Şiddet gördüğünü saklayan ve bu nedenle iş performansı düşen kadınlar, bir süre sonra işverenler tarafından işten çıkarılıyor. Bunun sonucunda da kadınlar ekonominin dışına itiliyor. GYİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlkay Demirdağ, "Şiddete uğrayan kadınlar işsiz kalınca daha korunmasız hale geliyor. Şirketlerin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Aile içi şiddet sadece toplumsal bir sorun değildir, aynı zamanda ciddi bir ekonomik kayıp yaratan bir iş ve işyeri sorunudur" dedi.
Kadının ekonomiye kazandırılması ve çalışma hayatındaki kadınların güçlendirilmesi için çalışmalara imza atan Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Kadın Çalışma Grubu, bu kez, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ile birlikte kadına şiddetin iş yaşamına etkisini masaya yatırdı.
Toplantıya GYİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlkay Demirdağ, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Cinsiyet Çalışmaları Koordinatörü Meltem Ağduk, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Temsilcisi Sevda Alkan ile İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi'ni kurumlarında hayata geçiren Garanti Bankası İşveren Marka Yönetimi Yönetmeni Tuğçe Kayaalp Yeşilyurt, Organik Kimya İnsan Kaynakları Direktörü Asuman Yorulmaz ve Yeşim Tekstil Kurumsal İletişim Müdürü Dilek Cesur katıldı.
Toplantıda konuşan GYİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlkay Demirdağ, şiddete uğrayan kadınların aynı zamanda işlerini de kaybetme durumuyla karşıya kaldıklarını belirterek, "Şiddete uğrayan kadın, bu durumu işveren ve iş arkadaşları ile paylaşmıyor. Bir süre sonra iş performansı da düşüyor. Bu durumdan habersiz olan insan kaynakları, işe geç kalma, erken çıkma, sık sık mazeret izni alma, iş ile ilgili olmayan konularda fazla zaman harcama gibi nedenlerle kişiyi işten çıkartıyor. Dolayısıyla, şiddete uğrayan kadınlar işsiz kalınca daha korumasız bir hale geliyor. Şirketlerin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Kadınların performans düşüklüklerinin ardında bir şiddet vakası olabileceği mutlaka düşünülmeli, onlara yardımcı olmak için çalışmalar yapılmalı. Aksi durumda, kadın ekonomik şiddete uğruyor ve daha da korumasız hale geliyor. Aile içi şiddet sadece toplumsal bir sorun değildir, aynı zamanda ciddi bir ekonomik kayıp yaratan bir iş ve işyeri sorunudur" dedi.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu'nun "Türkiye'de Beyaz Yakalı Çalışanlara Yönelik Aile İçi Şiddet: İş Dünyasına Çağrı" raporuna göre, Türkiye'de her 10 kadından 4'ü yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri ya da yakın ilişkide bulundukları kişi tarafından şiddete maruz kalıyor. Üstelik sanılanın aksine, yüksek eğitim ve gelir düzeyi de şiddetten kaçınmak için yeterli değil. Üniversite mezunu kadınların beşte biri ve yüksek gelir düzeyine sahip kadınların ise üçte biri fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalıyor. Ekonomik şiddete maruz kalarak çalışmasına izin verilmeyen veya işten çıkarılan kadınların oranı da yüzde 24 ile dikkat çekmekte.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET BELİRTİLERİ
İş performansına yönelik belirtiler: İşe geç gelme, işten erken çıkma, sık sık mazeret izni alma, hatalar ve unutkanlık, odaklanamama, telefona cevap vermeme veya vermekten çekinme, algılama sorunları, işyeri binasından yalnız ayrılmaya veya park yerine tek başına yürümeye korkma, iş ile ilgili olmayan konularda fazla zaman harcama.
Fiziksel belirtiler: Bilek ve boğaz gibi bölgelerde belirgin yara izi, morarma ve çürükler, saçlarda belirgin bir şekilde görünen yoluklar, fiziksel yaraları kapamak için yapılmış olduğunu düşündürebilen aşırı makyaj, gereksiz ve mevsim dışı aksesuar, adalelerde güçsüzlük, topallama, muhtemel acıyı önlemek amacıyla yavaş ve tedirgin hareket etme.
Davranışsal belirtiler: Depresyon, yetersizlik duygusu ve kendine güvenmeme, sinirlilik hali, sürekli üzgün olma hali, tedirginlik, korku, suçluluk duygusu, saldırganlık, anksiyete, iletişim bozukluğu, umutsuzluk, bitkinlik, işin gerektirdiği haller dışında iş yerinde uzun süre kalma.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.