Dünya genelinde birey ve kurumların mobil ve sabit iletişim teknolojilerinin gücüyle dijitalleşmesini hedefleyen Vodafone, Türkiye de dahil olmak üzere faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için öngördüğü "Gigabit Toplumu" vizyonunu konu alan raporu İstanbul'da tanıttı.
"CIO buluşmaları" adlı etkinlikte iş dünyasının teknoloji liderlerinin görüşlerine sunulan raporda özellikle evlere/binalara kadar giden fiberin hem bireylerin hem de kurumların dijital yaşamında kaldıraç etkisi yaracağının altı çiziliyor. Vodafone ve Arthur D. Little işbirliğiyle hazırlanan "Gigabit Toplumu'na Doğru..." başlıklı raporda, gigabit vizyonu, altyapısı, uygulamaları, Gigabit Toplumu'nun uygulama alanları ve faydaları ile farklı sektörlerden vaka incelemeleri ele alınıyor.
Rapora göre, Gigabit Toplumu sayesinde daha iyi bir eğitim ve sağlık sistemi kurmak, daha güvenli bir ortam sunmak, pozitif sosyal etki yaratmak, çevrenin korunmasına yardımcı olmak ve istihdamı artırmak mümkün olacak. Bu gelecek senaryolarının geliştirilmesinde ise evlerin ve işyerlerinin kapısına kadar giden fiber şebekeler önemli rol oynayacak.
Hasan Süel: "Bakır altyapıya bel bağlayamayız"
İş dünyasının teknoloji liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi: "Bizi gigabit geleceğe taşıyacak transmisyon teknolojisi fiberdir. Gerek baz istasyonlarıyla havadan yüksek kapasiteli mobil internet hizmeti verebilmek, gerekse evlere yüksek kapasiteli sabit internet hizmeti sunabilmek için güçlü bir karasal transmisyon altyapısı gerekiyor. Gigabit uygulamalarını üretmek istiyorsak kalite, kapasite ve hız limitleri sınırlı olan bakır altyapıya bel bağlayamayız. Geleceğin gigabit platformunu oluşturacak servislerde inovasyon ve farklılaşmayı sağlamak için, operatörler tarafından fiber şebekelere yapılacak yatırımların önünün açılması gerekiyor. Bugün, Güney Kore'de 574 bin kilometre fiber uzunluğu ile %100, Portekiz'de ise 545 bin kilometre fiber uzunluğu ile %70 fiber penetrasyonuna ulaşılmış durumda. Türkiye olarak bu ülkelerden 7 kat fazla yüzölçümüne sahip olmamıza rağmen bizdeki fiber uzunluğu sadece 284 bin kilometre. Rekabet gücümüzü koruyabilmek için hızlı genişbant ve eve kadar fiber konusunda diğer ülkelerle aynı seviyeye gelmemiz önem taşıyor. Bu yüzden, fiber meselesi memleket meselesi diyoruz."
"Yatırımların teşvik edildiği bir iklime ihtiyaç var"
Fiber konusunda en önemli beklentilerinin 100'den fazla ülkede deklare edilmiş olan kapsamlı bir Ulusal Genişbant Politikası'nın Türkiye'de de hayata geçirilmesi olduğunu belirten Süel, şöyle devam etti: "Yeni nesil şebekeler ile fiber altyapı erişim ve yatırım süreçlerinin güncellenerek, mevcut düzenleyici çerçeveye dâhil edilmesine ihtiyaç var. Yatırım yapmak isteyen tüm işletmecilerin bir araya gelerek yeni fiber yatırımı yapmalarını sağlamak amacıyla kurulan ortak şirketlerin desteklenmesi gerekiyor. Herkesin regüle edilmiş fiyatlarla eşit koşullarda ulaştığı tek bir fiber altyapısıyla hem 4.5G ve 5G baz istasyonları arasındaki transmisyon ihtiyacının, hem de evlere ve kurumlara kadar olan fiber ihtiyacının çözülebileceğini düşünüyoruz. Diğer yandan, ülkemizin fiber haritasını merkezi bir ekranda toplayacak, böylelikle fiber kazı ve paylaşım başvurularını hızlandıracak Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi'nin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Sektörümüzde yatırımları teşvik edici modellerin geliştirildiği ve yatırım yapmak isteyenlerin ödüllendirildiği bir iklim sağlanırsa, Türkiye'nin telekomünikasyon sektöründe kendi bölgesinin öncü ülkelerinden biri olabileceğini öngörüyoruz. Arthur D. Little işbirliğiyle hazırlanan "Gigabit Toplumu'na Doğru..." başlıklı raporun da bu geleceğin başvuru kaynaklarından biri olacağına inanıyoruz. Bu noktada ülkemizin teknoloji liderlerine de açık çağrıda bulunuyoruz: Gelin ülkemizin bilişim altyapısının geliştirilmesi için inisiyatif alalım ve Türkiye'yi en son teknoloji fiber ağlarla hep birlikte örelim!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.