İstanbul'da seçim sonuçlarına ilişkin belirsizliğin halen devam etmesi, Rusya'dan alınan S-400 füzelerinin Türkiye-ABD ilişkilerinde gerginlik yaratıyor olması ve açıklanan reform paketinin detaylarına ilişkin soru işaretleriyle TL'de satış baskısı sürüyor.
Dolar/TL bu belirsizliklerle Cuma günü benzer para birimlerinden negatif ayrışarak 5.82’yi aşmış, günü 5.75’ın hemen üzerinde tamamlamıştı.
TL’nin Cuma günü görülen en yüksek seviye itibarıyla dolar karşısında bir haftalık değer kaybı yaklaşık yüzde 3.5, seçimden bu yana kayıplar yüzde 4.6, yılbaşından bu yana ise yüzde 9.1 oldu. Bu verilere göre TL, gelişmekte olan ülke para birimlerinden açık ara daha çok değer kaybetti. Dolar/TL saat 09:13 itibarıyla ile güne 5.7961/ 5.7976 seviyesinde başladı. Doların söz konusu seviyelerdeki seyri devam ediyor.
Bankacılar piyasadaki tedirginliğin ana nedeninin seçimler olduğunu belirterek İstanbul seçimlerinin Haziran’da tekrar edilme olasılığının ekonomide planlanan reformlarda ve belirsizliğin kalkması konusunda “iki kayıp ay daha” anlamına geldiğini belirtiyorlar.
Piyasada bugün Mart ayına ilişkin bütçe gerçekleşmeleri, Ocak dönemine ilişkin işsizlik verileri takip edilecek. Seçim sonuçlarına ilişkin süreç de takip eden lokal gelişmelerin başında yer alıyor.
Küresel piyasalarda ise Asya borsaları ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in, ABD-Çin ticaret müzakerelerinde son dönemece yaklaşıldığını belirtmesinin ardından dokuz ayın zirvesine doğru yükselirken, Çin’den gelen güçlü ihracat ve kredi verileri küresel ekonomik büyümenin gücünü koruyacağı beklentilerini artırdı.
Risk iştahının bu gelişmelerle birlikte güçlenmesi doların başlıca para birimleri karşısında değer yitirmesine yol açtı.
Ayrıca Reuters’da yer alan ABD’li müzakerecilerin ticaret anlaşmasına ön koşul olarak niteledikleri sanayi teşviklerinin kaldırılması talebinden vazgeçtikleri haberi de risk iştahını artıran bir başka neden oldu.
TL ise küresel risk iştahından en az faydalanan gelişmekte olan para birimi olmaya devam ediyor.
İşlemcilere göre, başta S400-Patriot tercihi olmak üzere ABD-Türkiye ilişkileri, küresel ticaret savaşları, yerel seçimler sonrası yavaşlayan ekonomiyi desteklemek adına atılan ve atılabilecek genişlemeci adımlar ve TCMB’den bu yıl beklenen faiz indirimlerine ilişkin tahminler, lokallerin altı aydır aralıksız devam eden döviz alımları, yavaşlayan büyüme, yüksek seyreden işsizlik ve enflasyon zaman zaman piyasalar üzerinde baskı unsuru yaratıyor.
Bu gelişmelere son dönemde seçim sonuçlarına ilişkin belirsizlik ve TCMB’nin net rezervlerindeki gerileme de ekendi. Analistler son dönemde TL’nin değer kazanmasını sağlayacak herhangi bir unsurun olmadığını belirtiyor. Söz konusu alanlarda pozitif bir gelişme olmadıkça gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en kötü performansı göstermeye devam etmesi oldukça olası.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak G-20, Dünya Bankası ve IMF toplantıları için gittiği Washington’da, birçok uluslararası fon ile yaptığı görüşmelerin yanında JPMorgan’ın düzenlediği yatırımcı toplantısında, “Yapısal Dönüşüm Adımları” paketini ve yeni dönem ekonomi politikalarını anlattı.
Dört kaynağın verdiği bilgiye göre Albayrak reform planı hakkında ikna edici pek ayrıntı sunamazken, yatırımcıları da Türk varlıkları konusunda heyecanlandıramadı.
Tahvil bono piyasasında ise 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi 29 Mart’ta bu yılın en yükseği olan yüzde 19.28 seviyesindeydi. Cuma günü spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 18.08, valörde son işlem yüzde 17.51 seviyesindeydi.
İki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise Cuma günü spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 22.21 seviyesindeydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.