15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanlığı’nın basılarak komutanların rehin alınmasına ilişkin iddianamede önemli bilgiler yer aldı. Darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine darbeci askerlerin, Genelkurmay’da o gece yaşananların kaydedildiği bellekleri tank altında ezdikleri ardından da yaktıkları ortaya çıktı.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yücel Kocaman koordinasyonunda, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Cumhuriyet Savcıları İstiklal Akkaya, Kemal Aksakal’ın hazırladığı iddianamede önemli saptamalar yer aldı. İddianamede darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine Genelkurmay Karargâhı’ndaki darbe faaliyetini yönettiği iddia edilen şüpheliler tuğgeneral Mehmet Partigöç, kurmay albay Orhan Yıkılkan ve tuğamiral Sinan Sürer’in saat 03.50’de kuzey nizamiyesinden kışlayı terk ettiği anlatılarak, özetle şu tespitlere yer verildi:
"Elektrik hattı devre dışı bırakıldı"
“Saat 03.55’te Baki Kavun’un darbeciler tarafından derdest edildiği izlenimi verilmeye çalışıldığı; saat 04.09’da Genelkurmay Kışlası’na helikopterle üç sorti silah ve mühimmat getirildiği ve darbeci personele dağıtıldığı; saat 05.10’da Gökhan Eski ve Ahmet İlhan Ayşan’ın, karargâha ait görüntü izleme merkezi sistem odasına girdikleri, akabinde saat 05.30 civarında karargâh içinde bulunan sekiz adet IP kamerayı besleyen elektrik hattının devre dışı bırakıldığı ve kamera kayıtlarıyla görüntülerin kesildiği anlaşılmıştır.
Saat 06.11’de Ahmet İlhan Ayşan, Bünyamin Tuner, Emin Anar, Recep Özkan, İsmail Aydın’ın poşet, kutu gibi muhtelif taşıma vasıtalarıyla Genelkurmay Karargâh binasına ait görüntülerin kaydedildiği bellekleri, tankların park halinde bulunduğu Ayyıldız Caddesi’ne getirdikleri ve getirilen belleklerin 092660 plakalı tank altında ezildikleri tespit edilmiştir. Saat 07.03’te ise ezilen belleklerin doldur boşalt istasyonu bölgesine götürülerek yakıldıkları anlaşılmıştır.”
Kaçırma planı ayakkabı içinde
İddianamede dönemin Genelkurmay 2. Başkanı’nın emir subayı olan ve karargâhtaki çatışma sırasında öldürülen binbaşı Mehmet Akkurt’un evinde yapılan aramada, ‘yatak odasında erkek ayakkabısı içerisinde 7 adet üzerinde el yazısı ile not ve krokiler bulunan A4 kâğıdı’ ele geçirildiği belirtildi. İddianamede “Elde edilen not kâğıtlarında darbe planlaması ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in derdest edilerek götürülmesi planı ile ilgili notların yazılı olduğu anlaşılmıştır” denildi.
İddianamede Güler’in emir subayı Mehmet Akkurt’un 14 Temmuz günü tatilde olan Güler’in koruma müdürü binbaşı Abdurrahim Aksoy’dan acilen Ankara’ya gelmesini istediği belirtildi. Aksoy’un akşam saatlerinde Ankara’ya geldiği ve Akkurt’un evinde buluştukları ifade edildi. İddianamede, "Akkurt’un, darbe yapılacağını, - evinde yapılan aramada ayakkabı içinde ele geçirilen plandan da anlaşılacağı üzere - darbe girişiminin 16 Temmuz 2016 saat 03.00’da başlayacağını, kendisine de bu faaliyet kapsamında Yaşar Güler’i konutundan kaçıracak ekip içinde görev verildiğini söylediği, şüphelinin verilen bu görevi kabul ettiği” anlatıldı.
YAŞ toplantısı adı altında
İddianamede "şüphelilerin darbe girişimi öncesi, 15 Temmuz günü, Genelkurmay Personel Başkanlığı General Amiral Şube Müdürü, 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi kurmay albay Cemil Turhan önderliğinde, General - Amiral Şubesi’nde, YAŞ toplantısı adı altında, örgütün atama listesindeki personelin durumu ile ilgili değerlendirme toplantısı yaptığı" ileri sürüldü. İddianamede şüpheli kurmay yüzbaşı Erdem Eraslan’ın bu toplantıya katıldığı, darbe girişiminin öne alınması üzerine Cemil Turhan’ın harekâtın başladığını personele tebliğ etmek suretiyle toplantıyı sona erdirdiği kaydedildi.
Muska ve fişleme belgeleri
İddianamede, şüphelilerden eski Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı Bilgi Güvenlik Şubesi Araştırma Subayı Hüseyin Yıldırım’ın cüzdanının içinden, kıtmir (Yedi uyurlar olarak da bilinen Eshab-ı Kehf’in köpeğinin ismi) duası ve muska bulunduğu belirtildi. İddianamede, Yıldırım’la ilgili Genelkurmay Başkanlığı 418 No’lu odada yapılan aramadan elde edilen siyah klasör içinde, TSK personeli hakkında tablo şeklinde düzenlenmiş 11 sayfalık fişleme notları bulunduğu, notların açıklama kısımlarında personelle ilgili ‘müspet, ehli - cemaat, hangi görüşe müzahir olduğu, alevi, sünni, Kürt, tehlikeli, zararsız, ateist, dindar’ şeklinde sınıflandırmaların yapıldığı anlatıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.