Ramazan ayının uzun günlere denk gelmesi, açlık düzeyini ve yeme isteğini artıyor. Hal böyle olunca uzmanlar, oruç tutanları uyarıyor. Bilinçsiz yemek tüketiminin kalp krizine davetiye çıkardığını belirten Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, oruç süresince aç kalan bireylerin hızlı ve aşırı yemek tüketimi sonucu kalp rahatsızlıkları yaşayabileceğinin altını çizdi.
Ramazan ayı denildiğinde akla zengin iftar menüleri geliyor. Ancak zengin iftar sofralarının kalbe olan zararı sanılanın da ötesinde. Kalp Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, Ramazan ayında oruç tutmanın bedensel faydalarından yararlanmak için nasıl bir beslenme programı uygulamamız gerektiğini açıkladı. Kansız ve ameliyatsız tedavi türü olan Doğal Bypass ile adından sıkça söz ettiren Kardiyoloji Profesörü Günsel Şurdum Avcı, iftar davetlerinde ve restoranlarda, önceden belirlenmiş zengin menülerle yapılan iftarların insan sağlığı üzerinde oldukça kötü etkileri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Avcı, "Saatlerce boş kalan midenin, hızlı ve aşırı şekilde doldurulması doğru değil. Yağ ve şeker yönünden zengin besinlerin tüketilmesi ve iftar sonrası arka arkaya sigara içilmesi sağlık açısından ciddi tehlikeler doğurmakta. Bu durum, gizli kalp hastalarında ani kalp krizinden ani kan basıncı yükselmelerine ve felç hastalığına kadar birçok sağlık problemine davetiye çıkarabiliyor." dedi.
RAMAZAN AYINDA BESLENMEYE DİKKAT!
Kalp hastalığı olsun olmasın, oruç tutan herkesin Ramazan ayı süresince beslenmesine özen göstermesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Avcı, "Yılda bir ay vücudun dinlendirilmesini sağlayan ve gerek fiziksel gerekse zihinsel sağlığımıza büyük katkıları olan orucun yararlarından istifade edebilmek için, sağlıklı ve dengeli beslenme düzeni muhafaza edilmeli. Abartıya kaçmadan günlük ihtiyaç olan protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineraller alınmalı, iftar ve sahurda yavaş yavaş ve az miktarlarda yemek yemeli, yiyecekler ağızda iyi çiğnenmelidir." diye konuştu.
İftar ve sahur arasında 2 litre kadar sıvı alınması gerektiğine dikkat çeken Avcı, "Sahurda uzun süre tok tutacak, protein ve lif bakımından zengin; süt, yoğurt, kefir, peynir, yumurta, hurma, çörek otu, ceviz, badem, fındık, kuru baklagiller, tahıl, esmer ekmek, esmer pirinç tercih edilmelidir. Metabolizmayı yavaşlatarak kilo almaya neden olan kızartmalar, hamur işi, şerbetli tatlılar, baharatlı ve tuzlu gıdalardan da kaçınılmalıdır." şeklinde konuştu.
RAMAZAN'DA YAŞANAN KABIZLIK SORUNU İÇİN NELER YAPILMALI?
Ramazanda birçok kişinin kabızlık sıkıntısı çektiğine değinen Prof. Avcı, "Kabızlık sorunu devam ettiği takdirde orucun vücudu temizleyici etkisi azalır. Ramazan süresince lifli ve kabızlığı önleyici ürünler tüketmeye özen gösterilmeli. Bu amaçla, hurma, kırmızı pancar ve kefir, iftar ve sahurlarda bolca tüketilmelidir. Hurma, enerji ve karbonhidrat içeren lifli bir besindir. Kefir, zengin protein içeriği yanı sıra vücut için yararlı probiyotikler yönünden oldukça zengindir. Kefiri evde yaparak tüketmek daha uygun olur. Kırmızı pancar, içerdiği vitamin ve minerallerle de bir enerji deposudur. Kırmızı pancarın tazesi, rendelenmiş olarak salatalarda ya da kefir veya yoğurtla karıştırılarak tüketilebilir." dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.