Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam alışkanlıklarının değiştiği bir aydır. Oruç tutan kişiler yaklaşık 12 saat süren açlık ve susuzluk ile karşı karşıya kaldığı için sahur, iftar ve gece ara öğünü arasında dengeyi kurmalıdırlar. Aksi halde kan şekerinde düşme, acıkma hissi ve hazımsızlık gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir.
Ramazan ayıyla birlikte genelde önerilen az az ve sık sık beslenme biçimi yerine uzun süreli açlık ve susuzluğun geçtiğini ifade eden Özel Medicabil Hastanesi Diyetisyeni Merve Bahtiyar, açlık ve susuzluğun yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalmamak için üç öğün arasında dengeli bir düzen kurulması gerektiğini vurguladı.
Dyt. Bahtiyar, “Ramazan ayındaki beslenmede genel olarak toplam öğün sayısı sınırlandırılmak zorunda kalınır. Bu sınırlamaya karşın yeni düzendeki öğünlerdeki yiyecek çeşidi daha fazla olmalı ve sahur, hafif iftar, iftar yemeği ve gece ara öğünü olarak dengeli bir düzen oluşturulmalıdır” dedi.
“Mutlaka sahur yapılmalı”
Oruç tutan kişilerin mutlaka sahur yapması gerektiğinin altını çizen Dyt. Merve Bahtiyar, sahura kalkılmadığında kan şekerinin gün içerisinde düşeceği uyarısında bulundu. Dyt. Bahtiyar, “Sahurda midede uzun süre kalacak ve kan şekerinde ani değişiklik yaratmayacak besinler tercih edilmelidir. Gün içerisinde sizi rahatsız etmeyecek hazmı kolay olan gıdalar tercih edilmeli ve bol su tüketilmelidir. Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır” diye konuştu.
“Hafif başlangıçtan sonra ara verin”
İftarda tercih edilmesi gereken besinler hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Dyt. Bahtiyar, “Başlangıç için çok yağlı ve sıcak olmayan bir çorba en uygunudur. Sindirim sistemi problemlerinin yaşanmaması için çorbalardan alınan doğal lif ilavesi çok önemlidir. Çorbanın yanında ince bir dilim kepekli ekmek tercih edilmelidir. Çorbanın yanında zeytin, hurma, peynir ya da su ile oruç açılmalıdır. Bu hafif başlangıçtan sonra mideyi biraz dinlendirmek için yemeye 5 – 10 dakika ara verilmelidir” şeklinde konuştu.
İftarda çok yağlı ve ağır yemekler tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Bahtiyar, “Midenizi bir anda yemek ile doldurup hazımsızlık sıkıntısının yaşanmaması için yemekleri hızlı tüketmeyin. Yemekleri mümkün olduğunca yavaş yemeye ve iyi çiğnemeye özen gösterin. Ayrıca sulu yemeklerin sularını tüketmemeye çalışın, bu şekilde daha az yağ almış olursunuz” dedi.
“Tatlı tüketimi sınırlandırılmalı”
Tatlı tüketiminin iftardan 1 – 2 saat sonra gece ara öğünü olarak, küçük bir porsiyon olarak yenilmesinin daha iyi olacağı tavsiyesinde bulunan Özel Medicabil Hastanesi Diyetisyeni Merve Bahtiyar, “Hamurlu, kızartma işlemine uğramış tatlılardan ziyade mümkün olduğunca sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Tatlı tüketimi haftada 1 – 2 olarak sınırlandırılmalıdır. Diğer günlerde meyve ya da belirli miktarlarda kuruyemişler tercih edilmelidir” diye konuştu.
Ramazan’da kilo vermek mümkün
Diyetisyen Bahtiyar, Ramazanda su tüketimine çok dikkat edilmesi ve günde 1,5 – 2 litre su içilmesi gerektiğini söyledi. İftardan 1-2 saat sonra hafif yürüyüş tavsiyesinde de bulunan Dyt. Bahtiyar, “Ramazan ayında da zayıflamak isteyen kişiler tükettikleri besin çeşitlerine ve porsiyon ölçülerine dikkat ettiği sürece kilo verebilirler. Kişinin yaş, cinsiyet, boy, kilo ve fiziksel aktivite durumuna uygun hazırlanmış beslenme programı sayesinde sağlıklı ve dengeli kilo vermeleri mümkündür” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.