Diz ağrısı hayatı kabusa çeviren çok önemli bir sağlık sorunu… Hele bir de menisküs yırtığı ya da yaralanması sonucu oluşup kronik hale geldiyse iş iyice içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Bu durumda doğru tedaviyi bulup bu sorundan kurtulabilmek çok önemli. Çünkü menisküs sorunları birçok insanın yaşadığı bir sorun olduğu için elbette ki herkesin bu konuda bir fikri bulunuyor. Doğru ya da yanlış bu görüşler de herkesin kafasını karıştırıyor.
1- Menisküs sadece zorlanma sonucu ortaya çıkıyor
HAYIR. Menisküs yırtıkları genelde iki şekilde görülüyor. Birincisi düşme, çarpma, dizin dönmesi, spor yaralanmaları, kayak yaralanmaları gibi nedenlerle oluşan travmatik yaralanmalar. Bu durumlarda doku aniden yırtılıyor. Diğeri ise aşınmaya bağlı yırtıklardır ki daha çok ileri yaşlarda menisküs dokusunun aşınması ve basit travma veya zorlanmalarla oluşabiliyor. Ancak zaman zaman hiç zorlanma olmaksızın bile menisküs kendiliğinden yırtılabiliyor.
2- Menisküste her zaman şiddetli ağrı yaşanıyor
HAYIR. Menisküs yırtığı, bir travma sonucu aniden oluştuysa hastada ağrı, dizde şişlik, takılma hissi, kilitlenme ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetler yaşanıyor. Ancak aşınmaya bağlı ve daha yavaş oluşan yırtıklarda ise daha uzun süreli, hafif başlayıp giderek artan ağrı, hareket kısıtlılığı, merdivende ve oturup kalkmakta zorluklar ve yine takılma, kilitlenme gibi şikayetler görülebiliyor.
3- Menisküs sporcu hastalığıdır
HAYIR. Menisküs genelde sporcular ve spor yapanlarda yaşanan bir sorun olsa da her yaşta
ve kadın- erkek herkeste ortaya çıkabilen bir sorundur.
4- Menisküsten korunmak mümkün değil
HAYIR. Diz çevresi kasları güçlendiren egzersizler yapmak, dizi zorlayıcı hareket ve aktivitelerden kaçınmak, kilo almamak, sportif aktiviteler öncesi yeterli ısınma yapmak menisküs yırtıklarından korunmak için etkili olabilecek önlemler arasında yer alıyor.
5- Menisküsün tek tedavisi cerrahidir
HAYIR. Menisküsün tek bir tedavi yöntemi yok. Her hastanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerekiyor. Tedavi kararı hastanın yaşı, yırtığın yeri ve şekli, şikayetlerin düzeyi ve günlük hayatı etkileme miktarı, hastanın aktivite ve beklentilerine göre veriliyor. Bu noktalar dikkate alındığında ilaç, egzersiz, fizik tedavi, PRP enjeksiyonu ve cerrahi tedavi gibi farklı tedavi seçenekleri karşımıza çıkıyor.
6- Menisküs ameliyatını ne kadar geç olursan o kadar iyi
HAYIR. Elbette her insan en basit ve etkili tedavi yöntemini seçmeye çalışıyor. Ancak yırtığın iyileşme ihtimalinin olmadığı veya diğer yöntemlerle düzelme görülmeyen durumlarda ameliyattan ısrarla kaçınmak yırtığın büyümesine, yırtık kısımların hareket etmesinden dolayı dizde kilitlenme ve hareket kısıtlılığına, kıkırdağın mekanik etkiyle giderek bozulmasına yol açabiliyor. Bu yüzden hekiminizin değerlendirmesini dikkate almalı ve ameliyat gerektiren bir yırtık varsa ötelemekten kaçınmalısınız. Eğer dikilebilir bir menisküs yırtığı varsa ilk altı haftada ameliyat edildiğinde iyileşme olasılığının daha yüksek olduğu da bilinen bir bilimsel gerçek.
7-Ameliyattan sonra hasta uzun süre sosyal hayatına dönemiyor
HAYIR. Ameliyat günümüzde artroskopik (kapalı) yöntemle yapıldığı için uzun süren yara iyileşmesi, uzun süre hastane yatışı gibi süreci zorlaştıran etkenler içermiyor. Genellikle hasta ameliyatın ertesi günü taburcu ediliyor. Sadece iki-üç delikten ameliyat yapılabildiği için yaralar kolayca iyileşiyor ve hareketlere hemen başlanabiliyor. Eğer yırtık kısım çıkarılmışsa ameliyat sonrası dönemde ciddi bir kısıtlama gerekmiyor. Hasta kısa sürede günlük hayatına geri dönebiliyor. Eğer menisküs yırtığına dikiş uygulanırsa yaklaşık üç-dört hafta süreyle dize yük vermeden koltuk değneği desteği ile yürümek, kas gücü ve eklem hareketlerini kaybetmemek için fizik tedavi ve ev egzersizleri uygulamak gerekiyor. Sonrasında ise hasta günlük yaşamaktivitelerine ve işine dönmüş oluyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Kaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.