Havadan ve karadan ateş altındayken Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakat ile silahsızlandırılmış bölge kurulması hedeflenen Suriye'nin İdlib kentinde 'ateşkes' huzuru yaşanıyor. Sivillerin baskısının ardından silahlardan arındırılmış bölge uygulamasına ilk etapta karşı çıkan HTŞ ve diğer gruplar da mutabakata uyma eğilimi göstermeye başladı.
2011 yılının ilkbaharında ülkedeki iç savaşın fitilinin ateşlendiği kent olan Deraa, geçen Temmuz ayında yeniden Suriye rejimi kontrolüne girdi. Suriye iç savaşı için dönüm noktası kabul edilen bu gelişmenin ardından Esad yönetimi, yeni hedefini muhaliflerin kontrolündeki son kent merkezi olan İdlib olarak belirledi.
Rejimin kontrolüne giren bölgelerden tahliye edilenlerin toplanmasıyla nüfusu 4 milyona ulaşan ve muhaliflerin elindeki son kaleye dönüşen İdlib, kırsalının havadan ve karadan ateş altına alınmasıyla bir anda tüm dünyanın gündemine oturdu. Rusya desteği ile İdlib kırsalına yönelik hava ve karadan yapılan bombardımanlarda çok sayıda kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı, yerleşim alanları yıkıldı. Binlerce kişinin saldırılarının ardından bulundukları alanları terk etmesinin ardından İdlib kent merkezi ve ilçelerinde yaşayan milyonlarca kişi büyük bir tedirginlik yaşamaya başladı.
Rejimin yapacağı harekatın katliama yol açacağından endişe eden siviller tüm dünyaya saldırıları durdurma çağrısı yaptı. Astana mutabakatı kapsamında garantör ülke olarak İdlib'de bulunan Türkiye, Rusya ve İran saldırıların durması için diplomasi trafiği başlatırken, kent yönetimini elinde bulunduran HTŞ ve diğer muhalif gruplar olası kara harekatına karşı hazırlıklara başladı
Son olarak 17 Eylül'de Soçi'de bir araya gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, vardıkları mutabakat ile İdlib'de silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması ve radikal grupların ağır silahlarını teslim ederek çıkarılması, bölgenin de Türk ve Rus askerlerince korunmasını kararlaştırdı.
Alınan bu kararın ardından diken üzerinde yaşayan İdlib'de hava saldırıları sonlandı ve siviller rahat nefes almaya başladı. Zaman zaman karadan rejim birliklerinin muhaliflerin bulunduğu bölgeye yönelik topçu ateşinde de azalma olmasıyla Türkiye ve Rusya'nın vardığı mutabakat ile oluşan ateşkes İdlib'e huzur getirmiş oldu.
MUHALİF GRUPLARDAN FARKLI TEPKİLER
Varılan mutabakata ilk etapta İdlib'in önemli bölümünde kontrolü elinde bulunduran HTŞ karşı çıktığını açıkladı. 16 muhalif grubun bir araya gelmesiyle oluşturulan Ulusal Kurtuluş Cephesi ise mutabakata destek verdiğini ve diğer grupların da destekleyerek İdlib'de milyonlarca sivilin hayatının tehdit altından çıkarılması gerektiğini bildirdi. Sahada çok sayıda grubun varlığı mutabakatın ilk günlerinde farklı yorum ve tepkilere yol açınca ağır silahların teslim edileceği tarih olan 15 Ekim'de nasıl bir tablonun ortaya çıkaracağını merak konusu yaptı.
HTŞ DE İKNA OLUYOR
Aradan geçen günlerde ateşkesin devam etmesi, Türkiye ve Rusya'nın silahlardan arındırılmış bölge konusundaki kararlılığını sürekli deklere etmesi mutabakatı destekleyen muhalif gruplar ile sivilleri mutlu etti. Mutabakata ilk etapta karşı çıkarak tepki gösteren grupların başını çeken HTŞ ve diğer radikal grupların da oluşan ılımlı hava ve sivillerin baskısı ile ikna olma sinyali verdiği belirlendi. İdlib'deki muhalifler, HTŞ'nin muhalif kesimlerin büyük bölümü ve sivillerin tepkisinin ardından silahlardan arındırılmış bölgeden çıkmaya yönelik karara uyacağı bildirildi.
BÖLGEDE TÜRK VE RUS ASKERİ DEVRİYE GÖREVİ YAPACAK
10 Ekim'e kadar ağır silahların teslim edilmesi ve muhalif grupların çıkmasıyla 15 Ekim'de rejim birlikleri ile muhalif gruplar arasında 15-20 kilometre derinliğinde silahlardan arındırılmış bölge oluşturulacak. Ateşkesin devamını hedefleyen bölgede güvenliği ise Türkiye ve Rusya askerleri devriye görevi ile koruyacak. Bu kapsamda bölgedeki bazı küçük muhalif grupların ellerindeki silahları Türk ve Rus askerlerine teslim ederek alandan çıkmaya başladıkları da öne sürüldü.
TSK'NIN 12 GÖZLEM NOKTASI BULUNUYOR
Astana mutabakatı kapsamında varılan anlaşmayla Türkiye, Rusya ve İran; dlib'de askeri güç bulunduruyor. 'Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü' olarak İdlib'de Türkiye'nin 12, Rusya'nın 10 ve İran'ın 7 gözlem noktası bulunuyor. Çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'de, 3 ülke askerleri ateşkesin etkinliğinin artırılması, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönüşü için uygun şartların sağlanması ve ihtilafın barışçıl yollarla çözülmesi için uygun koşulların oluşturulmasına destek sağlanması amacıyla inşa edilen gözlem noktalarında görev yapıyor.
Afrin'in güneyi, Halep’in batısı, Hama’nın kuzeyi ve Lazkiye’nin güneyindeki 12 noktada TSK tarafından kurulan gözlem noktaları, İdlib'e yönelik hava ve karadan saldırılarının ardından takviyeler yapılarak güçlendirilmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.