• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Bursa 8 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 10 °C

Popüler diyetler ile ilgili merak ettikleriniz

Popüler diyetler ile ilgili merak ettikleriniz
Sağlıklı beslenme ve yeme alışkanlıkları ile ilgili altın öneriler

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Derya Fidan, popüler diyetler, sağlıklı beslenme ve yeme alışkanlıkları ile ilgili birçok altın önerilerde bulundu.

 

Özellikle eve kapandığımız dönem sonrası psikolojik durumlarımız beslenmemize yansıdı; başlıca mutluluk veren besinleri sayabilir misiniz? Ve bunların vücuda etkilerini?

 

Yemek yemenin güven, bağlanma, kaçma ve doyum sağlama gibi duygularla ilişkisi vardır. Aslında, bebeklikte anne sütü ile birlikte yemeğin ve besinin güven ve sevgi verdiğini öğrenmekteyiz. 

 

Özellikle son dönemlerde besin tüketme isteğimizin olmasının arkasında ise hem içerisinde bulunduğumuz koşullardan "kaçma" hem de güvensiz olan dünyada müdahale edilmeyen kısıtlı aktivitelerden birinin yeme eylemi olması yatmaktadır. 

 

Duygusal yeme durumunda siz daha ne olduğunu bile anlamamışken kendinizi buzdolabının önünde bulabilirsiniz. Ancak tam o sırada kendinize 1 dakika müsaade edip derin nefes alın. Kendinize farklı bir karar şansı verin.

 

Asla kendinize yasaklar koymayın. Yasak olan hep cazip değil midir?

Sadece kendinize yemek yemeden önce 5 dakika daha beklemeyi hatırlatın.

Beklerken kendinizi dinleyin. Bu sırada neler oluyor ne hissediyorsunuz bir bakın.

Peki duygusal açlığı kontrol altında tutabilmek için nasıl beslenmeliyiz?

 

Yeterli miktarda protein tüketin.

Kompleks karbonhidratlardan zengin beslenin.

Omega 3 kaynaklarından zengin beslenin.

Antioksidanlardan zengin beslenin.

Probiyotik desteği alın.

 

Hangi besibler size mutluluk verir diye düşünüyorsanız, yapılan çalışmaların güçlü  bağırsakların mutlu bir beyni sinyalize ettiğini söylüyor. Bu sebeple probiyotik bazlı besinlerden kefir, ayran, yoğurt gibi besinleri daha fazla alan insanlarda iritabl yani huzursuz bağırsak sendromu daha az görülüyor. 

 

En çok sevilenler arasında çikolata başta geliyor diyebiliriz. Bitter çikolata içinde bulunan “feniletilamin” isimli maddenin uyarıcı etkisi bulunuyor ve bu madde kişinin daha mutlu hissetmesine neden oluyor.

 

Muz potasyum açısından yüksek olan bir meyvedir. Beden ve zihin sağlığı açısından etkisi büyük olduğundan, özellikle çocuk gelişiminde etkisi büyüktür ve bir seratonin kaynağı olarak da nitelendirilebilir.

 

Yağlı tohumlar sınıfında Ceviz yapısında bulunan triptofan isimli aminoasit sayesinde vücudun serotonin üretimini arttırdığından, mutluluk verici bir keyifte tüketilebilir.

 

Yeme alışkanlıklarını değiştirmek için nasıl bir plan yapmalıyız? Örneğin stresli bir dönemde değil de daha rahat bir dönemde bunu yapmak vb.

 

"Kendimi olduğum gibi kabul ettiģimde, değişebiliyorum. " diyen Carl Rogers değişim paradoksları içinde en önemlisinden bahsetmiştir.

 

"Kendi değişimimiz"

 

Bununla birlikte pek çok alışkanlıkla yeme kavramını düşünüyoruz, acaba oda gerçekten değişken midir? Diye.

 

Evett yeme alışkanlıkları da değişkendir. Zaman, tad, besine ulaşabilme, kültür, çevresel ve ekonomik faktörler gibi birçok dış faktör beslenme alışkanlıklarımızı şekillendirir. 

 

Aklımızda bazı besinler için doğru ve yanlışlar oluşur. Bazı besinler iyi bazı besinler kötü olarak şekillenebilir. Fakat bir besinin iyi yönlerinin çok sağlıklı olduğu, hiç zararının olmadığı anlamına gelmez.  Bu besin birimize çok iyi gelirken, diğerimiz için kötü bir tercih olabilir. Çünkü iyi veya kötü besin yoktur. Farklı kalorilerde farklı içeriğe sahip besinler vardır.  Zararlı olan aslında besinler değil onları nasıl pişirdiğimiz, hangi sıklıkta hangi porsiyonda tükettiğimizdir. Bu yüzden sağlıklı beslenme, diyet yapma süreçlerinizde besinleri "iyi" ve "kötü" şekilde sınıflandırmayın.

 

Kendinizi bu besinsel değişime hazır hissettiğiniz anda mutfak alışverişinizden başlayarak size uygun olduğunu düşündüğünüz değişimleri adım adım izleyerek yeme alışkanlıklarınız değiştirebilirsiniz.

 

Son dönemde ABD’de popülerleşen F-Faktör Diyeti de kişilerin sosyal hayatını aksatmadan yapabileceği beslenme biçimi ortaya koyuyor, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

 

F-Factor Diyet, üç öğün yemek ve günde bir atıştırmalık yemeyi hedefliyor. Yağsız proteinleri yüksek lifli gıdalarla birleştirir ve kalorileri düşük, uzun süre tam kalmanızı sağlamak ve yoksunluk hissini önlemek için tasarlanmıştır.

 

F-Faktör Diyetinin birkaç aşaması var ve her biri, karbonhidrat hedefinize ulaşana kadar net karbonhidrat alımınızı artırır. Genellikle bir porsiyon yiyecek içindeki karbonhidrat miktarından lif içeriğinin çıkarılmasıyla hesaplanırlar.

Diyetinin günde 20-130 gram karbonhidrattan oluşan düşük karbonhidratlı bir diyet olarak kabul edilir.

 

1. aşamada diyet, günde 35 gramdan daha az net karbonhidrat içerir. Bu yaklaşık 3 porsiyon karbonhidrat üzerine yayılmıştır. Bu, kilo kaybınızı başlatmak içindir.

 

2. aşamada, günde 75 gramdan daha az net karbonhidrat içerir. Bu yaklaşık 6 porsiyon karbonhidrat üzerine yayılmıştır.

 

F-Factor Diyet'in son aşaması, süresiz olarak kalacağınız bakım aşamasıdır. Bu aşamada günde yaklaşık 9 porsiyon karbonhidrat veya 125 gramdan az net karbonhidrat içerir. Diyet, zayıflama yolunu destekleyebilecek, minimum düzeyde işlenmiş sağlıklı ve bütün yiyecekleri yemeyi vurgular.

 

Diyet'te önerilen yiyecekler, sağlıklı bir kilo almanıza ve korumanıza yardım ettiği bilinen bir besin maddesi olan lif bakımından da yüksektir. Lif yavaşça sindirilir, bu da sizi öğünler arasında daha uzun süre tok tutar

 

F-Faktör Diyetiyle ilişkili olası sağlık yararlarına rağmen, bu tür bir beslenme yöntemini benimsemeden önce bazı potansiyel olumsuzlukların göz önünde bulundurulması gerekir.  Diyet, egzersiz kilo kaybınızın rutininin bir parçası olarak önemini en aza indirir. Hatta egzersiz iştahınızı artırabilir, daha fazla yemenize ve kilo kaybını önlemenize yardımcı olur.

 

Ayrıca, temel besin maddesi olarak lif üzerine yapılan vurgu, diyetinizdeki diğer önemli besin maddelerini görme yeteneğinizi kaybetmenize neden olabilir. Lif önemli olmasına rağmen, sağlıklı ve sürdürülebilir bir kiloyu korumak için gereken tek besin değildir. Örneğin, protein ve yağ kilo kaybında önemli rol oynar. Çünkü sizi daha uzun süre tam tutabilir ve yakacağınız toplam kalori miktarını artırabilir

 

Dahası, aynı anda çok miktarda lif yemek şişkinliğe, krampa, gaza ve hatta ishale yol açabilir. Bunlar lifin işini yaptığını gösteren normal yan etkiler olsa da, fazla miktarda lif yemeye alışık değilseniz, alımınızı yavaşça artırmak en iyisi olabilir

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Retina dekolmanı kör edebiliyor!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36
  • Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilir13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35
  • Soğuk duş sizi kışa hazırlıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22
  • Haktan Akdoğan’dan “Kozmik Yankı13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17
  • İşte migreni tetikleyen nedenler11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41
  • Geçmeyen öksürük ihmale gelmez11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34
  • Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22
  • Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31
  • Hipospadias mutlaka tedavi edilmeli06 Kasım 2024 Çarşamba 17:21
  • Kasıktan dize inen ağrıya dikkat!06 Kasım 2024 Çarşamba 17:14
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0544.201 80 43