• BIST 9476.81
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Bursa 11 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 15 °C

Diyabet hastalığının 11 belirtisi

Diyabet hastalığının 11 belirtisi
Diyabet hastalığının görülme oranı gün geçtikçe artıyor

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabet yani şeker hastalığının görülme oranı her geçen gün hızla artıyor. 1999'da nüfusun %7,2'si diyabet hastasıyken; 2010'da bu oranın %13.7'ye çıktığı görülüyor. Diyabet, birçok hastada hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken bazı durumlarda da sık idrara çıkma, yorgunluk ve aşırı kilo verme ya da kilo alma belirtileri ile ortaya çıkıyor. Teknolojik gelişmeler ile diyabet hastalarının kan şekeri kontrollerinin takibinde büyük kolaylık sağlanırken, hastaların yaşam tarzındaki değişiklikler de tedavide büyük önem taşıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İdris Kuzu, diyabetin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti görülmüyor

Birçok hastalığa davetiye çıkaran diyabet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün hızla artmaktadır. Günümüzdeki diyabetli hastaların oranını belirlemek için geniş kapsamlı araştırmalar sürmektedir. Diyabet, hastaların yarısına yakınında hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken, geri kalan kısımda ise aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır:

Sık idrara çıkma
Yorgunluk
Yaraların geç iyileşmesi
Aşırı acıkma ve susama
Cinsel sorunlar
Bulanık görmek
Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
Sık sık enfeksiyon geçirmek
Cilt kuruluğu ve kaşıntı
Gereğinden fazla su içmek
Ani kilo kaybı veya ani kilo almak
Diyabet kontrol altına alınabiliyor
Diyabet, insülin salgısında veya hem salgısında hem de etkisindeki bozukluk sonucu oluşan ve kan şekeri yüksekliği ile ortaya çıkan metabolik bir hastalıktır. Diyabetin tanısında açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, şeker yükleme testleri kullanılmaktadır. Diyabet hastalarında kan şekeri 300'ün üzerinde olduğunda veya kan şekeri 65'in altına düştüğünde acil müdahale gerekmektedir. Diyabet hastalığının ameliyat dışında iyileşmesi mümkün değildir. Bu nedenle ameliyat kalıcı tedavi olarak uygulanmaktadır

Yaşam tarzınızı değiştirin

Teknolojik gelişmeler diyabet hastalarında sürekli kan şekeri takibinde büyük kolaylık sağlamaya başlamış durumdadır. Ayrıca insülin pompaları da vücutta deri altına takılarak kontrolsüz Tip 1 diyabet hastalarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Diyabetin kontrol altına alınması için yaşam tarzında değişiklikler de yapılması gerekmektedir. Hastalıkla mücadele için; kilo verilmesi, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi, doymamış yağ asitlerinin olduğu besinlerin alınması ve fiziksel aktivitede bulunulması gerekmektedir. Diyabet tedavisinde insülin; ilaçlarla kontrol altına alınamayan diyabetlilerde kullanılmaktadır. Ayrıca kan şekerleri aşırı yüksek giden diyabet hastalarında şekerin zararlarından korunmak için yine insülin tedavisi verilir ve ilerleyen zamanlarda da uygun görülürse kesilebilir. Açlık şekerinin 100'ün altında; tokluk şekerinin 140'ın altında olması normal kabul edilmektedir.

Gizli şekeri hafife almayın

Kan şekeri oranları normalin üzerinde olan ancak diyabet tanısı konulacak kadar yüksek kan şekeri olmayan kişilerin rahatsızlıkları gizli şeker hastalığıdır. Bu nedenle gizli şeker hastası olan kişilerin yaşam şekli ve belli aralıklarla yaptıracakları takipler önemlidir. Çünkü gizli şekeri olanların zamanla şeker hastası olma riski vardır. Diyabet hastaları; insülinin kendilerinde bağımlık yapacağı, çocuk sahibi olamayacakları, diyabetin bulaşıcı bir hastalık olduğu gibi yanlış bilgilere sahip olabilmektedir. Tüm bu yanlış bilgiler, diyabet hastalarının tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir. İnsülin bağımlılık yapmaz ancak diyabet hastası çocuk ve gençler rahatsızlıkları nedeniyle genel olarak ömür boyu insülin kullanmak zorunda kalır. Bu kişiler, genelde kilo verirler. Bu hastaların takiplerinin daha sıkı yapılması gerekir. Diyabet hastalarının beslenmeleri ve fiziksel aktiviteleri de çok önemlidir. Beslenme için düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı, kalorisi kısıtlanmış diyetler uygulanmalı; glisemik indeksi düşük besinler tüketilmelidir. Diyette karbonhidrat; meyve, sebze, tam tahıllı gıdalar kurubaklagiller ve düşük yağlı süt ürünleri tercih edilmelidir. Ayrıca fiziksel aktivite de önemlidir, haftada 3 gün en az 45 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz17 Kasım 2024 Pazar 13:06
  • Aile içi iletişim koptu!17 Kasım 2024 Pazar 12:51
  • Mutlu olmak için iyilik yapmak şart17 Kasım 2024 Pazar 11:11
  • Retina dekolmanı kör edebiliyor!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36
  • Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilir13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35
  • Soğuk duş sizi kışa hazırlıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22
  • Haktan Akdoğan’dan “Kozmik Yankı13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17
  • İşte migreni tetikleyen nedenler11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41
  • Geçmeyen öksürük ihmale gelmez11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34
  • Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0544.201 80 43