Yoğun iş temposu veya personel eksikliği nedeniyle çoğu çalışan, yıllık izinlerini tam olarak kullanamıyor. İzinler birikiyor ama yanmıyor. İşten çıkarken işveren izinlerin ücretini ödemek zorunda.
İş yoğunluğundan veya farklı nedenlerle hiç izin kullanamayanlar var. Çoğu izinler bir sonraki yıla devrediyor, biriktikçe biriyor. Ancak bu hak kaybolmuyor.
İşçinin hakları 4857 sayılı İş Kanunu ile korunuyor. Buna göre; işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan işçi, yıllık izne hak kazanıyor.
Artış 5 yılda
Bir İşçiye verilecek izin çalışma süresi ve yaşa göre değişiyor. İzin, hizmet süresi 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 gün; 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 gün; 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.
18 ve daha küçük yaştaki işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi ise 20 günden az olamıyor.
Yeraltı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri 4’er gün artırılarak veriliyor. İşçi herhangi bir nedenle işten ayrıldığında hak kazandığı izin sürelerine ilişkin paraları, sözleşmenin sona erdiği tarihteki (son) net veya brüt ücret üzerinden alması gerekiyor.
Yani patron bu ücreti mutlaka ödemek zorunda. İzin parası hesabı genelde net ücrete göre yapılıyor. Net ücrete asgari geçim İndirimi (AGİ) dahil edilmiyor.
Brüt hesapta ise vergi ve prim kesintisi oluyor.
İspatı patrona ait
Yasaya göre; izin zamanına denk gelen hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri yıllık izin süresinden düşülemiyor.
Örneğin; 1 haftalık izne çıkan işçinin 3 günlük izni bayrama denk gelirse izin 4 gün sayılır. İşveren izni 1 hafta olarak yazsa da 4 gün olarak hesap edilir. Ayrıca, iznin kullanıldığını imzalı defter ve belgeyle işveren ispat etmek zorunda.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.