Erdoğan'dan görme engelli gazeteciye dava

 Adana'da görme engelli gazeteci 20 yaşındaki Cüneyt Arat, attığı bir tweet'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla yine ifade verdi. Arat, yaptığı eleştirilerin hakaret olarak algılandığını belirterek, "Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. Lakin sürekli görme engelli bir gazeteci olduğum halde beni mahkemelere vermektedir. İnanıyorum ki adalet yerini bulacaktır." dedi.

Arat, dün kendisini merkez Seyhan ilçesi Reşatbey'deki Polis Merkezi'nden arayan polislerin bugün sabah erken saatlerde evine gelerek cumhuriyet savcısının karşısına çıkardığını söyledi. Arat, Cumhuriyet Savcısı İsmail Savaş Yüksel'e ifade verdiğini belirterek, Cumhurbaşkanı ile 21 Aralık günü Ankara'daki Asliye Ceza Mahkemesi'nde de duruşmaları olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanının kendisinden yine şikayetçi olduğunu anlatan görme engelli gazeteci, "Özgür basın ne yazık ki susturulmaya çalışılmakta. Benim yaptığım eleştiriler ne yazık ki hakaret olarak algılanmakta. Özgür basın hiçbir zaman susmayacaktır. Görme engelli bir gazeteci olarak vicdanımla köşe yazılarını yazıp vicdanımla tweetlerimi atmaktayım. Ve her şekilde ne olursa olsun haklılığıma inanıyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde ne yazık ki hukuksuzluk hüküm sürmektedir." diye konuştu.

Koza İpek medyasına haksız bir şekilde el konulduğu ve haksız bir şekilde kayyumlar atandığı zaman da eleştirilerini sürdürdüğünü dile getiren Arat, bu süreçte birçok gazetecinin görevine son verildiğini, genel yayın yönetmenlerinin de haksız bir şekilde makamlarından alındıklarını bildirdi.

Arat şöyle devam etti: "Çocuklarımıza, torunlarımıza demokrasiyi ve özgür basını miras bırakacağız. Basını susturmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecek. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanıdır, lakin sürekli görme engelli bir gazeteci olduğum halde beni mahkemelere vermektedir. İnanıyorum ki adalet yerini bulacaktır. Ben her zaman insanlara sağ duyu ile yaklaştım, suçsuz olduğuma inanıyorum. Özellikle 14 Aralık medyaya nefret operasyonundan sonra ne yazık ki gazeteciler, gazeteler ve bunların patronları sürekli hedef haline getirilmektedir. Özgür bir gazeteci olarak ne cezaevinden ne cezaevine girmekten korkmuyorum. Her şekilde doğruyu, hakkı savunacağımı da belirtmek istiyorum."