Kanser, günümüz toplumlarında sebebi bilinen ölümler arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı problemi... Dünya genelinde yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeni ile gerçekleşiyor.
Kanserin farkında olarak, bu tabloya son verilebileceğini belirten Doç. Dr. Ece Esin, kansere karşı savaşta gerçek başarının, kansere sebep olan etkenlerden uzak durularak ve erken teşhisin yakalanarak sağlanacağının altını çizdi.
Vücudun kendi hücrelerinin kontrolsüz olarak çoğalması ile ortaya çıkan kanser, vücudun onarım ve bağışıklık mekanizmalarından kaçarak, sağlıklı dokulara zarar veriyor. Vücudu harap ederek yol açtığı fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik, sosyolojik ve ekonomik yükü ile de zorlayan kanser, önemli bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu büyük halk sağlığı probleminde, çevresel faktörlerin önemli bir rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Ece Esin, “İnsan vücudundaki kurulu düzen, bazen dış etmenler nedeniyle sekteye uğruyor. Kanser gelişiminde bu dış etmenlere karsinojen deniliyor. Ağız ve nefes yoluyla alınan birçok madde karsinojen olabiliyor. Dünya üzerinde halen satışı yasal olan, insan eliyle üretilen en tehlikeli karsinojen ise sigara! Sigara vücutta en sık ağız boşluğu, yutak, nefes borusu, yemek borusu, mide, bağırsak, akciğer, mesane, böbrek, pankreas tümörleri ile ilişkili. Sigara vücuda girdiği noktadan çıktığı noktaya kadar her noktada kanser yapabiliyor” diye konuştu.
OBEZİTEYE DİKKAT!
Diğer bir karsinojen durumun ise obezite olduğunu belirten Doç. Dr. Ece Esin, aşırı kilolu olmanın, dengesiz beslenmenin ve hareketsizliğin bağırsak kanseri, mide kanseri, rahim kanseri, pankreas kanseri ile ilişkili olduğunu söylerek, “Kanserden kaçınmak için bilinen kanser yapıcılardan uzak durmak şart” dedi.
ERKEN TEŞHİS, ELİMİZDEKİ EN GÜÇLÜ SİLAH
Her tümör tipinde farklı olmakla birlikte çoğunlukla kanser oluşumu uzun bir zaman aralığında gerçekleşiyor. Kanser hücreleri vücutta hasar yaratacak aşamaya gelene kadar bazen bir belirti oluşturmadan da var olabiliyor.
Tıbbı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ece Esin, “Bir ordu ile savaşa girdiğinizde düşman ordunun toplanmasına ne kadar izin verirseniz savaşı yenme şansınız o kadar azalır. Kanser ile savaşta da durum benzerdir” diyerek, tümörü erken safhada tespit etmenin, henüz kontrolden tam çıkmamışken yakalamanın ve yok etmenin, kanseri yenebilmek için başlıca silah olduğuna dikkat çekti.
Henüz şikâyete yol açmamış bir kanserin, en iyi fark edilme yolunun tarama testleri olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Ece Esin, “Meme kanseri, kolon kanseri, rahim ağzı (serviks) kanseri, prostat kanseri, cilt kanseri, bazı akciğer kanserleri için geliştirilen ve tüm risk grubu topluma uygulanabilen tarama yöntemleri ile erken teşhisi mümkün olabiliyor” dedi.
KANSERİN FARKINDA OLMALI, KANSERDEN UZAK OLMALIYIZ
Son yıllarda tıp alanındaki gelişmelerin aynı hızda onkoloji alanına da yansıdığını söyleyen Bayındır Söğütözü Hastanesi Tıbbı Onkoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ece Esin, cerrahi yöntemlerin başarısı, kemoterapinin faydasının artması ve bireyselleştirilmiş tedaviler sayesinde kanserin artık giderek daha tedavi edilebilir bir hastalık haline geldiğini belirtti. Doç. Dr. Ece Esin, tüm bu gelişmelere rağmen, kansere karşı savaşta gerçek başarının, kansere sebep olan etkenlerden uzak durularak ve erken teşhisin yakalanarak sağlanacağının altını çizdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.