İzmir'de 2010'da yapılan "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasında', usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla, aralarında üst düzey polis müdürlerinin de bulunduğu 28'i tutuklu 68 sanığın yargılanmasına, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İddianamede, Fethullah Gülen hakkında 217 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Avukatların iddianame hazırlanma sürecinde yaptıkları başvurular sonrası tutuklu 28 sanıktan 8'i, tahliye edildi. Fethullah Gülen'in Avukatı Nurullah Albayrak, usul yönünden itirazda bulundu. Mahkemenin davada "görevsizlik" kararı vermesi gerektiğini belirterek, AİHM sözleşmesinin 6. maddesi ile Anayasa'nın 37'nci maddesine göre, mahkemenin bu yargılamayı yapmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürdü, davanın başka bir mahkemeye gönderilmesi gerektiğini iddia etti. Mahkeme heyeti talebi reddetti.
Duruşma, sanık sayısının fazla olması nedeniyle Sosyal Tesisler'deki salonda yapıldı. 19 klasörden oluşan iddianamede, Fethullah Gülen bir numaralı sanık durumunda. Dava kapsamında, 68 sanığa, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" suçlamaları yöneltildi.
8 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
İddianamenin hazırlanması süreci devam ederken, sanık avukatlarının yaptıkları itirazlar üzerine, 8 sanık mahkemece tahliye edildi. Böylece dosyadaki tutuklu sayısı da 20'ye düştü. Salon çevresinde geniş güvenlik önlemleri alan polis, duruşmaya gelenlerin üzerini tek tek aradı. Davaya, ikisi başka suçtan olmak üzere 22 tutuklu sanığın yanı sıra tutuksuz sanıkların bir kısmı katıldı.
FETHULLAH GÜLEN'İN AVUKATI İTİRAZ ETTİ
Duruşmada, mahkeme başkanı avukatların isteklerini sordu. Bunun üzerine söz alan Fethullah Gülen'in Avukatı Nurullah Albayrak, usul yönünden itirazda bulundu. Nurullah Albayrak, mahkemenin davada görevsizlik kararı vermesi gerektiğini belirterek, AİHM sözleşmesinin 6. maddesi ile Anayasa'nın 37'nci maddesine göre, mahkemenin bu yargılamayı yapmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürdü. Davanın başka bir mahkemeye gönderilmesi gerektiğini ifade eden Albayrak, şunları ifade etti: "Mahkeme ihtisas mahkemesi olarak görev yapıyor gözüküyorsa da aslında özellikle bu davaya bakmak için kurulan özel bir mahkemedir. Görülmekte olan davanın suç tarihi 2012'dir. Sizin mahkemeniz ise 2015 yılında kuruldu. İstanbul'da bu yetkiyle kurulan ve Hrant Dink'in davasına bakan mahkeme görevsizlik kararı verip, davayı başka mahkemeye gönderdi. CMK 5. maddesine göre bu davaya da görevsizlik kararı verilmelidir. Müvekkilim hakkında 217 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. İstenen suçların hangisini işlemiştir? 30'a yakın eylem isnat edilmiştir. Sanıklar silahlı emniyet görevlisidir. Devlet adına görev yapmaktadır. Ruhsatlı silah taşıyan emniyet mensupları nasıl silahlı terör örgütü olurlar? Bu nedenle mahkemeniz bu davaya bakmaya yetkili olmadığından, görevsizlik kararı verilmesini istiyorum."
Bazı tutuklu sanık avukatları da mahkemeden aynı yönde istekte bulundu. Mahkeme heyeti, avukat ve sanıkların bu talebini kabul etmedi.
Davanın ilk duruşması, sanıkların kimlik tespitiyle başladı. Daha sonra verilen bir saatlik aranın ardından, iki katip iddianameyi okumaya başladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.