Ramazan Ayı, oruç tutanların beslenme düzeninin ve yaşam şeklinin değiştiği bir aydır. Oruç tutarken baş ağrısı, bayılma, hazımsızlık gibi ciddi sağlık sorunları görülebilir. Bu nedenle oruç tutanlar sağlıklarına daha çok önem vermeli, iftar ve sahur menülerinde daha dengeli beslenmeli ve tüketilen besinlerin hijyenik olmasına dikkat etmelidir.
Özel Medicabil Hastanesi’nde görev yapan Diyetisyen Kübra Nisgavlioğlu oruçluyken başlıca sorunun sıvı ve elektrolit dengesi olduğunu söyledi. Nisgavlioğlu, “Ramazan ayının, yaz aylarına denk gelmesi ve bu aylarda artan sıcakların etkisiyle sıvı gereksinimi daha da artmaktadır. Sıvı kaybını önlemek için hem oruç öncesi hem de oruç sonrası yeteri kadar sıvı tüketilmesi gereklidir. Bunun için günde en az 2 litre su (8-10 bardak) içilmesi ve buna ek olarak sıvı ihtiyacını karşılamak için kafein içeren içecekler yerine ayran, taze sıkılmış meyve – sebze suları, soda ya da bitki çayları tercih edilmelidir” dedi.
“Mutlaka sahura kalkılmalı”
Yeterli ve dengeli beslenme için oruç tutulmayan saatlerde günde en az 2 öğünün tamamlanması gerektiğini vurgulayan Nisgavlioğlu, “Sahurda sadece su tüketmek veya gece yiyip yatmak, açlık süresini daha fazla uzatabilir ve bu durum kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine sebebiyet verebilir. Bu nedenle mutlaka sahura kalkılmalıdır. Ancak, sahur öğününde ağır besinler tüketmek, gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızını ve kilo alma riskini de artırmaktadır” diye konuştu.
“İftarda hızlı bir şekilde, çok yemekten kaçının”
Nisgavlioğlu iftar öğünlerinde ise hazırlanan yemeklerin tür ve tüketim miktarlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, “İftarda kan şekeri düşük olduğundan dolayı kısa sürede çok miktarda besin tüketimi olabilmektedir. Bu yüzden çok hızlı bir şekilde, çok fazla besin tüketiminden kaçınılmalıdır. Beyin, doyma emrini 15 – 20 dakika sonra verdiği için oruç açıldıktan sonra dinlenip daha sonra yemeye devam edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Sahurda ve iftarda beslenme önerileri
Diyabet hastalarının, kalp – damar ve yüksek tansiyon gibi kronik rahatsızlıklar yüzünden sürekli ilaç kullanması gerekenlerin, hamileler ve emziren annelerin, böbrek yetmezliği olan diyalizli hastaların, çocukların ve yaşlıların oruç konusunda riskli grupta olduğunu belirten Özel Medicabil Hastanesi’nde görev yapan Dyt. Kübra Nisgavlioğlu Ramazan ayında beslenme önerilerini şöyle sıraladı; “Sahurda, yavaş sindirilen, gün boyu besleyici özelliği olan tam buğday ürünleri, tahıllar, sebze ve meyve tüketilmelidir.
Çok hızlı kana karışan şeker, beyaz un ve bunlardan yapılan ürünlerden uzak durulmalı, tatlı, kızartılmış besinler, yüksek tuz ve sodyum içeren ürünlerden kaçınılmalıdır. Çünkü bu tip besinler susamayı arttırır. İftarda ise peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünler veya çorba ile başlayıp, 10 – 15 dakika dinlendikten sonra mümkün olduğunca hafif besinlerle devam edilmelidir. Aşırı şerbetli tatlılar yerine sütlü ya da meyveli tatlılar tercih edilmeli, susama hissi oluşmamışsa bile iftar ve sahur arasında bol bol sıvı tüketilmedir. Sindirimi kolaylaştırmak için ise yemek yerken acele etmeden, yavaş yenmeli ve iyice çiğnenmelidir. Ayrıca, iftardan 1 – 2 saat sonra kısa yürüyüşler yapmak da sindirime fayda sağlamaktadır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.