Son zamanlarda sağlığımızla ilgili aynı konuda farklı yorumlar yapılıyor. Özellikle sigara, kilo verme, kolesterol ilacı, hacamat, sülük tedavisi veya grip aşısı gibi konularda artık vatandaşın kafası iyice karıştı. Kimse neye
inanacağını bilemez hale geldi. Peki sağlıklı bir yaşam için nelere dikkat etmeli? İŞTE YANITLARI
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu, sağlıklı yaşam için önemli noktaları şöyle anlattı…İkinci Özal hükümetinin Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan hakkında Meclis’te yolsuzluk soruşturması oylaması yapılacağı gece, TRT’de kanser tedavisi ve zakkum konulu bir açık oturum yapılmıştı. Tartışmaya tam hazırlıklı olmayan profesörlere karşı, mazlum ve mağdur yerli malı bilimci Dr. Ziya Özel, o gün ülke gündemine oturmuştu.
Hafızalardan silinmedi
Ertesi gün her yerde Meclis’teki yolsuzluktan çok, bu konu konuşuldu. Zakkum konusu acaip reklam yaptı, hâlâ hafızalarımızda yer işgal etmektedir. Bu senaryo halen de gayet yüksek randımanlı olup, özellikle iktidara yandaş bazı isimler tarafından, zaman zaman sergilenmektedir. Bazen bir aşı çevresinde, bazen bir ilaç veya ekmek yeme çevresinde sahnelenmektedir.
En zararlı iki faktör: Kilo ve sigara
Doğrusunu isterseniz sağlıklı olmak o kadar da zor değil. İnsan yaşamına en zararlı iki olay şişmanlık ve sigara içmektir. Genel olarak da spor yapmak veya en azından yürümek, çok iyidir. Tabii ki, bunların dışında bir sürü faktör vardır ama işin özü kısaca bu kadardır. Mutlu ve huzurlu bir çevrede, kişinin stresi az yaşamak, istediği işi yapmak ve kendisine uygun bir meditasyon yöntemini uygulaması da çok yararlıdır. Kimi bir koroda şarkı söyleyerek, kimi dans ederek, kimi kendini dine vererek, kimi resim yaparak, kimi kitap okuyarak veya sosyal bir dernekte çalışarak, kendini rahatlatabilir. Aynı anda birkaç yöntem de olabilir, önemli olan size zarar vermeyecek ve mümkünse topluma da fayda sağlayacak bir birliktelik içinde olmaktır.
Diyet ve egzersiz konusu
Her konuyu uzmanına bırakmak gerekir. Diyette işin özü, yediklerinizin kalori ve vitamin içeriğine bakmanızdır. Harcadığınızdan çok almamanız gerekir.
Bunun nasıl olacağını da en güzel diyetisyenler bilir. Diyetle ilgili bir başka önemli konu da; doğadaki herhangi bir meyve-sebzeyi yiyerek hiçbir hastalığınızı tedavi edemezsiniz. Bu kadar. Belki bu arada ek bir bilgi de; son dönemlerde D vitamini eksikliğini de çok görür olduk. İlaç yerine kol ve bacaklarınızı, öğlen güneşinde 30 dakika güneşlendirirseniz, bu da size yetecektir (D vitamini düşüklüğünüz, sadece güneş teması olmaması nedeniyle ise.)
Ama bu güneşlenme camın arkasından değil, direkt açık havada olmalıdır. Keza spor konusu da, yine kendi uzmanlarına bırakılacak bir başka alandır…
Meyve-sebzeler ilaç gibi mi?
En ciddi hastalıklar dahi (kanser dahil olmak üzere) küçük bir oranda kendiliğinden durabilir veya düzelebilir. Vücutta hastalık olduğu kadar, çok da iyi bir tamir mekanizması vardır. Kesilen bir yerinizin yani yaranızın düzelmesi gibi, birçok hastalığın zaten kendiliğinden düzelme özelliği vardır. Böyle olmasa, insan bir canlı türü olarak nasıl bugüne kadar gelebilirdi? Eski yüzyıllar düşünün; antibiyotik ve destekleyici tedaviler olmadan yaralanan kişilerin çoğu ölüyordu ama kurtulan kılıç artıkları her zaman vardı.
Kıtalararası salgınlar yapan veba, çiçek, sıtma, verem herkesi öldüremiyordu, bu hastalıklardan ölenler kadar sağ kurtulanlar da oluyordu. Bugün bile sıradan bir şikayet için gittiğiniz doktorunuz, akciğer filminize bakarak sizin önceden tüberküloz (verem) geçirdiğinizi söyleyebilir, ama siz son derece sağlıklı bir kişi olabilirsiniz. Hiç böyle bir şey bilmeyebilirsiniz bile… Zaman zaman, çok sık olmamakla beraber, yıllar önce yapacak bir tedavi bulunmaması veya kendi isteğiyle evine giden, son dönem bazı kanserlilerin yıllar sonra, sağlıklı olarak geldiklerini biliyoruz. İnsan vücudunun tamir mekanizması bazen harikalar yaratıyor. Ama bunu kontrollü olarak işletmek, bizim bilgimiz dışında.
Bildiğim, bu mekanizmanın ebegümeci veya zencefille direkt ilgili olmadığıdır. İşin özü dengeli beslenmektedir. İşte, bu yazının dışında kalan diğer hastalık ve durumlar da tıbbın konusu olup doktorlara bırakılmalıdır. Nasıl iki usta bazen bir tamirat ya da imalatı farklı yöntemle yaparsa, bazen doktorlar arasında da yöntem farklılığı olabilir… Yanlış olan, bu farklılığın, konunun uzmanı olmayan kişiler önünde yapılmasıdır.
Peki ya alternatif tıp? Hacamat, sülükler falan?
Eski dönemlerde insanlar imkansızlıklar sonucu bazı şeyleri tedavi maksadıyla denemiştir. Çok tanrılı dönemlerde hep hastalıkların insanın içindeki kötü ruh-cin vs ile ilişkili olduğu düşünüldüğünden, kan alma (hacamat ile kesip kanatarak veya sülük ile kanı emdirerek vs ), lavman ile bağırsakların boşaltılması gibi yöntemler denenmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.