Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nden çıkma kararı alan İngiltere'deki referandumu değerlendirdi. Erdoğan, "Referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. İngiltere ne dedi? 3000 yılına kadar Türkiye giremez dedi. Şimdi ne oldu? Hadi buyur bakalım, 3 gün bile dayanamadın bak. Biz Avrupa Birliği'ni önemsedik, bu yolda bir gayret ortaya koyduk. Ama hep bizi oyaladınız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜMSİAD) geleneksel iftar programına katıldı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
"Ülkelerin ve milletlerin zor günleri iyi ile kötünün, hayırla şerrin, samimi ile riyakarın, sadıkla hainin adeta ayrıştığı herkesin kendi rengini kendi tıynetini ortaya koyduğu dönemlerdir. Türkiye bir süredir böyle bir dönmeden geçiyor. Yaşadığımız her badire, birilerinin yüzlerindeki maskenin inmesine vesile oldu. Gezi olayları sırasında bunu yaşadık. 17/25 Aralık darbe girişiminde bunu yaşadık. Şimdi son bir yıldır bölücü terör örgütünün eylemlerinden de bunu yaşıyoruz. Kendilerine demokrat, özgürlükçü diyenlerin içinden despot, yıkıcı, faşizan duyguların nasıl patladığını gördük. Yıllarca hizmet diyerek, hareket diyerek, himmet diyerek milletin sinesine sızanların aslında nasıl bir şer örgütlenmesi kurduklarına bizzat yaşayarak şahit olduk. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bir yapıyı bizzat yaşayarak gördük. Demokratik açılım diyerek, milli birlik ve kardeşlik projesi diyerek, çözüm süreci diyerek, analar ağlamasın diyerek yürüttüğümüz iyi niyetli çalışmaların terör örgütü tarafından nasıl bir anda yerle yeksan edildiğini hep birlikte müşahede ettik. Türkiye'yi siyasi, ekonomik ve diplomatik olarak çökertmek için bu projeler arka arkaya sahneye konulurken bir takım kesimlerin sırf kendi siyasi çıkarları için nasıl bunlara çanak tuttuğunu üzüntüyle gördük. Belki senaryo güçlüydü, belki oyuncular tecrübeliydi, belki ortam uygundu ama hesap edilemeyen bir şey vardı, Türkiye eski Türkiye değildi.
'ÖNÜMÜZDEKİ YILDAN İTİBAREN TURİZM SEKTÖRÜ KENDİNİ TOPARLAYACAKTIR"
Mücadelenin bir de bedeli var. En büyük bedeli şehitlerimiz, gazilerimiz ve onların aileleri veriyor. Güvenlik güçlerimiz hayatları, gelecekleri pahasına milletin ve ülkenin bekası için destanlara konu olacak bir mücadele yürütüyorlar. Bu vesileyle bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Gazilerimize acil şifalar niyaz ediyorum.
Bedel ödediğimiz bir diğer alan da ekonomidir. İhracat ve turizmde yaşanan daralmanın girişimcilerimize ve ülkemize bir maliyeti elbette oluyor, olacaktır. Bu üstesinden gelemeyeceğimiz bir sıkıntı değil. Esasen Türkiye'ye yönelik gizli açık ekonomik saldırı başlatanların hedefi bize diz çöktürmekti. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Şimdi sıkıntıya düşen sektörlerimizi destekleyerek, yeni kapılar açarak, yeni pazarlar bularak, yeni yöntemler geliştirerek yaralarımızı sarma zamanıdır. Bu akşam TÜMSİAD'la konuşuyoruz. TÜMSİAD'ın işi ne, görevi ne? Tamamıyla işte bu meslek alanlarında sanayide, ticarette varlığını ortaya çok daha farklı şekilde koymaktır. İhracatla ilgili ümit verici gelişmeler olduğunu biliyoruz. Turizm, sezonluk bir sektör olduğu için bu dönemi bir parça kayıpla da atlatsak önümüzdeki yıldan itibaren bu sektör kendini toparlayacaktır. Temel ekonomik veriler ülkemizin yeniden yükseliş trendine girdiğini gösteriyor. Allah, olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Allan bilir siz bilmezsiniz, buyuruyor. Mesel bu. Bu bakımdan yaşadığımız badireleri inşallah kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm mazlumların ve mağdurların ümidi yeni Türkiye'nin doğuş sancıları olarak görüyorum. İşte bu yıl birinci çeyrekte Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde en büyük oranı yakaladı. 4,8 büyüme oranıyla birinci çeyrekte bir numara.
'53 YILDIR BİZİ KAPILARINDA BEKLETTİLER HALA BEKLETİYORLAR'
İngiltere'de yapılan ve Avrupa Birliği'nden ayrılma kararıyla sonuçlanan referandum konusundaki görüşlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünya ile birlikte biz de referandum sonucunun evet olarak çıkmasını bekliyorduk. Ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum. Avrupa Birliği uzun süredir Türkiye'nin üyeliği başta olmak üzere pek çok konuda kendi değerlerine aykırı düşen bir pozisyona sürüklenmişti. Kriterleri karşılama konusunda bizimle mukayese edilemeyecek pek çok ülkeyi hızla üyeliğe kabul eden Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle ilgili çifte standardı artık gizlenemeyecek bir hale gelmiştir. Bize engel üstüne engeller koydular. 53 yıldır bizi kapılarında beklettiler. Hala bekletiyorlar. Gerekçeniz ne?
İşte şimdi buyurun İngiltere. Ne dedi? 3000 yılına kadar Türkiye giremez dedi. Şimdi ne oldu? Hadi buyur bakalım. 3 gün bile dayanamadın bak. Biz Avrupa Birliği'ni önemsedik, bu yolda bir gayret ortaya koyduk. Ama hep bizi oyaladınız. Beraber müzakere masasına oturduğumuz kişilerle maalesef bizi ayırt ettiniz.
'MARKA O BİNADAN KALDIRILMALI"
Avrupa'da yükselen ırkçı ve islamofobik akımlar ile kimse demesin ha Avrupa islamofobik değil. Hayır işte bak ben söylüyorum. Şu anda Türkiye'ye yapılan uygulama islamofobiktir. Onun için bizi almakta gecikiyorlar. İşte Amerika. Aynı şey orda. Şu anda adaylardan bir tanesi Müslümanlara vuruyor, vuruşturuyor. Sayın Obama, burada Müslümanlardan yana tavır koyuyor. Böyle bir ayrım yapamazsınız diyor ama diğer aday Müslümanların Amerika'da olmasına adamın tahammülü yok. Bir de gelmiş burada bir yerde marka koymuşlar. Onun adına. O markayı binasına koyanlar süratle kaldırması lazım. Ben de bir yanlış yaptım, oranın açılışını yaptım. İngiltere'nin birlikten ayrılma kararı tüm bu endişeleri daha derin bir belirsizliğe dönüştürmüştür. Bizim bu konudaki tavrımız açık ve nettir. Avrupa Birliği'nin ekonomik ve demokratik standartlarını kendi vatandaşlarımızın refahı ve huzuru için önemli görüyoruz. Tam üyelik hakkımızın teslim edilmemesine rağmen Avrupa Birliği vizyonunu sürdürmemizin, kriterleri yerine getirmeye devam etmemizin sebebi budur."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.