Evliliğin iki kişinin de üzerine düşen sorumlulukları üstlenerek iş birliği ve dayanışma oluşturmaları ile sağlıklı yürüyebildiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, böyle bir ilişkinin eşler arasındaki bağı sağlıklı ve güçlü kıldığını söyledi. Demirsoy, bu bağın güçlü olması halinde ilişkinin yaşam zorlukları karşısında daha dirençli olduğunu kaydetti.
Evlilikte sorun yaşandığında genellikle iki hata yapıldığını vurgulayan Demirsoy, ya kavga çıkmasın sorun büyümesin diye susulduğunu ya da kavga edildiğini söyledi. Demirsoy sorunları uygun zaman ve zeminde, uygun üslup ile konuşmak gerektiğinin altını çizdi.
Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, boşanmaların artmasına ilişkin istatistikleri değerlendirerek boşanmanın nedenlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Esas neden duygusal bağın güçlü olup olmamasıdır
Yapılan istatiktik çalışmalara göre boşanma nedenleri arasında aldatma, sorumsuzluk ve ilgisiz davranma gibi nedenlerin olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Evlilik danışmanlığına gelen çiftlerin sıklıkla dile getirdikleri sorunlara bakarak istatistiklerin gerçeği yansıttığını söyleyebilirim. Aldatma, ekonomik kriz gibi etkenlerin boşanmaya yol açtığı söylense de esas neden bu gibi yaşam durumları ile karşılaşan çiftin arasında nasıl bir ilişki olduğu ve aralarındaki duygusal bağın güçlü olup olmadığı ve kişisel özellikleri, evlilik olgunluğuna sahip olup olmamalarıdır.” dedi.
Bir amaç uğruna çaba göstermek ilişkiyi güçlendirir
Eşler arasında sevgi ve saygıya dayalı sağlam bir ilişki varsa geçim sıkıntısı gibi yaşam güçlüklerini birlikte göğüsleyip üstesinden gelmek için iş birliği içinde çabalayabildiklerini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Geçim sıkıntısı çekmek, bir stres kaynağı olmakla birlikte öte yandan bir amaç uğruna çiftin birlikte çaba göstermesi de ilişkiyi geliştiren bir unsurdur. Aldatma tabii ki evliliğin güven temelini sarsan ve evliliğin devamını zorla sokan bir problem. Ancak bazı çiftlerin bu gibi kriz durumlarının bile üstesinden gelebildiğini görüyoruz. Bu nasıl olabiliyor diye derinlemesine baktığımızda çiftin arasındaki iletişimin niteliği ve tarafların kişilik özelliklerinin rol oynadığını görüyoruz. Hata yapan tarafın hatasının sorumluluğunu üstlenip bunu tamir etmek için çaba göstermesi, diğer tarafın da eşine hatasını tamir etme fırsatı tanıması ve affediciliği bu tarz bir evlilik krizinin üstesinden gelmeyi sağlayabiliyor.” dedi.
Sorumlulukları üstlenmek çok önemli
“Evlilik iki kişinin de üzerine düşen sorumlulukları üstlenerek iş birliği ve dayanışma oluşturmaları ile sağlıklı yürüyebilir” diyen Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Böyle bir ilişki eşler arasındaki bağı sağlıklı ve güçlü kılar, bu bağ güçlü ise ilişki yaşam zorlukları karşısında daha dirençlidir. İlişki güçlü değilse en ufak bir problem bile sarsıcı etki yaratır.” dedi.
Her dönemin güçlükleri zamanında ele alınıp çözümlenmelidir
Evliliğin dönemleri, her dönemin de kendine has güçlükleri olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Bu güçlükler zamanında ele alınıp çözümlenmediğinde üzerine yenilerinin eklenmesi ile ilişkide stres artar. Örneğin yeni evli çiftin aynı evin içinde yaşamaya başlamaları ile birbirlerine ayak uydurmayı öğrenmeleri, ortak karar alabilme, maddi birliği oluşturma, akraba ve arkadaşlarla ilişkilerini düzenleme gibi konuları çözümleyip bir denge oluşturmaları gerekir. Bunların üstesinden gelemeden yeni bir dönem olan ebeveynliğe geçildiğinde bu defa çocukla birlikte gelen zorlanmalar gerilimi arttırır ve bu böyle devam eder.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.