Elazığ'da meydana gelen depremde yaralanan depremzedelerden Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde tedavileri devam eden yaralılar yaşadıklarını anlattı.
Merkez üsstü Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki deprem nedeniyle kentte çöken bazı binalarda arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Depremde merkeze bağlı Sürsürü Mahallesi Halaylı Sokak'ta bulunan 4 katlı Dilek Apartmanı'da çökmüştü.
O çöken binanın 3'üncü katındaki dairede yaşayan Fırat Üniversitesi Mimarlık 3.Sınıf Öğrencisi Mehmet Şeker ve aynı binanın 2 katındaki dairede yaşayan Zülküf ve Nurdan çifti enkaz altındandan kurtarıldı.
Üzerindeki kolonu battaniye ile kaldırdılar
Deprem anında çizim yaptıklarını ifade eden Mehmet Şeker yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Herkes birbirine baktı ne yapacağız diye. İkişer ikişer bir yerlere dağıldık. Odanın kapısını açmaya çalıştım kirişin altına gireyim derken sırtıma ve sol tarafıma kiriş düştü. Yüz üstü düştüm. Kolum falan hep kapının içerisinde kaldı. Sol omzumda kirişin altında kaldı. Hiç hareket edemedim. Telefonumu yanıma aldım. Diğer arkadaşım ise hareket ediyor ama konuşamıyordu. Kolon göğsüne düşmüş. Cebinden telefonu çıkardı aradı kimse açmadı. Her tarafımız uyuştu. Öleceğimizi düşündüm. Bayılıyorum, uyanıyorum halen aynı yerdeyiz. Sonra polis bağırdı sesimi duyan var mı diye. Son gücüm ile bağırdım yardım edin diye. İsmimi sordu. Sonra duvara vuracağım yerini söyle dedi. Vurdu dedim sağdan bir kere daha vurdu. Üzerimdesin dedim. Flaş açmıştım. Dedi bu ışık sizden mi geliyor. Evet dedim sizi kurtaracağım dedi. Kaç kişi olduğumuzu sordu 2 kişiyiz dedim. Nefes alamıyorduk nefes bitmişti. Üzerimdeki kolonu halı ile kaldırdılar. Normalde 4 arkadaş kalıyoruz ama o gün 2 tane de misafirimiz vardı.”
Buzdolabının demirine vurarak kurtuldular
Eşi ile birlikte çay içtikleri anda deprem olduğunu aktaran Nurdan Aydın şunları söyledi:
“Salonda oturuyorduk o an çıkmaya çalıştık ama deprem ona bile fırsat vermedi. Eşim ile birbirimize sarıldık ve haklarımızı helal ettik. O anda her şey üzerimize yıkıldı. O enkazın altında ikimize abdestliydik. Eşim ile birlikte bağıra bağıra dua ettik. Eşim benim üzerime çıktı. Bana bir şey olmasın diye. O şekilde yatsı namazını kıldı. Elimi bile kaldırsam parmağını bile göremeyecek bir yerdesin. Benim belden aşağı tarafım duvarım dibindeydi. Bizi kolonların tamamen altından kurtaran doğal gaz borusu ve buz dolabıydı. Komşumuzun bağırmasını duydu eşim buz dolabının demirine vurarak ses çıkararak sesimizi ve yerimizi belli ettik. Bir ışık geldi eşimin üzerine nokta şekilde zaten o bize umut oldu.”
Eşinin üzerine uzandı
Eşi ile birlikte içeride çay içtiklerini aktaran Zülküf Aydın, “Deprem anında bir kere den sonra durur dedim. Durmadı kaçamadık. Ayağa kalktım ve eşimin üzerine uzandım ona bir şey olmasın diye. O anda bina bir anda çöktü. Hafriyat bizi sıkıştırdı. 2. depremde çok daha fazla sıkıştık. Çok karanlıktı o an sadece ibadet etmek aklıma geldi. Allah kimsenin başına vermesin” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.