Düş Yolculuğu - Nilüfer Menekli Buzcular

Yazmak mı? Ah ben bu zevkin sevdalısıyım.Hele bir de konu AŞK olunca,bırakın yazayım.

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun.Git.

Gözlerin durur mu onlarda gidiyorlar.Gitsinler.

Oysa ben senin gözlerinsiz edemem.

Seni bir kere öpsem,ikinin hatırı kalıyordu

İki kere öpeyim desem,üçün boynu bükük...

Cemal Süreya 'Aşk' şiirinde ne güzel ifade etmiştir aşkı.

Aşk bir uyanış,

bir düş yolculuğu,

kör iradenin tutsaklığı,

nihai varış noktası cennetin ışığı,

yaratıcılık,

kanımıza enjekte edilen iksir,

bir paletin renkleri,

kah mutluluk,kah hüzün,

ruhtaki nikbin hava,

yabanıl huysuz bir ağlayışın gökkuşağına ulaşması,

tamamlanmamış bir düşün bütün ezgileri,

hödüklerin kibar,aptalların bilge olması,

bilinçli ya da bilinçsiz cinsel dürtü,

gecenin mahremiyeti,sınırların kalkması,

sessizliğin sesi,kelimelerin soyunması,

esrik halde,bakışların derinliğinde kaybolmak,

tadına doyulmayan,arzulanan bir baş belasıdır.

Ne çok şey söylenebilir aşk için.Son yıllarda 'ilişkiler ve aşk' üzerine yaptığım araştırmalar sonucunda,farklı ortamlarda,her yaş grubundan duyduğum yorumlar neticesinde bu konuya angaje olduğumu düşünüyorum.Ülkemizde boşanma oranının bu kadar artmasının sebebi olarak,insanların mutsuz olduklarını,bu ifadelerini gizlemek için maskelere sığındıklarına şahit oldum.

Son beş yılınızın kaldığını bilseniz hayattan ne isterdiniz? sorusuna bir çoğu aşkı tatmak ve sevilmek istediğini ifade etti.İçlerinden hiç biri çok istediği bir mesleği yürütmeyi,bir çocuk okutmayı,hobisini geliştirmeyi,bir sanat eseri yaratmayı,ev satın almayı,topluma katkıda bulunmayı akıllarına bile getirmediler.İlginç değil mi?...Hepsinin ortak isteği vardı;sevilmek ve aşkı yaşamak.İçlerinden en tatlı,en tontonu aşkı şöyle yanıtladı:

'Ben eşimin ayak seslerine aşığım'.İnsan partnerinin neden ayak seslerine aşık olur ki...Peki bu aşk mıdır?...İşte bu noktada derin derin düşündükten sonra pasif bir bağımlılığın söz konusu olduğuna karar verdim.

Eğer hayattaki tek hedefimiz pasif bir şekilde sevilmekse,sevgiye layık olamayız.Bu tip insanların önemsedikleri eşlerinin onlara bağımlılığını güçlendirmek ve böylece kendilerini emniyete almaktır.Sevgi adını verdikleri ama aslında bağımlılık olan şey adına hem kendi özgürlüklerini,hem de eşlerinin özgürlüklerini kısıtlayıp,bireyselliklerini yok ederler.İlişkiye başlarken çıkılan düş yolculuğunda söylenen övgü dolu sözler,yapılan jestler,edinilen tüm beceri ve yetenekler monotonluk başladığında,yerini gerçek benliğe bırakır.Bağımlı kişilerin içsel yolculuğu genellikle sevgi eksikliğinden kaynaklanır.İç güvenden yoksundurlar.O nedenle sürekli ilgi odağı olmak,dikkat çekmek ve sevgi elde etmek için çabalarlar.Sevgiyi bulduklarında zamk gibi yapışırlar.İlgiye karşı duyarsız kalamayıp,yaşadıkları hazzın devamlılığı için dürüstlükten bile vazgeöerler.Çıktıkları düş yolculuğunda,düş kırıklığına uğrarlar.Vermekten çok almak ister,olgunlaşmak yerine çocuklaşmayı seçerler.Eşlerini özgürleştirmek yerine kafese kapatıp dış dünya ile ilişkilerini keser.Kendini geliştirmek istemez,yeniliklere açık olmazlar.

Gerçek sevgi karşımızdaki insanın kendini geliştirmesini istemek,farklılıklarını kabul etmektir.Kendilerine has düşüncelerini,fikirlerini,duygularını,arzu ve hedeflerini yüklememektir.Sevgi cesarettir.Sevgi kendimizin ya da bir başkasının ruhsal gelişimine yardımcı olmaktır.Sevgi dikkattir.Dikkat dinlemektir bir irade işidir.

Dinlerken geçici olarak kendi önyargılarınI,arzularını değer yargılarını bir yana bırakmak gerekir.Ama bir çok çift birbirlerini gerçekten dinlemezler.Değişim kaçınılmaz bir süreçtir.İnsanlar tecrübe ile gelişir ve değişirler.Fakat ilişkilerinde eşlerine çok değiştiklerini söyleyerek rahatsızlıklarını dile getirirler.Değişmek alışılmadık faaliyetlerde bulunmaktır.Sevgi cesaret ve risk içerir.Bazen muazzam sıçrayışlar yapmak gerekebilir.Böylece insan ilk defa kendisi olma özgürlüğüne kavuşur.İnsan ana babasının,başkalarının hatta toplumun beklentilerini tatmin etmekle,kendine özgü eşsiz kişiliğine doğru sıçrayış yapamaz.Özgürlükler kısıtlanmamalı,kişilikler baskı altına alınmamalıdır.Seven kişi sevdiğinin farklılıklarına ve benzerliğine değer verir.Bireyler arasında çekimi gerçekleştiren farklılıklardır.Farklılıkların en fazla olduğuna tutar aşık olursunuz.Farklar çekime neden olur.Sizi tamamlayacak olan,eksik bulduğunuz özelliklerin giderilebilmesi güdüsüyle çekim gerçekleşir,farklıyı çeker, onun tarafındanda çekilir.

Aşık olmak nispeten çabasız gerçekleştiği için gerçek sevgi değildir.Aşık olmak bireyin benlik sınırlarının bir bölümünün çökmesidir.Aşık olmak cinsellikle ilgili erotik bir deneyimdir.Çocuklarımızı çok derin bir sevgiyle sevebileceğimiz halde onlara aşık olmayız değil mi? Bilinçli ya da bilinçsiz cinsel bir dürtü söz konusu olduğunda aşık oluruz.Aşık olma durumu eninde sonunda geçici bir durumdur.Er ya da geç sona erer.

GERÇEKTEN SEVMEK İNSANA BÜYÜK BİR ZEVK VERİR.İNSANI HAZZA GÖTÜREN TEK YOL GERÇEK SEVGİDİR VE SEVGİ ASLA SON BULMAZ.