Türkiye'nin makine ihracatı yılın ilk 10 ayı sonunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artarak 20,5 milyar dolar oldu. İlk iki sırada yer alan Almanya ve ABD’ye toplam makine ihracatının 4 milyar doları bulduğu bu dönemde, ihracatın 1 milyar dolar eşiğine dayandığı Rusya, sektör için üçüncü sıraya yükseldi.
Rusya’ya sağlanan makine ihracat artışı bu dönemde yüzde 43,8’i buldu. Serbest bölgeler dışında sevk edilen makinelerin geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 2,2 artışla 3 milyon tonu geçtiği 10 aylık süreçte ortalama birim fiyat KG başına 6,3 dolar olarak gerçekleşti.
Makine sektörünün ihracat fırsat ve potansiyelinin, Türkiye'nin ihracat bazlı büyüme modeline geçtiği yıllar içindeki en yüksek seviyesinde olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Küresel stagflasyon kaygıları giderek güçlenirken tedbirlerin giderek muğlaklaştığı bu dönemde, makine imalat sektörümüz Türkiye ekonomisi için sıra dışı bir potansiyel sunuyor. 2019 yılına kıyasla yüzde 60 daha fazla makine üretir hale gelen yapılanmamızla, ülkemizin yıllık 100 milyar dolar civarında seyreden makine teçhizat yatırımlarının gereksinimlerini büyük ölçüde ve yerli paramızla karşılayabilecek güce eriştik. İhracat gelirimizin yüzde 70 kadarını gelişmiş ülkelerden sağlıyor, Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 10’u aşmış bulunan payımızı istikrarlı biçimde artırıyoruz. Tüm göstergeler, rekabetçi olduğumuzu ve kullanıcılarımıza kalite fiyat ekseninde optimal çözümler sunduğumuzu teyit ediyor.”
Küresel ticarette zorluklar arttıkça zemin kazanmayı sürdüreceklerini belirten Karavelioğlu, kendi yatırım ve ihracat stratejileri üzerine 20 yıldan fazladır kafa yormuş, güçlü örgütleriyle uluslararası temsilde etkin olmuş bir sektörün başarısının tesadüfi olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Makine imalat sanayii sınai rekabette ve ekonomik büyümede en önemli kaldıraç. İleri ülkelerin pandemi sonrasındaki yeni konjonktüre ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun biçimde güncellemekte oldukları sanayi stratejilerinde sektöre atfedilen önem, bu gerçeğin bir defa daha altını çiziyor. Aralık ayı itibarıyla ülke gündemimizde 12. Kalkınma Planı’nın hazırlıkları olacak. Bu süreçte sektörel örgütlere de önemli görevler düşüyor. Endüstriyel dönüşümün gereklerine uygun derinlikte bir plan ortaya çıkmasına katkı sağlamak birincil görevimizdir.”
“Biz jeopolitiği, sadece riskler üzerinden okumuyoruz”
Küresel sanayide ihracat siparişlerindeki düşüşün sürdüğünü, Türkiye’de makine imalat sanayinin özellikle son 5 yılda başardığı büyük dönüşüm ve kriz zamanlarında tesis ettiği güvenilir ilişkilerle bu daralmayı zorlanmadan aşabileceğinin işaretlerini verdiğini belirten Karavelioğlu şunları söyledi:
“Makine ve teçhizat sanayiindeki üretim artışımız, üçüncü çeyrekte yılın diğer dönemlerine yakın bir ortalama ile yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti. Küresel kriz dönemlerini en az 6 aylık bir faz farkı ile izleyen sektörümüzde rakip ülkelerin makine imalatı beklenilenden önce inişe geçti. Bizim siparişlerimizde de bir yavaşlama olmakla birlikte bunun üretime etkisinin sınırlı kaldığını görüyoruz, ki Kasım ayının ilk yarısında yeniden ivmelenen ihracat verilerimiz de bu durumu teyit ediyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.