Tütün ve tütün mamülleri, her yıl 8.5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oluyor. Günde 22 bin kişinin yani her 3 saniyede bir kişinin ölümüne neden olan tütün ve tütün mamülleri kullanımı, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük ve en uzun süren salgını olarak nitelendiriliyor.
COVID-19’un özellikle akciğerleri etkileyen ve bu yolla ölüme sebep olabilen bir enfeksiyon olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Bostan; “Sigara içmek, tüm diğer virüslerde olduğu gibi COVID-19’a karşı akciğerlerin savunma gücünü azaltıyor. Ayrıca sigara kullanımı, ağır COVID-19 hastalığı için risk faktörü olan diabet, kalp ve akciğer hastalıkları gelişimini de arttıran bir etken olarak biliniyor. Bu açıdan elimizdeki bilimsel veriler, sigara içmenin COVID-19 hastalığını ve ölüm riskini arttırdığını net olarak gösteriyor. Araştırmalar, dumanlı dumansız tüm tütün ürünlerinin virüsün vücuda girmesini sağlayan ACE2 reseptörlerini arttırdığını, solunum yolunun bağışıklık cevabını azalttığını ve kendini yenileme gücünü bozduğunu gösteriyor” dedi.
“Sigara içmenin ölüm riskini yaklaşık 4 kat arttırdığı görülüyor”
Sigara içmenin, el-ağız alışkanlığı olması, maskesiz kullanım gerektirmesi ve üfleme eylemi nedeniyle bulaş riskini de artırdığına dikkat çeken Bostan; “2,4 milyon kişinin katıldığı xxx?? araştırmasına göre; sigara içenlerde 10’dan fazla semptom varlığı riskinin 1.5 kat daha fazla olduğu bildirildi. Sigara içmek, COVID-19 hastalarında nöropsikiyatrik semptomlar, sistemik inflamasyon, pıhtılaşma bozuklukları ve diğer klinik semptomların kötüleşmesi ile de ilişkili. Yani ağır hastalık ve ölüm riskini arttırdığı gibi, COVID-19 kaynaklı pıhtı bozuklukları ve nörolojik bozukluklar sigara içenlerde daha sık görülüyor. Ülkemizdeki hastaların kayıtlarından elde edilen sonuçlarda, sigara içmenin ölüm riskini yaklaşık 4 kat arttırdığı görülüyor” dedi.
COVID-19 sağlık davranışlarını değiştirmeye yönlendiriyor
Bostan’ın açıklamasına göre; pandeminin ruh sağlığı üzerindeki etkileri, sosyal izolasyon, kapanma gerekliliği, insanları sağlık davranışlarını değiştirmeye yönlendiriyor. COVID-19 kaynaklı risklere ilişkin sağlık algısı, sigarayı azaltmak veya bırakmak şeklinde de etki yaratıyor.
Farklı araştırmalarda, bazı katılımcılar sigarayı bir başa çıkma mekanizması olarak kullandıklarını ve içme miktarlarını arttırdıklarını bildirirken, bazıları ise yüksek hastalık riski algılarından kaynaklanan stresin onları bırakma girişiminde bulunmaya teşvik ettiğini bildiriyor. Dr. Öğr. Üyesi Bostan; “Ne iyi ki bazı araştırmalar, sigara bırakma desteği arayan genç sigara içicileri arasında, özellikle COVID-19 pandemisinin neden olduğu risklerin onları bırakmayı düşünmeye yönelttiğini gösteriyor. Aynı durum kronik rahatsızlığı olan daha ileri yaş grubunda da söz konusu. Bu durum, sigarayı bırakmanın teşvik edilmesi için bir fırsat. Böylece toplum, sigara ve COVID-19 riskinden daha fazla korunabilir” dedi. Bu nedenle sağlık profesyonellerinin, halk sağlığını korumak adına COVID-19 pandemisi sırasında da sigaranın bırakılmasını savunması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Bostan; “9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü bunun için önemli bir vesile” şeklinde konuştu.
“Sigara Bırakma Poliklinikleri’nden ya da aile hekimlerinden destek alınmalı”
Çok yüksek düzeyde bağımlılık gelişmiş olan içicilerin, kendi kendilerine sigarayı bırakmayı başaramamalarının olası olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Bostan; “Sigara Bırakma Poliklinikleri’nden ya da aile hekimlerinden destek almaları başarı şanslarını arttıracaktır. 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü’nün, tüm içicilerin bırakma niyetine vesile olmasını ve profesyonel yardım almak konusunda adım atmalarını temenni ediyorum. Konuya ilişkin daha detaylı bilgi almak için İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi olarak 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü kapsamında gerçekleştireceğimiz webinarı https://bit.ly/3Lj64zn web adresi üzerinden kayıt olarak takip edebilirsiniz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.