Dijital bir felaket olasılığına karşı yedeklemenin tek başına yeterli olacağı inancı, şirketler arasında hala yaygın olan bir düşünce olarak öne çıkıyor. Bütünleşik iş sürekliliği çözümleri sunan Clonera'nın Hizmet Çözümleri Müdürü Doğan Yılmaz, dijital bir felaketin ardından toparlanmak için bir yedekten daha fazlasına ihtiyaç duyulacağını belirterek yedekleme ve iş sürekliliğini birbirinden ayıran 4 farkı paylaşıyor.
Şirketler için veri yedeklemenin, dijital bir felaket anına karşı alınacak tek ve yeterli önlem olduğu yanılsaması, veri kayıplarının ardından devreye sokulması gereken iş sürekliliği planlamasında büyük eksiklikler yaratıyor. Her ne kadar iyi tasarlanmış bir yedekleme stratejisine sahip olmak, iş sürekliliği için oldukça önemli olsa da, dijital bir felaketin ardından toparlanmak için bir yedekten daha fazlasına ihtiyaç duyulacağını belirten Clonera Hizmet Çözümleri Müdürü Doğan Yılmaz, bu iki konsept arasındaki 4 temel farkı paylaşıyor.
Veri kaybı olasılığına karşı yedeklemenin tek başına yeterli olacağı inancı, şirketler arasında hala yaygın olan bir düşünce. Riskleri ve arıza süresini azaltma, felaket sonrası sürece uyum sağlama ve iş kesintilerini engelleme bir iş sürekliliği planının mutlaka sağlaması gereken faktörler iken yedekler gerekli ama daha basit bir amaca hizmet ediyor. Yedeklemenin şirket verilerinin olmazsa olmaz ve uzun süreli bir kopyası, iş sürekliliği planının ise IT altyapısının kısa sürede yeniden hizmet verir hale gelmesini garanti ederek işin devamlılığını sağlayan bir sigorta olarak algılanması gerekiyor. Yılmaz, yedekleme ile felaket kurtarma arasındaki farkı, 4 maddede özetliyor.
1. Veri Saklama Gereksinimleri: Yedekleme, şirket verilerinin güvenli biçimde saklandığından emin olunması adına günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak gerçekleştirilmesi gereken ve sadece veriyi korumayı amaçlayan bir işlem olma özelliği gösteriyor. İş sürekliliği için ise şirketin kritik olduğu tanımlanmış olan IT altyapısının bir kopyasının ikinci bir lokasyonda bulundurulması gerekiyor. Böylece, dijital bir felaket sonrası toparlanma sürecinde iş kesintileri engellenebiliyor. Ayrıca iş sürekliliği planlamasının hazırlanması için öncelikle bir şirketin IT sistemleri kısmen ya da tümüyle hasarlıyken tahammül edebileceği maksimum sürenin hesaplanmasına da ihtiyaç duyuluyor.
2. Kurtarma Yeteneği: İş sürekliliği, şirketlerin uygulama ve verilerinin bulunduğu ana ortamın kısmen ya da tümüyle çalışmaz hale gelmesi olasılığında şirket operasyonlarını sürdürme kapasitesine sahip başka bir altyapının sisteme adapte edilmesine dayanıyor. Erişilemeyen bir belgeye acilen ulaşma ihtiyacında başvurulan yedekleme sistemlerinin ise bir IT altyapısının tehlikeye girmesi durumunda onu kısa sürede yeniden çalışır hale getirme yeteneği bulunmuyor.
3. Ek Kaynak İhtiyacı: Yedeklemeler, asıl olarak birincil medyada depolanması istenen ancak önlem olarak başka konumlarda da bulundurulan veri kopyaları olduğu için depolama kaynağına ek olarak sunucu işlem gücü sağlamıyor. İş sürekliliği çözümlerinde ise kesintiye uğramaması istenen kritik IT altyapısının birebir aynısının farklı bir lokasyonda devreye alınması gerektiği ve bu altyapının birden fazla bileşeni olduğu için tüm fiziksel kaynaklar, yazılımlar, bağlantı ve güvenlik dahil olmak üzere pek çok unsur üzerinde düşünülerek hareket edilmesi gerekiyor.
4. Planlama Süreci: Rutin bir yedekleme işlemi, sadece veri saklama gereklilikleri bilindiğinde planlanıp gerçekleştirilebiliyor. Eksiksiz bir iş sürekliliği stratejisi ise pek çok açıdan ek planlamalar gerektiriyor. Hangi sistemlerin ya da sistemin hangi kısımlarının daha kritik olduğuna dayalı bir kurtarma önceliği sırası ve iletişim süreci gibi planlar ile bu planların hepsinin geçerliliğine dair testlerin yapılması da en az ana strateji kadar önem taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.