Türkiye genelinde 81 bin ücretli öğretmenin görev yaptığını ifade eden Eğitim Sen Bursa Şubesi, ücretli öğretmenlerle ilgili herhangi bir açıklama yapılmamasına tepki gösterdi.
Eğitim Sen Bursa Şubesi tarafından yapılan açıklama şöyle;
“Küresel bir sorun haline gelen koronavirüs, ülkemizde de görülmüş ve kısa zamanda hızla yayılmıştır. Bu nedenle yetkililer bazı tedbirler almıştır. Bu tedbirlerden biri de örgün eğitime 30 Nisan 2020’ye kadar ara verilmesidir.
Eğitime ara verilmesi ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, çalışanların idari izinli sayılacağını bildirmiş, öğretmen ve idarecilerin ders ücretlerine dair açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklamalarda hafta sonlarına ilişkin hususlara dair net bir açıklama görülememiştir.
Ancak; zaten asgari ücretin bile altında çalışan 80.583 ücretli öğretmene ve usta öğreticilere dair hiçbir açıklama yoktur. Daha sonra sorulan sorulara ise, mevzuatın uygun olmadığı gerekçe gösterilmiştir. Şu an için mevzuatın uygun olmaması bahane değildir. Mevzuata eklenecek bir madde ile hiçbir geliri olmayan, üstelik böylesi olağanüstü bir durumda yapacak başkaca bir iş de bulamayacak olan bu arkadaşlarımızın derdine çare olunmalıdır.
Özel okullarda, özel rehabilitasyon merkezlerinde, etüt merkezlerinde çalışan eğitim emekçileri güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmaktadır. Bu dönemde arkadaşlarımıza ya ücretsiz izin verilmiş, ya zorla belgeler imzalatılarak yarı ücrete razı edilmiş, ya da farklı gerekçelerle kuruma çağrılarak sağlıkları tehlikeye atılmıştır. Özel öğretim kurumlarını denetleme yetkisi MEB’de olduğuna göre, açlığa mahkum edilen eğitim emekçilerinin sorununa çözüm bulmak da MEB’in görevidir. Acilen özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri ile ilgili önlem alınmalıdır.
Yaşadığımız bu süreçte, uzaktan eğitimin ise tam bir fiyasko olduğunu hep beraber gördük. Ders aralarındaki yaşanan olumsuzlukları bakanın kendisinin de onaylamadığını açıklamıştır. İnternet erişiminin sağlanamaması başlı başına en büyük sorundur.
Yüz binlerce öğrenci erişim sağlayabilecek bilgisayar ya da akıllı telefona sahip değildir. Ayrıca işitme ve görme engelli öğrencilere hitap edememesi, kaynaştırma ve üstün zekalı öğrencilerin yok sayılması, son olarak da sığınmacı öğrencilere dönük bir çalışmanın olmaması, bu çalışmaların liyakatli eğitimciler tarafından yapılmadığını göstermiştir. Yetkin, liyakat sahibi eğitim emekçilerinin görevlendirilerek, öğrencilerimizin bilimsel, çağdaş, eşit eğitim alması sağlanmalıdır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.