Son günlerde dünyada çok sayıda çocuğun ve gencin ölümüne sebep olduğu iddiasıyla gündeme gelen “Mavi Balina” oyunu ebeveynleri endişelendiriyor.
'Mavi Balina' intihara sürüklüyor!
Uygulamayı yöneten kişinin duygusal taciz uyguladığını belirten uzmanlar ergenlerin bu süreçte en riskli grup olduğunu vurguluyor. Çocuk ve gençleri benzer tehlikelerden korumanın yolu ise sorunların paylaşımı ve doğru iletişimden geçiyor.
İntihara sürükleyen “Mavi Balina” oyununun en çok ergenleri tehdit ettiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, uygulamayı yöneten kişinin duygusal taciz uyguladığını vurguladı.
Noyan, “Mavi Balina, her ne kadar yazılı ve görsel medyada bir oyun olarak adlandırılsa da aslında bir oyun değildir. Uygulamayı yöneten kişi, uygulamaya dâhil edilen bireyleri psikolojik olarak baskı altına alıp şantaj ve tehdit ile uygunsuz davranışlara zorlamakta psikolojik tabirle sanal ortamda duygusal taciz uygulamaktadır. Uygulamayı yöneten kişinin istediği davranışlar gerçekleşmediğinde, karşısındaki kişiye aşağılayıcı, küçümseyici, kendisini kötü hissetmesini sağlayacak söylemlerde bulunması, istenilen davranışları gerçekleştirdiğinde de övücü, yüceltici geri bildirimlerde bulunarak sosyal çevrelerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır” diye konuştu.
ÖZGÜVEN PROBLEMİ YAŞAYANLAR RİSK ALTINDA
Ergenlik sürecinin en önemli özelliğinin, ergenlerin yetişkin ya da ebeveynlerinin kendilerini anlamadıklarını ve sevmediklerini düşünmeleri olduğunu vurgulayan Noyan şöyle devam etti:
“Bu dönemde dış dünyadaki heyecan ve yenilikler her zaman için cazip gelmektedir. Sıkıntı, kaygı, öfke gibi duygularını ebeveynleri ile paylaşmaktansa olumsuz duygular ile sanal ortamda zaman geçirerek baş etmeye çalışmaktadırlar. Kendisini ispat etmeye çalışan ergenlerin bu süreçte karşılarına çıkacak heyecanı, riski, tehlikesi yüksek durumlara karşı daha yatkın olurlar. Özellikle özgüven problemi yaşayan, arkadaş ilişkilerinde sorunları olan, içekapanık, çekingen bireyler de risk altındadır.”
AİLE İLE PAYLAŞIM ÖNEMLİ
Mavi Balina oyunu gibi durumlarda önlem almak için ailelere önemli görevler düştüğünü belirten Uzman, “Böyle bir duruma maruz kalan bir birey bunu en yakınları ile paylaşmaya teşvik edilmelidir. Ailesi ile paylaşmıyor ve ailesi bu durumdan haberdar oldu ise buradaki sorunu gidermek için mutlaka adli ve psikolojik destek alınmalı. Bireyin bu durumu paylaştığı anda suçlamadan, yargılamadan durumu anlamaya çalışmalı, sonra empati göstererek bu sorundan kurtulma yolları üzerine birlikte düşünülmeli. Bireydeki etkilenme derecesi yüksekse zaman kaybetmeden psikososyal destek alınmalı. Sorunun gittikçe büyüdüğü vakalarda hukuki süreç başlatılarak araştırma yapılmalıdır” tavsiyesinde bulundu.
AİLELER NE YAPMALI?
“Aileler tarafından öncelikle sağlıklı iletişim kurulması sağlanmalı” diyen Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, önerilerini şöyle özetledi:
“Ergenlere saygı duyulduğu aile içinde hissettirilmeli, duygu ifadesine izin verilerek ergenin paylaşımlarda bulunması sağlanmalı. İnternet ve telefon kullanımı konusunda ergenlere model olunmalı, çocukların sakinleştirilmesi için kullanılmamalı, şiddet içeren film ya da oyunlar oynamasına izin verilmemeli. Girilen internet siteleri takip edilmeli, bilgisayar tüm aile bireylerinin görebileceği bir ortamda bulunmalı.” (NTV)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.