Bursa'nın merkez Yıldırım Belediyesi tarafından düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Kazanımları" konulu konferansa katılmak üzere kente gelen Şentop, ilçe belediye başkanı İsmail Hakkı Edebali'yi ziyaret etti.
Şentop, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek referandum öncesi birçok kenti ziyaret ettiğini belirterek, bu ziyaretlerde ülke genelinde güzel bir tablonun olduğunu gözlemlediğini söyledi.
Türkiye'nin daha yeni, 3-5 aydır anayasa tartışması yapmadığını, özellikle hükümet sistemiyle ilgili tartışmaların aktüel olarak 27 Nisan 2007'den itibaren başladığını vurgulayan Şentop, "Teorik tartışmalar daha önce de var. Bunu 50 sene öncesine kadar götürebiliyoruz ama bugün geldiğimiz nokta 27 Nisan 2007'de cumhurbaşkanının Meclis'e seçtirilmemesi olayından itibaren başlayan, yaklaşık 10 yıllık bir sürecin son noktası." diye konuştu.
"7 Haziran seçimleri Türkiye'nin gözünü açtı"
Şentop, yeni yasa değişikliğinin Türkiye'nin gündemine 6 ay zarfında gelmesinin sebebinin son zamanlarda yaşanan iki önemli hadise olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bunlardan birisi 7 Haziran seçimleri. 7 Haziran seçimleri Türkiye'nin gözünü açtı. Öyle diyelim. Çünkü 2002'den 7 Haziran 2015'e kadar AK Parti'nin her seçimden sonra hükümet çıkarması suretiyle Türkiye'de aslında bir siyasi istikrarın varlığı konusunda herkes ikna olmuştu ve bu istikrarın sanki eskiden beri böyle olduğunu, bundan sonra da hep böyle olacağına dair bir güven ortaya çıkmıştı ama 7 Haziran gösterdi ki bu istikrar aslında konjonktürel bir istikrardır. AK Parti gibi güçlü bir parti, Cumhurbaşkanı'mız gibi güçlü bir siyasi liderin varlığı sebebiyle olan bir istikrardır. Yoksa kurumsallaşmış bir istikrar değil, bu istikrarı sistem üretmiyor. 7 Haziran bunu gösterdi hepimize. Halbuki Türkiye'nin kurumsal istikrara, yani sistemin kendisinin ürettiği bir istikrara ihtiyacı var."
Değişikliğe neden diğer konunun da 15 Temmuz hadisesi olduğunun altını çizen Şentop, şöyle devam etti:
"Türkiye vesayeti büyük ölçüde tasfiye etti. AK Parti 15 yıllık siyasi iktidar döneminde vesayetle ilgili siyaseten atılacak her türlü adımı attı, bununla ilgili hukuki altyapı değişiklikleri yapıldı ama vesayet, bir imkan bir fırsat bulabildiği anda ve kendisinin bir fırsat olarak gördüğü bir anda ortaya çıkabiliyor. Niye? Çünkü kurumsal anlamda vesayeti tasfiye etmedik. Siyasi olarak tasfiye ettik ama kurumsallaştırmadık. O da ancak anayasa değişikliği ile bir hükümet sistemi değişikliği ile olabilecek bir şeydi. 15 Temmuz'da yaşanan hadise de bugünkü süreci, bugün referanduma giden süreci hızlandırdı. On tahrik eden bir gelişme olarak değerlendirmek lazım. İnşallah milletimiz bu 10 yıllık süreci değerlendirerek bir karar verecek. O bakımdan yeni bir meseleymiş gibi değil, her şeyin farkında insanımız. Bunları değerlendiriyor. Ben bu bakımdan 'evet' konusunda hiç bir tereddüt olmadığını başından beri zaten düşünüyorum. Gördüğümüz tablo da gittikçe olumlu yönde gelişmeler olduğunu ortaya koyuyor."
Kılıçdaroğlu'nun sözleri
Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanına Meclis'i fesih yetkisi verildiğine ilişkin açıklamalarıyla ilgili de şunları kaydetti:
"Ben baştan böyle düşünmüyordum ama son birkaç gündür özellikle Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu'nun neden 'hayır' dediğini aşağı yukarı çözdüm. Konuyu bilmiyor veya yanlış biliyor. Yani ona anlatılanlardan dolayı 'hayır' diyor. Aslında bu meseleyi doğru okuyabilse, fikrini değiştirebileceğini, Başbakan'ımızın 'sen de evet de rahat et' dediği gibi hakikaten rahatlayacağını zannediyorum. Çok sıkıntı yaşıyor. Çünkü bu kadar yalan, yanlış değerlendirmeler aklında da tutamıyor bazen, öğrendiklerini farklı şekillerde değerlendiriyor."
"Erken seçim kararını cumhurbaşkanı da Meclis de alabiliyor"
Yeni sistemde başbakanlığın kaldırılacağını ancak Kılıçdaroğlu'nun bunu bilmediğini ifade eden Şentop, şu ifadeleri kullandı:
"Geçenlerde onunla ilgili açıklama yaptı. Başbakan, cumhurbaşkanı kavgalarını anlattı. Ondan sonra en son bu, cumhurbaşkanının 3. defa seçilmemesi var. O yalan. Böyle bir şey yok. Erken seçim kararını cumhurbaşkanı da Meclis de alabiliyor. Yani yenilenmesi kararı. Cumhurbaşkanı böyle karar alırsa görevini de tamamlamamışsa önündeki süresini, o ilk dönem olarak sayılıyor zaten. Meclis'in mesela 25. dönemi var. 6 ay kadar devam etti. 7 Haziran'da seçilen, 1 Kasım'a kadar devam eden bir meclis var ona 25. dönem diyoruz. Halbuki 4 yıl olması lazım. 4 yıl olmayınca 'sayılmıyor' diyemiyoruz ki. Dönem prensip olarak 5 yıl. Daha erken bir seçim durumu olduğu takdirde o zaman bir dönemdir süresi 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl, 4 yıl olur, olabilir ama bir dönemdir. Cumhurbaşkanına 2 dönem seçilme imkanı getiriliyor. Seçim kararı alınması durumunda kendi süresinden zaten kısaltma yapmak söz konusu cumhurbaşkanı aslında. Bu fesih meselesi de şu; fesih bugünkü parlamenter sistemde var. Nitekim bunu yaşadık. 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümetin kurulamaması sebebiyle Cumhurbaşkanı'mız bir seçim kararı aldı, Meclis dolayısıyla feshedilmiş oldu ve 1 Kasım'da Meclis seçimleri yenilendi. Cumhurbaşkanı'nın göreviyle ilgili hiçbir değişiklik olmadı Cumhurbaşkanı'nın görevi devam etti."
Şentop, yeni sistemde bir erken seçim kararı alma durumunun olduğunu da anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Fakat erken seçim kararı alındığı zaman bizim sistemle ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinin birlikte, eş zamanlı yapılmasına dair bir prensibimiz var. Erken seçim kararı Meclis tarafından alındığı takdirde eğer biz bu birlikte seçim ilkesini korumazsak o zaman bir kere birlikte seçim yaparsınız bir daha hiç yapamazsınız. Zamanlar, vakitler değişir. Dolayısıyla birlikte seçim ilkesini korumak için Meclis de cumhurbaşkanı da erken seçim kararı alsa seçimlerin birlikte yapılmasına dair bir ilke koyduk. Burada cumhurbaşkanının Meclis'i feshetmesi değil, kendi seçimlerini yenilemesi söz konusu. Kendi seçimlerini yenileyeceği zaman Meclis seçimleri de otomatik olarak eş zamanlı olduğu için yenileniyor. Aynı şey Meclis tarafından da yapılabilir. Kendi hukuki varlığını koruyarak başkasının varlığını sona erdirmek anlamında fesih söz konusu değil burada. Seçimlerin yenilenmesi kararıdır bu. Bu parlamenter sistemlerde olandan da farklı. O bakımdan bu bir fesih değildir. Fesih bugünkü sistemde olan, bilinen bir durum. cumhurbaşkanlığı sisteminde böyle bir durum yok."
Şentop, daha sonra Barış Manço Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Kazanımları" konulu konferansta konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.