Ülkemizde artan girdi maliyetleri nedeniyle tarım ve hayvancılıkta zor günler yaşıyoruz. Bunun etkilerini alışveriş yaparken hepimiz görüyoruz.
Sebze ve meyve fiyatları, et ve süt fiyatları artan maliyetler nedeniyle sürekli yükseliyor. Bugün birçoğumuz sofralarımıza bu ürünleri koymakta zorlanıyoruz.
Peki bu noktada ülke olarak ne yapmalıyız?
Üretimi ve üretim yapan kesimleri korumak ve desteklemek öncelikli görevimiz olmalı. Planlı tarım politikalarımızı ve üreticilerimizi mutlaka desteklemeliyiz.
Aksi takdirde tamamen dışa bağımlı yaşamak şimdilerde sofralarımıza koyabildiğimiz gıdalardan de mahrum kalabiliriz!
Gıdaya erişimin zorlaşması toplum sağlığı için risk oluşturduğu gibi sosyal olarak da eşitsizliklerin artmasına neden oluyor.
Sonuç olarak huzurlu ve gelişmiş bir Türkiye için tarım “olmazsa olmazlarımız”arasında olmalı.
Avrupa’da aylardır süren çiftçi protestolarına şahit olmaktayız. Bu protestolar Ab hükümetlerini çözüm arayışına zorladı.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, çiftçilere daha fazla ödeme yapılması ve cömert teşvikler sunulmasının önünü açtı.
Ülke olarak acil bir tarım eylem planı geliştirerek ve bu faaliyetleri merkeze alarak verimliliğin sürdürülebilir bir şekilde artırılmasına katkı sağlamayı amaç edinmeli.
Stratejik önceliklerimiz arasında tarımı mutlaka milli bir mesele haline getirmeli, çiftçimizi tarıma yönlendirererek Tarımın önünü açmalı ve onları sahiplenmeliyiz!
Sağlıcakla kal yüce Türk Milletim