Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. BarışBaklan, yaptığı açıklamada; çocukluk, ergenlik dönemlerinde ve ruhsal rahatsızlık yaşayanlarda kabuslara daha sık rastlandığını bildirdi.
Yetişkinler açısından sıkça kabus görmenin "işlerin yolunda olmadığının" göstergesi kabul edildiğine işaret eden Baklan, "Bu kişilerde gizli depresyondan şüphelenmek gerekir. İş veya aşk hayatı kötü olabilir ama ruhsal rahatsızlığın getirdiği bir şey olabilir" dedi.
Sağlıklı ve mutlu insanların da zaman zaman kabus görebileceğine dikkati çeken Baklan, şöyle konuştu:
"Mutlu insanlar, çok sevdiklerine, annesine, babasına, çocuğuna, sevgilisine kötü bir şey olduğunu görebilir. Güzel rüya görmek için gündüz işlerinizin yolunda gitmesi lazım. Gece beslenmeniz de ağır olmamalı, otonom sinir sisteminizi yorar, terlersiniz. O sıkıntı da rüyanıza girer."
HERKES RÜYA GÖRÜR
Prof. Dr. Baklan, herkesin rüya gördüğünü, bedenin bir fonksiyonu olan rüyayı bazılarının ise hatırlayamadığını söyledi.
Uyku merkezindeki çalışmalarında rüya sırasındaki elektrofizik değişikliği kaydedebildiklerini ifade eden Prof. Baklan, rüya sırasında gözlerin hareket ettiğini, özellikle bebeklerde bu hareketin daha belirgin olduğunu söyledi. Rüyaları "mantıklı" ve "mantıksız" olarak 2 grupta değerlendirebileceklerini dile getiren Barış Baklan, şu bilgileri verdi:
"Mantıklı rüyalar daha siyah beyazdır ve daha günlük yaşama ilişkindir. Uykunun erken döneminde görülür. Non-rem rüyalardır ve uykuya girer girmez görülebilir. Mantıksız rüyalar ise rem dönemine aittir. İşitme, dokunma ve görme duyuları çalışır, canlı rüyalardır. Bazı insanlar bu dönemde uçtuğunu ya da toplum içinde çıplak dolaştığını da söylüyor. Bu da uykuya daldıktan yaklaşık 1,5 saat sonra gerçekleşiyor.
Baklan, tansiyondan depresyon ilaçlarına kadar birçok ilacın rüyayı azalttığını da aktardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.