CHP’li Veli Ağbaba,Türkiye’deki engelli bireylerin yüzde 60’ının eğitimlerini sürdüremediğini, yüzde 80'ininse iş hayatında yer alamadığını ortaya koyan rapor yayınlandı. Ağbaba’nın görme engelli danışmanı Ali İlhan “Hükümet farkındalık kampanyaları yapmalı. Merhamet değil hak temelli yaklaşım şart. Engelliler sokakta yürüyemiyor” diyor.
3 Aralık, dünya çapında engelli haklarına dikkat çekildiği ve sivil toplum kuruluşlarının etkinlikler düzenlediği Dünya Engelliler Günü. Türkiye’de engellilerin yaşadığı sorunlara ve çözüm önerilerine değinmek amacıyla CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba tarafından bir rapor kaleme alındı. Türkiye’de 9 milyonu aşkın engellinin bulunduğuna işaret eden raporda, bu bireylerin eğitimden, sağlığa, iş hayatından siyasete katılımına kadar yaşadıkları engellere değinildi.
‘Türkiye’deki 9 milyon engelli bireyin yalnızca yüzde 6.8’i yüksek öğrenim görüyor’
Engelli bireylerin toplumsal yaşama katılımın önündeki engelleri kaldırmanın önemine işaret edilen rapora göre, 9 milyonu aşkın engellinin bulunduğu Türkiye’nin önünde, bu özel gereksinimli bireylerin eğitim hakkına ulaşmaları noktasında katetmesi gereken mesafe var. Zira raporda “Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere göre engelli yurttaşların belirlenen eğitim hakları ne yazık ki ülkemizde tam olarak geçerlilik sağlamamaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ilkokuldan sonra engelli bireylerin okulu bırakma oranı yüzde 25. Bu oran İsveç’te yüzde 11 iken, Türkiye’de yüzde 60. 30-34 yaş arası engellilerin yüksek öğrenimi tamamlama oranı AB’de yüzde 22,1 iken bu oran Türkiye’de yüzde 6,8 civarındadır” deniliyor.
‘Bu bireylerin yüzde 80’i iş hayatında yer alamıyor’
Rapor, Türkiye’deki engellilerin yüzde 80’inin de çalışma hayatına dahil olamadığını ortaya koyuyor. CHP’li Ağbaba tarafından hazırlanan belgede “Türkiye’de engelli nüfusun yüzde 80’i çalışma hayatına dâhil olamamaktadır. Bu durum başlı başına bir hak kaybı olup, engelli istihdamının arttırılmasında gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili hem iş kanununda hem de devlet memurları kanununda gerekli düzenlemelerin yapılması ve özellikle de kamu kesiminde engelli istihdamının arttırılması gerekmektedir. Engelli bireylerin sağlık hakkına ulaşımında yer alan kısıtlayıcı hükümlerin giderilmesi gerekmektedir. Ayrıca engelli bireylerin yaşadığı bir diğer temel sıkıntı rehabilitasyon merkezlerinde yaşanan aksaklıklar ve kötü muamelelerdir” deniliyor.
‘Türkiye’de son 10 yılda 100’den fazla engelli, şiddet sonucu hayatını kaybetti’
Raporda “Resmi ve gayri resmi verilere göre Türkiye’de engelli yurttaşlarımıza yönelik şiddet ve saldırı olaylarında artış gözlemlenirken, son 10 yılda 100 den fazla engelli yurttaşımız maruz kaldıkları şiddet ve saldırılar neticesinde yaşamını yitirmiştir” denildi ve bazı çözüm önerilerine de yer verildi.
‘Türkiye mevzuatı yeniden gözden geçirilmeli’
Rapor, engelli yurttaşların kamusal haklardan eşit şekilde yararlanması için, Türkiye mevzuatında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne uygun hale getirilmesi, engellilerin özellikle kamu istihdamını artıracak adımlar atılması, engellilerin hayatını zorlaştıran çevre düzenlemelerinin değişmesi ve bu bireylerin seçme ve seçilme hakkını kısıtlayan faktörlerin önüne geçilmesi gerektiğine işaret etti.
Raporda “Engellilere yönelik eğitim, sağlık, bakım ve kişisel hareketliliğin sağlanmasına yönelik mevcut destekler engellilerin bireysel ihtiyaçlarına göre çeşitlendirilmelidir. Engellilere hizmet sunulan tüm kapalı kurumlar bağımsız izlemeye açılmalıdır” diye belirtildi.
Ali İlhan: Engellilerin istihdamına yönelik doğru düzgün hükümet politikası yok
Rehber Köpekler Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda 2011 yılından bu yana Ağbaba'nın danışmanı olarak görev yapan görme engelli Ali İlhan, Türkiye’de engellilerin statüsüyle ilgili Sputnik’e değerlendirmelerde bulundu.
İlhan “Türkiye’de şimdiye kadar 87 kanunda ve 9 kanun hükmünde kararnameden engellilerle ilgili sözümona incitici, ayrımcı ifadeler çıkarıldı. 2010 yılında da ayrımcılık ve engellilerin temel haklarıyla ilgili anayasaya bazı maddeler ekledi. Engellilere yönelik nefret suçu ve ayrımcılık kağıt üzerinde yasak olsa da, uygulamada halen bir arpa boyu yol alınmış değil. Engelliler halen evlerinden dışarı çıkamıyorlar, ulaşım hakkından faydalanamıyorlar. Engelli bireyler, özellikle sağlık raporlarıyla ilgili çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıyalar. Bu bireylerin Türkiye’de hastaneye gitmeleri bile büyük bir çile. Eğitim ve istihdamda da durum farksız. Hükümet engellilere atamalar konusunda sözlerini tutmuyor. Binlerce boş kadro var ama atama yapılmıyor. Engellilerin istihdamında da eğitimi konusunda da çok doğru bir hükümet politikası yok. Hükümet, engellilere ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla bilinçlendirme kampanyalarına ön ayak olmalı” diyor.
‘Sokakta rahatlıkla dolaşamıyorlar, hissedilebilir yüzeyler engellerle dolu’
Engelli bireylerin ‘sokakta bile rahatlıkla dolaşamadığını’ vurgulayan İlhan “Engellilerin en büyük problemlerinden bir tanesi, engelliler sokakta hala özgürce dolaşamıyorlar. Bu konuda tabii, yerel yönetimlere de çok büyük görevler düşüyor. Mesela, bütün kaldırımlara hissedilebilir yüzey yapıyorlar. Ama o hissedilebilir yüzeyi ağaçta tamamlıyorlar. Engelliler korkuyor, Türkiye’de aileler engelli çocuğunu ya da aile ferdini sokağa çıkarmaktan bile korkuyor” diye anlatıyor.
Engellilere yönelik önyargıların kırılamadığını hatta kullanılan yanlış dil sebebiyle yeniden üretildiğine işaret eden İlhan “Okul kitaplarında bile hala engelliler için ‘yardıma muhtaç insanlar’ tanımlaması yer alıyor. Bence bu Türkiye için çok üzücü” vurgusu yapıyor.
‘Merhamet temelli yaklaşım çözüm üretmiyor, meseleye hak temelli yaklaşılmalı’
İlhan “Engelliler yüksek eğitim alamamasının sebebi, Türkiye’de özel eğitime yönelik çalışmaların ve yürütülen yürürlükteki müfredatın çok sağlıklı bir şekilde işletilememesinden kaynaklı. Müfredat hazırlayanlar engellileri bu sürece dahil etmiyorlar. Bence Milli Eğitim Bakanlığı’nda engelli öğretmenlerden oluşan bir komisyon kurulmalı. Her engel grubunu ilgilendiren konular, engellilerin ihtiyaçlarına ve alacakları eğitimlere göre düzenlenmeli. Engelli olmayan birileri engellilerle ilgili bir müfredat hazırlarsa maalesef yürütülemiyor, başarısız oluyor. Aslında sorun biraz da bütün yöneticilerin sorunlara hak temelli değil de, merhamet temelli yaklaşmasından kaynaklanıyor. Bu uyulacağına işaret edilen sözleşmelere ters. Engellilerin sorunları merhametle değil anayasal güvence ve doğru uygulamalarla çözülür” diye konuştu.
‘Türkiye’de engellilerle ilgili akademisyenlerin, STK’ların ve ilgili kurum ve kuruluşların dahil edildiği üst kurul kurulmalı’
İlhan, Türkiye’de engellilerle ilgili mutlaka sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların dahil edileceği bir üst kurul kurulmalısının gereğine de işaret etti:
“Bence Türkiye’de bugünden tezi yok, engellilerle ilgili mutlaka sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların dahil edileceği bir üst kurul kurulmalı. Engellilerin sorunlarına onlar çözüm üretmeliler. Hatta bu kurulun denetim yetkisi de olmalı. Ayrıca, engellilerle ilgili veri tabanları da oluşturulmalı. Engellilerin hayatını teknoloji çok kolaylaştırıyor. TÜBİTAK derhal engellilerin ihtiyaçlarına göre teknolojilerin geliştirilmesine dair bir komisyon kurmalı. Bu konuda dünyada neler yapıldığıyla ilgili araştırmalar yapılmalı. Hem yaşlıları hem de engellileri tek müdürlükte toplarlarsa çözüm üretememeleri çok normal. Unutulmamalı ki, engelliler sadece 3 Aralık ve 10-16 Mayıs arasında yaşamıyor, yılın her günü birlikte yaşıyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.