Fransız Charlie Hebdo mizah dergisinin yayınladığı ve Hz. Muhammed'in tasvir edildiği belirtilen karikatürleri köşelerinde yayınladıkları için yargılanan Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan, 2'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıkların pişmanlık duymamaları ve bir daha suç işlemeyecekleri yönünde kanaat oluşmadığı için cezayı ertelemedi. Ceza onanırsa iki gazeteci de cezaevine girecek.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklar Çetinkaya ve Karan katılmadı. İki gazetecinin avukatları ile bazı müştekiler ve şikayetçilerin avukatları geldi.
Duruşmada müştekilerin avukatları ve salonda bulunan şikayetçiler söz aldı. Avukatlar, sanıkların isnat edilen suçu işlediklerinin sabit olduğunu belirtti. Bu nedenle cezalandırılmaları gerektiği kaydedildi.
Avukatlar beyanlarında şu ifadelere yer verdi: "Kanunda tanımlı suçu işlemişlerdir. Cehaletlerinden böyle bir şey yaptıklarını düşünüyordum. İslam tarihi okumalarını tavsiye etmiştim. Buna karşılık göremediğim için şikayetim devam ediyor."
İslam tarihinin 50-100 yıllık kısa bir dönem olmadığını kaydeden avukatlar, "İslam tarihi uzun bir dönem. Peygamberimizin tasvirinin yapılamayacağı bilinir. Sanıklar bunu bilerek bu eylemi yapmışlardır." dedi.
Sanıkların eylemini tasarlayarak yaptıklarını belirten avukatlar, "Yayından sonra İstanbul'da Cumhuriyet gazetesinin önünde eylem oldu. Polisin sağduyulu müdahalesi ile istenmeyen durumlar önlendi. Bazı gözaltılar oldu. Diğer illerde vatandaşlar sanıkların tahrikine gelmediler." diye konuştu.
Sanıkların karikatürdeki kişinin Hz. Muhammed olmadığı şeklindeki savunmasına karşı çıkan avukatlar, "Karikatürün Hz. Muhammed olduğu tüm dünya basınında bir çok kez haber oldu. Peygamberimizi aşağılar tarzda bir karikatür. 50 yıllık gazeteci olduğunu söyleyen sanığın bu ortamda karikatürün Peygamberimiz olmadığını söylemesi kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
Sanıklara yüklenen suç maddesinin zarara değil tehlikenin ortaya çıkmasına baktığını kaydeden avukatlar, "Halkı tahrik ve dini değerleri aşağılamada tehlikenin ortaya çıkması durumuna bakılır. Bu yayın nedeniyle eylemler yapıldı. Dosyada bin 200'den fazla şikayetçi var. Kamu barışını tehlikeye sokmuştur." dedi.
Avukatlar, dini değerleri aşağılayan yayınlarla ilgili getirilen yasaklamalardan örnekler dile getirdi. Hıristiyanlığı aşağılayan bir filmin yasaklandığı kaydedildi.
Söz verilen bir şikayetçi, "Şahsıma yönelik bir eylemleri olsaydı affederdim ancak böyle bir şeyi affedemem. Daha önce de bir yazarı şikayet etmiştim, ceza aldı ve cezaevine girdi. Bu yaratıkların da en üst cezayı almalarını istiyorum." şeklide konuştu.
Çetinkaya ve Karan'ın avukatları, müvekkillerinin Hz. Muhammed'e hakaret kasıtlarının bulunmadığını savunarak beraat talebinde bulundu.
İfadelerin ardından mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme önce "halkın bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan 2'şer yıl hapis cezası verdi. Suçun basın yoluyla işlendiğini kaydeden mahkeme cezayı 3 yıla çıkardı. Sanıkların suçun tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmelerine rağmen fiili işlediklerini belirten mahkeme, bu olayda sanıklar yönünden olası kast mevcut olduğunu kaydetti. Mahkeme, bu nedenle suçun işlenme zamanı, şekli ve işlenmesindeki aracın niteliğini göz önünde tutarak cezayı 2 yıla indirdi.
Sanıkların yargılama sürecinde pişmanlık duymadıklarını ve dikte edici yaklaşımlarda bulunduğunu ifade eden mahkeme, tekrar suç işlemeyecekleri yönünde kanaat oluşmadığı için ayrıca indirim yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Aynı gerekçelerle mahkeme cezayı ertelemedi. Sanıklar istemediği için hükmün açıklanmasının geri bırakılması da uygulanmadı. Bu nedenle ceza onanırsa iki gazeteci de cezaevine girecek.
Mahkeme, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak suçlaması yönünden ise unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi.
Kararın ardından şikayetçiler ve avukatları adliye önünde basın açıklaması yaptı. Avukat Cavit Tatlı, iki yıla yakın devam eden davanın neticelendiğini söyledi. Tatlı, "İlk celseden sonra da konuşmuştuk burada. Haklı davamızı en azından burada neticelendirmek istediğimizi belirtmiştik. Bu anlamda mahkeme TCK 216 halkı kin ve düşmanlık ve aşağılama nedeniyle sanıklar hakkında 2 yıl hapis cezasına karar verdi. Bu anlamda biz görünen avukatların dışında geri planda çalışan hukuk fakültesi öğrencilerimiz, akademisyen arkadaşlarımız ve başka hukukçu arkadaşlarımız da var. Hepsinden Allah razı olsun. Bu davayı takip eden gelen şikayetinin arkasında duran insanlar oldu. Hepsi bir şey için, çok sevdikleri canlarından çok sevdikleri peygamberleri için buradaydılar. Bugün de burada bu kararı almak nasip oldu. Temyiz safhası var. Değişebilir değişmez bunlar ayrı ama yerel mahkemede istediğimiz kararı almış olduk." dedi.
Avukat Yurdal Kılıçer, "Bu dava en başında söylediğimiz üzere Türkiye'de basın hürriyetinin veya ifade hürriyeti denilen şeyin insanların inanç, değer ve kutsallarına saldırı ya da izin verip vermeyeceğinin ölçüleceği bir dava olduğunu söylemiştik. Yani basın ya da ifade hürriyeti denilen şey bir takım kimselere sınırsız sorumsuz dokunulmazlıklar mı sağlıyor, hukuk sadece basın ya da ifade hürriyetini mi koruyor yoksa insanların kutsallarını, değerlerini, dini ve dünyevi düşünce değerlerini de koruyor mu? Bu dava buna karar verecek demiştik. Bu dava nihayetinde basın ve ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını, hiç kimsenin insanların kutsal değerlerine karşı yaptığı hakaretlerin arkasından ifade ve basın hürriyeti kılıfına sığınarak kimsenin değerlerine hakaret edemeyeceğinin bir kez daha hukuk tarafından tescillendiğini gördük." diye konuştu.
Fransız Charlie Hebdo dergisi Hz. Muhammed'e ait olduğu belirtilen karikatürleri yayınlamasının ardından silahlı saldırıya uğramıştı. Cumhuriyet yazarları Çetinkaya ve Karan da saldırıyı kınamak ve dergiye destek olmak amacıyla söz konusu karikatürü köşelerinde yayınlamıştı. Suç duyurusu üzerine iki isim hakkında dini değerleri aşağılama ve halkı kin ve düşmanlığa tahrikten dava açılmıştı. Davanın müştekileri arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları Bilal Erdoğan, Sümeyye Erdoğan, Esra Albayrak, damadı Berat Albayrak da yer alıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.