Mardin'de el yapımı patlayıcının infilakı sonucu şehit olan 24 yaşındaki Uzman Onbaşı Muhammet Yılmaz'ın naaşı Merzifon Havaalanı'ndan alınarak memleketi Samsun'un Havza ilçesi Aslançayır Mahallesi'ndeki baba ocağına getirildi.
Şehidin Ankara'da yaşayan annesi Zeliha ve babası Mecit Yılmaz'ın yanı sıra kardeşi Kadir Yılmaz, ablası Semra Savran ve işitme engelli yengesi Elmas Yılmaz, babaannesi Arife Yılmaz ve anneannesi Mevlüde İkiz, evlerinin önünde şehide ağıtlar yaktı.
Ankara'da Diyanet İşleri'nde imam olduğu öğrenilen baba Mecit Yılmaz, oğlu ile son konuşmasını şöyle aktardı: "Oğlum cumartesi günü izin istirahatli idi. "Rapor al" dedim. "Baba, rapor alırsam orada görev yapan arkadaşlarımın hakkını yemiş olurum. Rapor almak istemiyorum, görev yerime dönmek istiyorum." dedi."
Oğlunun daha yeni araba aldığını ifade eden Yılmaz, oğlu ile arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Oğlum, Havza'ya gelmeyi çok istiyordu. Mardin'e giderken uçağı kaçırmıştı. Diyarbakır'dan aktarmalı olarak uçak bileti aldı görev yerine gitmek için. Dün ilk patlamada mesaj çektim. "Oğlum, bir şeyin var mı?" diye. "Yok baba, bizde bir şey yok ama yavaş yavaş ilerliyoruz patlama olan bölgeye" dedi. "Akşam görüşürüz" dedi. Ondan sonra görüşemedik. Jandarma askerler, şehadet şerbeti içtiğini söyledi."
"ABLA BÜYÜK BAYRAK VAR MI SİZDE"
Şehidin ablası Semra Savran ise kardeşi ile arasında geçen konuşmayı şöyle aktardı: "Abla gel seni son kez göreyim daha bir kez görüşemeyiz', dedi. Ankara'ya gittim. Gece ikiye kadar oturduk. "Abla bayrak var mı sizde" dedi. "Ne yapacaksın bayrağı?', diye sordum. "Tabutuma sermek için büyük bayrak lazım', dedi. Yoksa ben sana alayım, vereyim, sen sakla, onu şehit olduğumda üzerime örtersin', dedi."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.