Duyular, çevreyi algılamak için kullanılan en önemli araçlar. Özellikle gözler, algılarımızın %80'inin oluşmasına sağladığı katkıyla tüm duyular arasında en önemli yere sahip. 11 Ekim'de kutlanan Dünya Görme Günü'nde, görme yetisinin düzenli göz muayeneleri ile korunabileceğini belirten Dünyagöz Altunizade'den Doç. Dr. Levent Akçay, "Ne yazık ki gözlerin değeri, ciddi bir problem yaşanıncaya kadar anlaşılmıyor.
Ancak görme yetisinin bir kez kaybedilmesi, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabiliyor. Bu sebeple düzenli göz muayenelerinin yapılması, yaşam kalitesinin muhafaza edilmesi açısından çok büyük önem taşıyor" diyor.
Vücudun dış etkenlere karşı en savunmasız organı olan gözler, aynı zamanda çevreyi algılamada kullanılan en önemli duyuların da başında geliyor. Dünya Görme Günü'nde, gözlerin korunmasının önemine dikkat çeken Dünyagöz Altunizade'den Doç. Dr. Levent Akçay, "Gözlerimiz, etrafımızla gerçekleştirdiğimiz tüm etkileşimlerin %80'ini algılamamızı sağlıyor ve yaşam kalitesinin korunması açısından çok büyük önem taşıyor.
Ancak ne yazık ki yaşam kaliteleri etkilemeye başlayana kadar gözlere gereken önem gösterilmiyor. Farkında olunmayan kırma kusurları, katarakt ve glokom gibi onlarca hastalık görme yetisini ciddi şekilde tehdit ediyor" şeklinde konuşuyor.
Bu hastalıklar görme kaybı ve körlüğün en büyük sebepleri
Gözlerde görme kaybı ve körlüğe yol açan rahatsızlıklar ile ilgili de bilgiler paylaşan Doç. Dr. Levent Akçay, "Gerekli önlemler alınmadığında, görme duyusunu ve gözleri tehdit eden pek çok rahatsızlık bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, tüm dünyada görme kayıplarının ana sebebi olan rahatsızlıklar düzeltilmeyen kırma kusurları, katarakt, yaşa bağlı maküla dejenerasyonu, glokom ve diyabetik retinopati.
Bu rahatsızlıklar arasında katarakt, düzeltilmeyen kırma kusurları ve glokom, körlüğün de en önemli sebepleri. Tüm bu hastalıklar, erken teşhis edilmeleri halinde yapılacak müdahaleler ile tamamen tedavi edilebiliyor veya görme yetisine etki etmesi engellenebiliyor. Ancak özellikle glokom gibi, belirtileri diğerlerine göre daha sinsi olan ve ciddi sonuçlar oluşmadan kendisini belli etmeyen hastalıklara karşı alınabilecek tek önlem düzenli göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi" ifadelerini kullanıyor.
Görme kaybı en çok bu kesimleri etkiliyor
Görme kaybı ve körlük vakalarının, toplumun farklı kesimleri üzerinde ciddi etkileri olduğunun altını çizen Doç. Dr. Akçay, "Görme kaybının etkilerini dört ana başlık altında toplayabiliriz. Çocuklar, iş gücü, yaşlı vatandaşlar ve araç kullanıcıları, görme kayıplarının en büyük etkiyi yarattığı kesimler olarak öne çıkıyor. Çocuklarda okul performansındaki düşüş, uzun vadede ciddi görme kayıpları oluşma riskine ek olarak duygusal ve sosyal gelişimde yaşanan problemler, görme kayıplarının en büyük etkileri.
Ekonomik açıdan bakıldığında, her yıl teşhis konulmamış görme kayıpları yüzünden yaşanan üretkenlik kayıpları, yüz milyonlarca liralık bir kayıp oluşmasına sebep oluyor. Ayrıca görme problemleri sebebiyle potansiyelini kullanamayan ve bu sebeple iş bulamayanları da unutmamalıyız. İlerleyen yaşlardaki göz problemleri ise, günlük işleri halletmedeki zorluklardan, istenmeyen yaşanabilecek düşme ve yaralanma vakalarının oluşma şansını da ciddi şekilde arttırıyor.
Ülkemizde sıklıkla yaşanan trafik kazalarında da teşhis konulmayan görme problemlerinin etkisi büyük. Toplum üzerinde oluşturduğu tüm bu olumsuz etkilere rağmen, görmenin değerini ne yazık ki ancak kaybettiğimizde anlayabiliyoruz. Tüm bu olumsuzluklardan gözlerin korunması ve yaşam kalitesinin korunması adına, Dünya Görme Günü'nde herkesi düzenli göz muayenelerini gerçekleştirmeye ve en önemli duyu organımız olan gözlerimize daha fazla özen göstermeye davet ediyorum" diyerek sözlerini tamamlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.