• BIST 9006.55
  • Altın 3072.831
  • Dolar 34.2778
  • Euro 37.22
  • Bursa 12 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

İlgi ve şefkat lohusalık döneminin ilacı

İlgi ve şefkat lohusalık döneminin ilacı
Destek, süreci atlatmanın anahtarı...

Aileye katılacak her yeni bebeğin dünyaya geliş süreci kuşkusuz her aile üyesi için büyülü ve heyecanlı bir bekleyiş. Ancak bu süreç mutluluğun yanında bazı zorlukları da barındırıyor.

Özellikle anne açısından çok hassas bir dönem olduğunu vurgulayan  Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “Doğum sonrası anne, hormonal değişikler sebebiyle fiziksel ve psikolojik olarak hassastır. Dolayısıyla kimi durumlarda depresyon oluşabilir. Bu yüzden hem annenin hem de bebeğin bu dönemde ilgi ve şefkate ihtiyacı olduğu unutulmamalı” uyarısında bulundu.

Gebelik sürecinde annenin vücudunda birçok değişiklik olduğunu ve doğumdan sonraki ilk altı haftanın lohusalık dönemi olarak adlandırıldığını paylaşan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “Bu dönemde bebek ve anne birçok değişimle baş etmeye çalışır. Hamilelikte oluşan fiziksel ve duygusal değişikler doğumdan sonraki 40 günde yavaş yavaş eski haline döner. Bu değişimlerin tümüyle eskiye dönmesi bir yılı bulabilir. Bu süreçte de birtakım ağrılar, rahimde kasılmalar veya duygu durum bozuklukları yaşanabilir ve bu çok doğaldır” dedi.

Ten ve göz teması önemli 

“Anne ve bebek arasındaki bağ, anne karnındaki bebeğin hareketleri ile başlayıp 9 ay boyunca gittikçe artar ve doğumdan sonra doruk noktasına ulaşır” diyen Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “Babanın da onların yanlarında olması ve bu anları paylaşması etkileşimi hızlandırır. Doğumdan sonra erken dönemde anne ve bebeğin bir arada kalması, anne ve yenidoğan ilişkisinin hızlıca başlamasını sağlar, aralarındaki ten ve göz teması ilişkiyi olumlu yönde pekiştirir” ifadelerini kullandı.

Annedeki kaygı bebeği etkiliyor 

Annenin kaygılı ya da öz güvensiz ruh halinin bebek tarafından hemen fark edildiğini anlatan Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “Bu durumda bebek huzursuzlanır ve ağlar. Bebeğin daha sık ağlaması da annenin kaygısını artıran bir kısır döngü yaratabilir. Bu dönemde babanın ve yakın çevrenin destekleyici tavırları anneyi yüreklendirir” dedi. Annenin maruz kaldığı majör değişikler sebebiyle zorlu bir süreç yaşadığının göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “İleri dönemde çocukların kişiliklerinin ruhsal yönden olumlu ya da olumsuz gelişmesi, büyük ölçüde anne ve babaların ilk günlerdeki tutumları ve bebekleri ile aralarındaki ilişkilere bağlıdır” şeklinde konuştu.

Destek, süreci atlatmanın anahtarı 

Prof. Dr. Nermin Tansuğ, “Anne, vücudunda hormonal değişiklikler yaşarken bir yandan da sütünün gelmesi, memelerinin dolması, kanamalarının devam etmesi, zaman zaman karın ağrılarının olması, bu sırada bebeği sık emzirmek zorunda kalması, uykusuzluk, sütünün bebeğin beslenmesi için yetip yetmediği kaygısı, bebeğin ağlamaları, bebekte gaza neden olabilen bazı sevdiği yiyecekleri yiyememesi veya eskisi gibi sık kahve ve çay içememesi gibi etkenler annenin yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürür. Anne doğum öncesi bu sürece hazırlanmadıysa, gelişen kaygı ve stres ile baş etmekte zorlanabilir ve doğum sonrası depresyona girebilir” diyerek önerilerini sıraladı; 

Öncelikle hem babanın hem de evde anneye yardım edecek kişilerin doğum sonrası sürece hazırlanmaları ve bu doğrultuda anneyi rahatlatmaları gerekir. 
Anne de konuyla ilgili farkındalığını artırarak, yaşadığı bu değişikliklerin her lohusada olduğunu ve en önemlisi geçici olduğunu bilmelidir.  
Bebeğin uyuduğu zamanlarda annenin de uyumasının sağlanması hem anne sütünü artırır hem de dinlenebilen anne daha az kaygılı olur. 
Anne ve babanın doğum ve bebek bakımı ile ilgili eğitim alması, doğru emzirebilme gibi annenin daha öz güvenli olmasını sağlayacak faydalar yaratır.
Anneler unutmasın ki bu dönem geçicidir ve kucağınızdaki bebeğiniz size verilen en büyük hediyedir.
 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Kilo vermek için 11 neden22 Ekim 2024 Salı 12:26
  • İlişkilerin düşmanı: Retroaktif Kıskançlık22 Ekim 2024 Salı 12:19
  • Çoğu sesi yanlış çıkarıyorsa dikkat!22 Ekim 2024 Salı 12:12
  • Kitap okumak ömrü uzatıyor21 Ekim 2024 Pazartesi 12:17
  • Duygusal destek hayati önem taşıyor21 Ekim 2024 Pazartesi 10:40
  • Ekran Bağımlılığı Cildi Yaşlandırıyor17 Ekim 2024 Perşembe 18:37
  • Her 100 kişiden 80’ni taşıyıcı!17 Ekim 2024 Perşembe 12:25
  • Çocuklarla güçlü iletişim şart17 Ekim 2024 Perşembe 08:48
  • İnatçı boğaz ağrısını önemseyin!16 Ekim 2024 Çarşamba 18:49
  • Testosteron düşüklüğünün 10 belirtisi16 Ekim 2024 Çarşamba 18:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78