Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Yönetim Kurulu Üyeleri ve üniversite rektörlerini kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda YÖK üyeleri ile rektörlere hitap eden Erdoğan, "Şahsım başta olmak üzere hükümet de devlet de yıllardır baskının değil, yaşatmanın mücadelesini verdik. Özgürlüğün öldürmenin değil, yaşatmanın mücadelesini verdik.
Bugün ortaya çıkan tablo için bir suçlu aranacaksa, bakılacak olan yer Ankara değil, Kandil’dir. Sorumlular hükümette değil, örgütün yönetiminde ve tercihlerini demokrasiden yana kullanamayan onların güdümündeki partide aranmalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan terör olayları hakkında açıklamalarda bulunarak, provokasyonlara gelinmemesi konusunda çağrıda bulundu. Erdoğan: "Vatandaşlarımızdan terörle mücadele sürecinde sağduyularını ve metanetlerini muhafaza etmelerini rica ediyorum" dedi
Dağlıca ve Iğdır’da düzenlenen terör saldırıları hakkında konuşan Erdoğan, saldırılarda şehit düşen asker ve polislere Allah’tan rahmet dileyerek "Pazar günü terör örgütü tarafından Hakkari’nin Yüksekova İlçesine bağlı Dağlıca Bölgesine yapılan saldırıda 16 askerimizi şehit verdik. Bu sabah da Iğdır’da düzenlenen bombalı saldırıda 13 polisimizi şehit verdik. Dağlıca’da şehit düşen ve aralarında tabur komutanımızın da bulunduğu askerlerimizle Iğdır’da şehit düşen polislerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına TSK’ya, emniyet teşkilatımıza ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize ve polislerimize de Allah’tan şifa diliyorum. Dağlıca’da kaybettiğimiz 16 askerimiz ve Iğdır’da yitirdiğimiz 13 polisimiz Türkiye’nin 30 yıla aşkın süredir devam eden bölücü terörle mücadelesinde verdiği şehitler kervanına katıldılar. Ay yıldızlı al bayrağımızı göklerde dalgalandırmanın İstiklal Marşımızı göğsümüzü kabartarak okuyabilmenin, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi muhafaza etmenin bedelini ödemeye devam ediyoruz. Şairin dediği gibi bu ülkede şehitler tepesi hiç boş kalmadı. Öyle anlaşılıyor ki boş da kalmayacak. Yattığı toprak, tuttuğu bayrak belli. Bütünüyle şehitlerimizin toprağa akan her damla kanı, bu coğrafyayı ilelebet vatanımız olarak tescil eden birer mühürdür. Milletimizin 1071’de Alparslan’ın ordusunda 1299’da Osman Gazi’nin arkasında, 1453’te Fatih’in emrinde, 1920’de Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde verdiği mücadele aynı ruhla ve bu kararlılıkla bugün de devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.