Aldığımız her kilo hem fiziksel hem psikolojik anlamda gündelik hayatımızı güçleştiriyor. Sadece bununla da kalmayıp tedaviye harcadığımız zaman ve parayı da düşününce yıkıcı etkisi daha da önem kazanıyor. Kiloların baş sorumlularından biri de insülin direnci. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Işık insülin direnci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Asansör icat edildiğinden beri herkes çok üşengeç
Bazı teknolojik gelişmeler hayatımızı kolaylaştırırken bir yandan da sağlığımıza malolmaya başladı. Basit gibi görünse de ilk katta bile otururken merdiven bile çıkmaya üşenir olduk. Fast food beslenme fast food yaşam tarzı derken de özellikle 30’lu yaşlardan itibaren herkes ya aşırı kilolu ya da obez.. 30’lu yaşlardan itibaren beslenme alışkanlığımız değişmese de vücudumuz bir dönüşümün içine giriyor ve bize yabancı bazı durumlar ortaya çıkıyor.
Aslında olan şu “insülin direnci” gelişiyor.
Anahtar kelime insülin direnci. İnsülin direnci kilo aldırıyor, kilo artışı insülin direncini tetikliyor. Siz de fark edersiniz ki “insülin direnci” hem sebep hem sonuç. O zaman rahatlıkla ve tabi ki bilimsel olarak şu söylenebilir. “Bu kısır döngünün baş aktörü olan insülin direncini kırarsak işte o zaman kalıcı ve sağlıklı kilo vermiş oluruz”.
İnsülin direnci şişman sever
İnsülin direnci pankreastan yeterince insülin salgılandığı halde vücudun insülin cevabının azalmasıdır. Bu durumda pankreas insülin direncini kırmak için daha fazla insülin salgılar. Kanda gerektiğinden fazla olan insülin yemek sonrası kan şekerinde ani düşmeye ve erken acıkmaya sebep olur. Sonuç ise aşırı kilo alımı… Bu kilo aşırı insülin direncini daha da arttırır ve sonuç yine kilo alımı. Yani bu süreç bir kısır döngüden ibaret! Ancak bu kısır döngüyü kırmanın bir yolu var. O da; insülin direncini kırmak.
Hastalığı tetikleyen nedenler var…
Genetik yatkınlık,
Hareket azlığı,
İlerleyen yaş,
Kilolu olmak,
Yüksek kalorili rafine gıdalarla beslenmek insülin direncine sebep oluyor.
İnsülin direnci tek başına gelmiyor…
İnsülin direnci ilerleyen yıllarda şeker hastalığına sebep oluyor. Aslında şeker hastalığının en erken bulgusu denilebilir. Şeker hastalığının yanı sıra obezite, hipertansiyon, kalp damar hastalığı, kan yağlarının yükselmesi, kansere yatkınlık insülin direncinin sıkça görülen diğer sonuçları olarak söylenebilir.
Bu kişiler;
Çocuk, genç, yaşı ilerlemiş obezler,
Kilo vermek isteyenler,
Ailede şeker hastalığı olanlar,
Yemekten sonra uyku hali, halsizlik baş dönmesi şikayeti olanlar,
Tedaviye dirençli trigliserid yüksekliği olanlar,
Karaciğer yağlaması olanlar,
Hızlı kilo alma,
Tatlı gıdalara aşırı düşkünlüğü olanlar
Açlığa dayanamama, açlıkta baş dönmesi sersemlik hissi, dudaklarda uyuşma, sinirlilik baş ağrısı, göz kararması ve bulantı şikayeti olanlar mutlaka insülin direncine baktırmalıdır.
Teşhis ve tedavi nasıl olmalı?
Hasta açken kanında ölçülen şeker ve insülin değeri ile hesaplanan HOMA-IR testi, insülin direncini tespit eden basit ve güvenilir bir yöntemdir.
Tedavi için anahtar kelimeler; egzersiz, kilo vermek ve insülin direncini düşüren ilaçlar… Öncelikle yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Kilo aldıktan sonra yua da 30’lu yaşlardan itibaren değil çocukluk çağında bilinçli beslenmeyi öğrenmeliyiz. Çocukluk çağından itibaren yüksek kalorili rafine gıdalardan uzak durmalıyız. Eğer 30’lu yaşları çoktan geçmiş ve kiloları almışsak egzersiz ve diyet ile birlikte muhakkak insülin direncini düşüren ilaçlar kullanmalıyız. Bu ilaçlar ile hem insülin direncini düşürerek hem de iştahı azaltarak sağlıklı ve kalıcı kilo vermemiz mümkün.
İnsülin direnci ve obezite birbirini tetikliyor. Özellikle ilerleyen yaşta şeker hastalığı, kalp ve damar hastalığı, obezite, hipertansiyon, kansere yatkınlık gibi ciddi hastalıklar insülin direnci zemininde gelişir. Her yaş grubunda olmakla birlikte özellikle obez çocuk ve gençlerde insülin direnci aranmalı ve sağlıklı nesiller için gerek diyet gerekse ilaçla tedavi edilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.