Düşük riskine karşı uzmanlar uyardı

Hamilelikte en büyük komplikasyonlardan biri olan düşük, onu tetikleyen etkenler itibariyle dikkat edilmesi gereken bir süreç. Özellikle B12 vitamini eksikliğine bağlı gelişebilen bu tehlikeye karşı uyarılarda bulunan uzmanlar sağlıklı beslenmesinin rahat bir hamilelik geçirmede önemli olduğunu belirtiyor.

Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, anne adaylarına uyarılarda bulundu. Gebelikte düşüğe neden olan unsurların çeşitlilik gösterebildiğini ancak genetik faktörlerin en önemli neden olarak öne çıktığını belirten Taşdemir, bir çok kadının düşük yaptığı halde ağır geçen bir adet kanaması şeklinde yorumladığını söyledi. Omega 3, folik asit gibi vitamin takviyeleri de anne adayları için önem taşdığını kaydeden Taşdemir, genetik faktörlerin düşük riskinde başı çektiğinin altını çizdi.

Düşüklerin yüzde 75'inin 16'ncı gebelik haftasından, yüzde 62'si ise 12'nci gebelik haftasından önce gerçekleştiğini anlatan Taşdemir, “Gebelik ilerledikçe düşükle sonlanma ihtimali azalır. Tekrar düşük yapma ihtimali ilk düşükten sonra yüzde 25, ikinci düşüğü takiben yüzde 30 ve üçüncü düşüğü takiben yüzde 40'tır.” dedi.

Düşük yapmanın ilk belirtisinin kanama olduğunu anlatan Taşdemir, şöyle devam etti: “Bu açık renkli bir kanama olabileceği gibi vajinal salgılarla karışık koyu kahverengi bir kanama da olabilir. Vajinal kanama saptandığında hemen sizi takip eden hekime başvurmanız gerekir. Anne adaylarının yüzde 70'inde, gebeliğin ilk haftalarında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. Gebeliğin ilk haftalarında meydana gelen lekelenmeler, embriyonun rahme tutunması sırasında görülür. Vajinal kanamaya kasık ağrısı ve krampların eşlik etmesi, düşüğün en önemli bulgularındandır. Gebeliğin ilk aylarında artan progesteron hormonunun bağırsak ve idrar yolları üzerindeki etkilerine bağlı olarak kasık ağrısı görülebilir. Düzenli aralıklarla gelen ve giderek şiddetlenen kasık ağrısı varlığında hemen hekime başvurulmalıdır”

Anne-baba adayının yaşı, beslenme, bağışıklık sistemi ve bazı hastalıkların da düşüğü tetikleyebildiğini belirten Taşdemir, tekrarlayan düşük yaşamış anne adaylarının nelere dikkat etmesi gerektiğini şöyle anlattı: “Anne adayının yaşının düşük ihtimali üzerine olan etkisi:
20 yaşın altı yüzde 9.9
20-24 yaşları arası: Yüzde 9.5
25-29 yaşları arası: Yüzde 10
30-34 yaşları arası: Yüzde 11.7
35-39 yaşları arası: Yüzde 17.7
40-44 yaşları arası: Yüzde 33.8
44 yaşın üstü: Yüzde 53.2

Baba adayının 50 yaşın üzerinde olması, genetik anomali görülme olasılığını artırarak düşüklere neden olabilir. Gebelik süresince anne adayının rahminde ve plasentada pıhtı oluşması engellenir. Gebeliğin ilk üç aylık döneminde, gebelik öncesinde yapılan hafif egzersizlere devam edilmesinde sakınca yoktur. Vücut ısısında yükselmeye neden olacak ağır ve uzun süreli egzersizlerden kaçınmak gerekir. Gebeliğin ilk haftalarında vajinal kanaması olan anne adaylarının egzersiz yapmaktan kaçınmaları lazım.”

Cinsel yaşam, beslenme ve stresin de düşük ihtimali üzerinde etkili olduğunun altını çizen Taşdemir, düşük yapan kadınlarda en çok genetik faktörlerin başı çektiğini ifade eden Taşdemir, diğer faktörleri de şöyle sıraladı: “Tekrarlayan düşük yapan kadınların yüzde 12-15'inde çeşitli rahim anomalileri vardır. Rahimde bulunan bölme, rahim içi yapışıklıklar, çift rahim, miyomlar ve rahim ağzı yetmezliği düşüğe yol açar. Luteal faz yetmezliği ya da Korpus Luteum Yetmezliği olarak adlandırılan durum da progesteron hormonunun yetersizliğine ve düşüklere yol açabilir. Yumurtalıkların üzerinde birçok kistin bulunduğu ve kistler arasındaki dokuların arttığı durumlar, polikistik over sendromu olarak adlandırılır. Polikistik over sendromu, kalıtımla geçer. Bu sendrom, infertilite (kısırlık) ve gebelik kayıplarına yol açan birçok immün problem ile ilişkilidir. Polikistik over sendromu olan kadınlarda kanda pıhtılaşma eğiliminin artması ve yüksek tansiyon sık görülen diğer problemlerdir." dedi.

Taşdemir, tiroid bezi ve şeker hastalığının da düşük üzerinde etkili olduğunun altını çizdi.