Beştepe'de çizilen ve 4 aşamaya yayılan yol haritasının planlaması da tarihlere göre şöyle.
1- HAZIRLIK AŞAMASI
Yazımını konu başlıklarına göre farklı ekiplerin yürüttüğü yeni Anayasa’nın bu aşaması için öngörülen tarih haziran sonu.
Bunun öncesinde olanaklı görülmüyor.
Çünkü “haklar ve ödevler”, “yasama”, “yürütme”, “yargı” ve “temel organlar” gibi konu başlıklarına göre yazılan metinlerin birleştirilmesi ve dilinin benzer hale dönüştürülmesi için daha erken bir tarih söz konusu olamıyor.
2- SİVİL MÜZAKERE AŞAMASI
Bu aşamada öngörülen, hazırlanan Anayasa’nın halkın görüşüne sunulması, AK Parti ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla tartışmasının yapılması diye özetlenen 4 aylık sürecin son tarihi ekim sonu.
Burada Meclis’e gelmeden Anayasa’nın toplumsal kabulünün sağlanması gibi bir hedefleme yapılıyor.
Amaç da toplumsal baskıyı Meclis üzerine yoğunlaştırarak oluşacak olumsuzlukları gidermek.
“Eğer toplumun kabul ettiği bir metin ortaya çıkarsa, bunun hem Meclis aşaması hem de sonrasındaki onay; yani referandum aşaması kolay aşılır” bakışı hâkim.
O nedenle Saray ikinci aşamayı çok önemsiyor; bunun için gerekli tüm hazırlıklar bugünden yapılıyor.
3- TEKLİF VE SİYASİ MÜZAKERE AŞAMASI
Anayasa taslağının Meclis sürecini kapsayan bu aşamasında, Anayasa komisyonuna sivil toplum örgütleri de davet edilerek görüşlerini aktarmalarına olanak tanınması hedefleniyor.
Böylece bir toplumsal baskının oluşturulması amaçlanıyor.
Anayasa’nın 1962’de De Gaulle’ün yaptığı gibi kurucu referandum yerine, parlamento aşamasından geçmesi çok önemseniyor.
“Hem kurucu irade hem de sayısal meşruiyet” açısından Meclis, “olmazsa olmaz” aşama olarak kabul ediliyor.
Anayasa komisyonu ve genel kurulda iki kez tekrar edilecek oylamalar da dikkate alındığında bunun için öngörülen süre kış sonu gibi...
Yani marttan önce Meclis aşamasının tamamlanması hedefleniyor.
4- KARAR VE ONAY AŞAMASI
Meclis’ten ister 330-367 oy arası referandumlu, isterse 367 üstü referandumsuz sonuç çıksın, her iki durumda da onay için halka gidilmesi şart koşuluyor.
Referandum ile halkın onayının alınması da olmazsa olmaz koşul olarak kabul ediliyor.
“Referanduma dahi gidilemeyecek 330’un altında oyda kalınırsa ne yapılacak?” sorusunun yanıtı ise net:
“İşte o zaman yeni bir seçimi düşünürüz ve halka kabul ettiği Anayasa’nın Meclis’te nasıl engellendiğini anlatırız. Halkın kabul edeceği denge ve denetim sistemleri çok iyi kurulmuş bir Anayasa, o durumda seçim sonrasına kalır...”
Özetle, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Anayasa çalışmasının ötesinde bir işe odaklanmış değil.
O nedenle erken seçim veya siyasi parti kongreleri öncelikli bakılacak işler arasında sayılmıyor; “tali, diğer gelişmeler” olarak değerlendiriliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.