacak dal arayan kadınlardır.
Ayrıca bunların yanı sıra, engellisiyle, hastasıyla, yaşlısıyla binlerce insanımız var yoksulluk, işsizlik, psikolojik sorunlar vb. sebebiyle sokaklarda yaşam mücadelesi veren.
Örneğin 70 yaşından 80 yaşına kadar sokaklarda, parklarda kalan, Darulaceze’de yer olmadığı için Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından bu alanda hizmet veren gönüllü kuruluşlardan birinin misafirhanesine yönlendirilen Abdurrahman dede de bunlardan biri.
İstanbul’da ve pek çok ilimizde kimsesiz ve sahipsiz insanlarımızın barınabileceği yerler yok mâlesef. Belediyeler tarafından birkaç ay sonra solacak çiçekler için yüz binlerce lira harcanırken, kimsesiz ve sahipsiz insanlarımız için yatırım yapılmaması çok acı değil mi?
Bizler bu kardeşlerimizin sessiz feryadını hep birlikte duyursak ve tüm şehirlerimizde ‘şefkat köyleri’ inşa edilse, bu sayede sokakta yaşayan tek bir insanımız kalmasa, külliye mahiyetindeki bu modern köylerde rehabilitasyon ve spor merkezleri bulunsa, bunun yanı sıra eğitim ve iş imkânı sunulsa ve topluma kazandırma çalışması yapılsa ne iyi olur değil mi? Bunu kim istemez ki?
O hâlde var mısınız sahipsiz kardeşlerimize sahip çıkmak için bu kampanyayı hep birlikte başlatıp duyurmaya?
Saygıdeğer yazarlarımıza sesleniyorum:
Var mısınız rahmet ve kardeşlik ayı olan şu Ramazan günlerinde ‘Sokaktaki Çiçekler Ölmesin!‘ başlığıyla bu can yakıcı sorunlar ve çözüm yollarına değinen bir yazı kaleme almaya?
Kıymetli okuyucularımıza sesleniyorum:
Elbette ki hepimiz ülkemiz için seçimlerde hayırlı bir sonuç çıkmasını diliyoruz. Bununla birlikte kim kazanırsa kazansın, yetkililerin ‘sahipsizlere sahip çıkmak ve kimsesizlerin kimsesi olabilmek için’ projeler üretmeyi gündemlerinin ilk maddeleri arasına almalarını, hepimizin ortak vebali ve ayıbı olan bu sorunları acilen çözüme kavuşturmalarını da istiyoruz.
O hâlde bu meseleleri sosyal medyada gündeme getirerek ve belediyeleri arayıp sosyal mevzularda projeler üretmelerini isteyerek kamuoyu oluşturmaya?
Var mısınız mağdur insanların sesi ve nefesi olmaya?
Öyle zannediyorum ki, içinde bulunduğumuz gemi çok su almaya başladı. Ya el ele verip üzerimize düşen görevi ifa edeceğiz, ya da hep birlikte batıp topyekûn ölüme doğru gideceğiz. Yani ölen insanlığımız için ağıt yakacağız. Ya el ele, ya ölüme!
Duyarsızlık sebebiyle sorunun bir parçası olmak istemiyorsak, o hâlde çözümün bir parçası olalım. Var mısınız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.