Gebelik nedeniyle ortaya çıkan geçici şeker hastalığına dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ruhnaz Yılmaz, Gestasyonel Diyabetes Mellitus (GDM) hastalığının gebelik sırasında en sık rastlanılan tıbbi sorunlardan biri olduğunu bildirdi.
Obezite ve hareketin az olduğu yaşam tarzının yaygınlaşması nedeniyle tüm dünyada doğurganlık çağındaki kadınlar arasında diyabet görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Yılmaz, bu gebeliklerde doğan bebeklerin çok iri olduğuna işaret etti.
GDM hastalığına karşı çeşitli uyarılarda bulunan Opr. Dr. Yılmaz, "GDM, gebelik sırasında en sık rastlanan tıbbi sorunlardan birisidir. Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 6 -7'si diyabet ile komplike olmaktadır ve diyabetle giden gebeliklerin yüzde 90'ında rahatsızlık ilk kez gebelik sırasında tanı almakta ve doğum sonrası düzelmektedir. Obezite ve hareketin az olduğu yaşam tarzının yaygınlaşması nedeniyle tüm dünyada doğurganlık çağındaki kadınlar arasında diyabet görülme sıklığı artış göstermektedir. GDM gelişen gebeliklerde yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi, ölü doğum, sezaryen ile doğum olasılığı ve normal doğum sırasında oluşabilecek bazı tehlikeli durumlar daha sık oluşmaktadır. Gebelik sırasında GDM tespit edilen kişilerin yüzde 50 kadarı yaklaşık 25 yıl içinde diyabet tanısı almaktadır." bilgisini verdi.
"DOĞUM TRAVMALARINA NEDEN OLUYOR"
GDM hastalığının gebelik döneminde neden olduğu sorunlardan da bahseden Yılmaz, yapılması gereken tarama testlerinin önemine değindi.
1973 yılında tanımlanan glikoz tolerans testinin dünyada yaygın bir şekilde kullanıldığını vurgulayan Opr. Dr. Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bu gebeliklerde doğan bebeklerin çok iri olmaları, yeni doğan döneminde kan şekerlerinin düşmesi, sarılık olasılığı artmaktadır. Bebeklerin iri olmaları doğum sırasında müdahale sıklığını (vakum, forseps uygulaması) artırmaktadır. Omuz takılması ve diğer doğum travmaları GDM'lu gebelerin bebeklerinde daha sıklıkla oluşmaktadır. GDM tanısı için önce tarama yapılmakta ve bu amaçla tüm dünyada yaygın şekilde 1973 yılında tanımlanan 50 gr glikoz tolerans testi kullanılmaktadır. 50 gr glikoz tarama testinin, risk faktörü olmasa da tüm gebelere yapılması önerilmektedir. Çünkü test yalnızca risk gruplarına uygulandığında GDM gelişen gebeliklerin yarıya yakını tespit edilememektedir. Yaygın şekilde kullanıldığı şekli ile tarama testinde kan şekeri 130-140 mg/dl'nin üzerinde ise tanısal 100 gr 3 saatlik glikoz yükleme testi yapılması gerekmektedir. Tanı için kullanılan diğer bir yöntem tek aşamalı 75 gr, 2 saatlik glikoz yükleme testidir."
"TEDAVİ CİDDİ KOMPLİKASYONUN GÖRÜLME SIKLIĞINI AZALTIR"
"GDM tespit edildiğinde tedavi başlanırsa ölü doğum ve omuz takılması, kırıklar, sinir yaralanması gibi doğum travmaları olasılıkları anlamlı şekilde düşmektedir" diyen Opr. Dr. Ruhnaz Yılmaz, tedavi edilen gebelerde gebelik zehirlenmesi olasılığının azaldığına dikkat çektti.
Yılmaz, şunları kaydetti: "Tedavide ilk adım beslenmenin düzenlenmesidir. Takipler günde 4 kez kan şekeri ölçülerek yapılır. Açlık kan şekerinin 95 mg/dl'nin, tokluk kan şekerinin; 1. saatte bakılırsa 140 mg/dl, 2. saatte bakılırsa 120 mg/dl'nin altında olması hedeflenir. Egzersizle birlikte (haftada 4 -5 kez 20 dakikalık yürüyüşler) beslenmenin düzenlenmesi çoğu kez tedavide sonuç vermektedir. Kan şekeri, beslenme düzenlemesi ve egzersiz ile düzeltilemezse ilaç tedavisi (insülin) başlanmalıdır. GDM tanısı alan gebelerin takipleri daha sık yapılır ve riskleri azaltmak amacıyla gerekirse doğum zamanından önce yaptırılabilir. GDM ile izlenen gebelerin doğum sonrasında 6 -12'nci haftalardan başlayarak daha sonraları gelişmesi muhtemel diyabet açısından taranmaları önerilmektedir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.