Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Basut, toplumun işitme cihazlarının kullanımı konusunda eğitilmesi gerektiğini söyledi. İşitme cihazının, gözlükten bir farkı olmadığına işaret eden Basut: “Gözlük takan utanmıyor ancak işitme cihazı takan biri kötü bir şey yapmış gibi çekiniyor. İşitme cihazı gayet faydalı ve kullanılabilir bir alettir” dedi.
Uludağ Üniversitesi Toplumsal Sosyal Projeler Atölyesi (TOSPA) ve İşitme Engelliler Derneği (İŞİTENDER) işbirliğinde ‘Dieteps Eğitim Programı’ düzenlendi. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa UÜ Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Basut, İŞİTENDER Başkanı Gökçe Çayır ve Odyolog Betül Erataç Kağıtçıbaşı konuşmacı olarak katıldı.
KBB Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Basut konuşmasında, kaybolduğunda yerine getirilebilen tek duyunun işitme duyusu olduğunu vurguladı. Gelişen teknoloji sayesinde duyma yetisinin büyük oranda yeniden kazandırılabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Oğuz Basut: “İşitme duyusunu sıfır orana kadar kaybetmiş bitire cochlearimplant ile yeniden işitme duyusu kazandırılabiliyor. İşitme cihazları, görmek için kullanılan gözlükten çok daha faydalı bir alettir. Türk toplumu olarak çoğunlukla işitme cihazlarını bir kâbus olarak görüyoruz. Aman kimse beni böyle görmesin istiyoruz. Biri gözlük takarken kimsenin kendisine kötü gözle bakıldığını düşünmüyor. Ancak işitme cihazı takanlarda maalesef böyle bir algı oluşuyor. Özellikle toplum olarak işitme cihazlarının da gözlükten bir farkı olmadığını algılatmamız gerekiyor. Bu cihazı takanlar da böyle bir yanılgıya düşmesinler. İşitme cihazları gayet kullanılabilir ve faydalı bir cihazdır” diye konuştu. Çocuklarında işitme problemi bulunan ailelere de seslenen Basut, çocuklardaki işitme sorununun fark edildiği an zaman kaybetmeden uzman bir doktora başvurulması gerektiğini aktardı.
EĞİTİM VE REHABİLİTASYON ŞART
Odyolog Betül Erataç Kağıtçıbaşı ise toplumun cihaz kullanımının yaşam kalitesini yükselttiği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yeni doğan çocukların mutlaka ilk ay içerisinde işitme testlerinin yapılması gerektiğine işaret eden Kağıtçıbaşı: “İşitme testlerinin sonuçlarına göre ilk üç ay içerisinde gerekli tedavi yöntemlerinin ve en geç altı aya kadar da bu sorunu giderecek cihazların temin edilmesi gerekiyor. Ancak bu da tek başına yeterli olmuyor. Mutlaka iyi bir eğitim ve rehabilitasyon süreci de gerekiyor. Türkiye, eğitim ve rehabilitasyon konusunda ciddi bir gelişme kaydetti” şeklinde konuştu.
İŞİTENDER Başkanı Gökçe Çayır da konuşmasında kendisinin işitme engelli bir ailenin çocuğu olarak hayata başladığını söyledi. Bu sorumluluk ile büyümek zorunda kaldığını kaydeden Gökçe Çayır, dernek olarak işitme problemi yaşayan bireylere yardım ve eğitim destekleri sağladıklarını belirtti.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği eğitim programı gün içerisinde farklı uzman konukların katılımıyla sürdürüldü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.