Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, “Günümüzde sağlıksız beslenme ve giderek artan kötü alışkanlıklarla kısırlık oranlarını artırdı. Bu kitapla bilimsel olarak etkin vitamin ve mineralleri içeren besinlerle Türk kültürüne uygun tarifler geliştirdik ve bu şekilde sağlıklı beslenme için bir rehber kitap olarak planladık. Ayrıca bize çocuk istemi ile başvuran çiftlerimizin en çok sorduğu soru olan ‘Nasıl beslenmeliyiz?’in en bilimsel ve lezzetli halini bu kitapta anlattık.
Sizler için gebe kalabilmede en etkin besinleri bir araya getirerek lezzetli ve hem kadın yumurtasına hem de erkek spermine fayda sağlamaya yönelik tarifler oluşturduk. Hem erkek hem kadın için bilimsel besinlerin lezzetli buluşması ile dünyada ilk kez sağlıklı gebeliğe giden yolun tariflerini sunuyoruz.
Oluşturduğumuz lezzetli ve pratik tariflerle nasıl gebe kalınacağı ve gebeliğinizin nasıl sağlıklı bir şekilde devam edeceğinin sırrını veriyoruz. Nasıl beslenmeliyim? Ne şekilde beslenirsem daha rahat gebe kalırım? Hangi vitaminleri tüketmeliyim? Gebe kaldıktan sonra beslenmem nasıl olmalı? Soruların cevapları bu kitapta...”
‘MESLEĞİM KADERİMDİ’
‘Bazı kişilerde meslek seçimi onun kaderidir. Benim hikayem daha doğmadan başladı’ diyen Prof. Dr. Gökalp Öner, ‘Neden kadın doğum uzmanı olduğunu’ şu sözlerle anlatıyor:
‘Annem üç düşükten sonra ablama gebe kalmış ve 1979 yılında 29 haftalıkken Çorum’da erken doğum yapmış. O zaman Çorum’da küvez olmadığından Ankara GATA’ya babamla ablamı göndermişler. Üç gün yaşadıktan sonra ablam vefat etmiş. Ben 1981’de yine olaylı bir şekilde sezaryenla dünyaya geldim. Annemim gece suyu gelir ve benim kordonum sarkar, acil sezaryena alınmam gerekirken Çorum olaylarından dolayı anestezi uzmanı sabah gelir. Annem tam 7 saat soğukta, ameliyathanede bekler ve kadın doğum uzmanı ‘Kalp atımı alamıyorum’ der. Anneannemin ricası üzerine sezaryena alınırım.
Doğduğumda ağlamamışım ve bilinenin aksine sıcak tutulmam gerekirken buzlu suyun içine sokulurum ve Rabbimin takdiri yaşarım. Ama annem zatürre olur ve 2 ay Ankara İbni Sina hastanesinde yoğun bakımda yatar. 1985’de kardeşime gebe kalınca bu olumsuzluklardan dolayı 9 ay boyunca Çorum’un en popüler kadın doğum uzmanına gider. Annemin yine akşam suyu gelir, doktoru ararlar ama doktor eşinin hasta olduğunu bahane edip doğuma gelmez. Annem Devlet Hastanesi’ne geldiğinde ‘Seni normal doğuma alacağız’ derler. Daha önceden sezaryan olmasına ragmen, açıklığı tam olmasına rağmen başı takılır ve vakum kullanılarak kardeşim doğar. O sabahı hiç unutamam; çok heyecanlıydım, uyandığımda rahmetli dedem başımdaydı. ‘Abi oldun, annenin yanına gideceğiz’ dedi. Önce çiçek yaptırdık ve sonra devlet hastanesine gittik.
Kardeşimi ilk gördüğümde uzaylı zannettim çünkü alnında vakuma bağlı ödem olmuştu ve kocaman bir kafası vardı. Sonra zamanla azaldı ama halen alnı öndedir. Bu arada SSVD (sezaryen sonra vajinal doğum) vakumlu ilk doğum kardeşim olmuş olabilir. İşte annemin ve benim yaşadıklarımdan dolayı daha okula gitmeden ‘Ne olacaksın?’ diye sorduklarında; ‘Kadın doğum uzmanı olacağım’ derdim. Aslında genlerime işlenmiş benim. Çocukluğunuzda yaşadıklarınız sizin karakterinizi oluşturuyor ve mesleğinizi hem severek, hem de yaşayarak yapıyorsunuz.’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.