Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SETA'nın skandal raporuna değinerek, "bu kuruluş iktidarın borazanı olmuş Bu rapor medya tarihimizin yüz karasıdır. Bu rapor fişlemedir. Siz gazeteciyi ötekileştirirseniz doğru haberi nereden alacağız? SETA iktidardan beslenen bir kuruluştur. İktidar ne isterse onu yazanlara ben gazeteci demiyorum." dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları;
Türkiye’de değişimin adresi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kimsenin ötekileştirilmesini istemedik. 82 milyonu kucaklayacak bir iktidara ihtiyacımız var. Çiftçinin, emeklinin, esnafın derdi var. Bunları çözme kapasitesine sahibiz. Yeter ki siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmayın. İnsana hizmet istiyoruz, birilerinin cebine değil vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.
Srebrenitsa Katliamı
Bizim gibi düşünmeyen insanlara da saygı göstermemiz gerekiyor. İnsana dünyanın her yerinde sevgi ve saygıyla yaklaşmalıyız. Katliam yapmak, etnik kimliğe düşmanlık beslemek insanlıkla bağdaşmaz. Srebrenitsa 21. yüzyılın en büyük ayıplarından birisidir. Srebrenitsa’yı unutmamız gerekiyor.
Çorlu Tren Katliamı
8 Temmuz 2018’de Çorlu Tren faciasını yaşadık. 25 vatandaşımız hayatını kaybetti. Aileler sadece adalet istiyorlar. Duruşma günü geldi, biber gazları, polis copları… Ne yapıyorsunuz siz? Zaten bu aileler acılı. Arzu ettikleri sadece adalet. Biber gazlarını sıkarak insanları adalet arayışından vazgeçiremezsiniz. Biz bu olayın takipçisi olacağız. Ölen çocuklar için, adalet için… Hak arayan insanlar için.
Bu afet beklenen bir şeydi. Meteoroloji yağış için uyarmıştı. Önlem alan olmadı. Bütün belgeleri raporlaştırdık. Meclis’te araştıralım dedik. AK Partili ve MHP’li kardeşlerime sesleniyorum, Çorlu Tren faciasının araştırılmasını istedik. Kavga, intikam istemedik. Bir daha benzer olaylar olmasın, önlem alalım dedik. AK Parti ve MHP’lilerin oylarıyla bu önerge reddedildi. Yazıklar olsun. Meclis’in görevi nedir? 25 kişi hayatını kaybetti. Hangi ihmallerin sonucu bu insanlar yaşamını yitirdi? Meclis bunu araştırmayacak da ne yapacak?
ODTÜ’de yaşananlar
Bir ülkeyi büyüten, bir ülkeye saygınlık kazandıran kurumların başında üniversiteler gelir. Bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı ABD’deki üniversite sayısından daha az. Üniversite kurmak bir toplumu aydınlık geleceğe taşımak demektir.
Daha sağlıklı düşünen ve hayatı sorgulayan insanlar yetiştirmek demektir. ODTÜ de bizim göz bebeğimiz üniversitelerden birisi. Hepimiz gençliğimizi yaşadık. Onlara hoşgörülü yaklaşmak lazım. Anlamak lazım. Onların söylemlerine kulak kabartmamız lazım. Çocuklar, yurt istiyorlar. Ama ‘Buraya 1500 kişilik yurt yapacağız, dışarıdan adam getireceğiz’ diyorlar. ‘Ağaçları keseceğiz’ diyorlar. Gençler de buna itiraz ediyor. Biber gazı, coplar doğru değil.
Bunlar geleceğimiz; yarının mimarı, mühendisi, akademisyeni olacak. Olay büyüyünce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, rektöre telefon açıyor, ‘Ben size yurt yapacağım, ODTÜ’ye bağışlayacağım’ diyor. Çankaya Belediye Başkanımız gidiyor, kaçak yapı. Buradan Sayın Rektör’e sesleniyorum; öğrencilerinizi dinleyiniz. Öğrencilerini nitelikli öğrencilerdir. Benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. Onlar bizim evlatlarımız. Onlar bizi geçecek.
Mansur Başkan’ın sesine kulak verin, öğrenciler nereye yurt istiyorsa, öğrencilerin tüm ihtiyaçlarını karşılayan yurdu size verecek. Öğrencilerin burnu kanamasın istiyoruz. Biz kavgadan yana değiliz, kinden, öfkeden yana değiliz. Evlatlarımız bizim evlatlarımız. Üniversiteler bilgi üreten kurumlardır, şiddet olmaz. Tartışma olur; bilgilerini, dünya görüşlerini paylaşırlar. Gençler heyecanlıdır, daha çabuk tepki verirler. Gençlere saygılı olmak, taleplerini dikkate almak ve onlara anlatmak gerekiyor. Gördüğümüz tabloda bir yanlışlık var.
SETA’nın skandal rapor
21’inci yüzyılın en etkin güçlerinden birisi de medyadır. Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri de medyadan izleriz. Doğru bilgiye ulaşmak, doğru haberi yakalamak bizim sağlıklı yorum yapmamızı sağlar. Eleştiririz veya överiz.
Haber dediğimiz olayın medya aracılığıyla objektif olarak yansıtılması lazım. Demokrasinin dördüncü gücü olarak da medyadır. Ama medyayla ilgili rapor yazacak olan STK’ların da medyanın bu gerçeğini bilerek yola çıkması gerekir. SETA diye bir kurum var, bir rapor yayınladı. Bu rapor medya tarihimizin yüz karası raporlarından birisidir. Siz gazeteciyi fişlerseniz, gazeteciyi ötekileştirirseniz doğru haberi kimden alırsınız?
SETA dediğimiz kuruluş iktidardan beslenen biri kuruluştur. Gazeteciler Sendikası bu raporla ilgili suç duyurusunda bulundu. Medyanın yüzde 95’i kontrol altında diye. Gazeteci halkın gözü, kulağı ve sesidir. Şimdi medyanın yüzde 95’ini kontrol altına aldılar, SETA aracılığıyla gazetelerinden atılanları da suçlar noktaya geldiler. Böyle bir rapora ihtiyaç var mıydı? Bu SETA’nın araştıracağı başka bir şey yok muydu? Mutfaklarda yangın var. İnsanlar evine et alamaz duruma geldi.
Bebeğine mama yediremeyen binlerce aile var. Bu sorunları niye araştırmıyorsun? Türkiye’nin dış politikası paramparça, niye araştırma yapmıyorsun? Bu gazetecilerin çok çalışkan ve yetkin gazeteciler. Bu gazeteciler kendi gazetelerinde niye çalışamadılar? Bunları araştırmadılar. SETA dediğimiz kuruluş bir düşünce kuruluşu değildir.
Türkiye’de namuslu siyaset eksik
Üreten bir ülke güçlü bir ülkedir. Hiç aklınıza gelir miydi bir gün patates ve soğan ithal edeceğimiz. Emin olun benim aklımın köşesinden geçmezdi. 32 milyon dolar ödendi mayıs ayına kadar. Bizim çiftçimize verilseydi o para bütün ülkeyi patatese boğarlardı. Türkiye’de toprak mı bitti, çiftçi mi yok, traktör mü kalmadı? Hepsi var, ama bir şey eksik… Namuslu siyaset eksik.
Ekonomiyi tefecilere teslime ettiler. Ne oldu da Türkiye 160 milyar faiz ödedi? Bu para Türkiye’de harcansaydı işsizlik ne olurdu? Evlerde huzur, bereket olurdu. Biz faize karşıyız diyorlardı, sen onu benim külahıma anlat. 160 milyar dolar faizi bu milletin 82 milyon vatandaşı ödedi. Su içerken, mama alırken, bulaşık yıkarken vergi ödüyorsunuz. Eliniz titremedi mi bu faizi öderken?
Merkez Bankası başkanının görevden alınması
Merkez bankası bağımsız değil ki. Erdoğan sıkıştı. Faizler sıkıştı. En iyisi merkez bankası başkanını suçlu ilan edelim ve onu görevden alalım. Erdoğan ilk toplantıda faizi sıfırladık desinler, Erdoğan dünya ekonomi tarihine girsin diye özel bir kampanya açacağım. Bütün beceriksizliğin suçlusu Merkez Bankası başkanı oldu. Sorumlu Merkez Bankası Başkanı değildir, sen kalkınma planı getirmedin. Bey efendinin hiçbir sorumluluğu yok. Elektriğe, doğalgaz zammı MB başkanı mı yaptın hayır sen yaptın. Erdoğan, 19 Haziran 2018’de ‘Siz bu kardeşinize yetkiyi verin ondan sonra dolarla faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz.’ dedi. İşsilik 8.5 milyona dayandı, her eke vatandaştan biri icralık oldu. Sorumluluk Merkez Bankası’nın mı? Sen bu ülkeyi yönetmiyor musun? 28 Mart 2019’da Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben diyor. Bu sorumlu bir kibir abidesi gibi tepede oturuyor. Bu bizi rahatsız ediyor, karnını doyuruyoruz o bize oy vermiyor diyor, sen kimsin ya, 82 milyon vatandaş senin karnını doyuruyor. Faizi indirmedi diye MB başkanını aldık diyor. Son 10 ayda gecikme faizi yüzde 78 arttı. MB başkanını görevden aldın ama sen çıktın gecikme faizini 10 ayda yüzde 78 arttırdın. Sen o koltukta ne yüzle oturuyorsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.